Türkiye Kömür İşletmeleri Seyitömer Müessesesi’nin özelleştirilmesiyle linyit havzasında yer alan Seyitömer Höyüğü’ndeki kazılar durma noktasına geldi. Kömür rezerv alanında bulunan diğer höyükleri de aynı akıbet bekliyor olabilir.
Aynı yerde sürekli yerleşmeler sonucu oluşan yığma tepelere höyük denir. Höyük adı Anadolu’ya özgüdür, bunlara Mezopotamya’da “tell”, Güneydoğu Anadolu’da “til”, İran’da ise “tepe” denir. Kazılmamış höyükler Anadolu’nun okunmamış arkeoloji kitaplarıdır. Höyükte kazılan her mimari tabaka, her evre, devam eden öğrenme sürecimize önemli katkıda bulunan kitap sayfalarıdır. Kesin bir envanteri olmamakla birlikte, Anadolu höyüklerinin sayısı 10 bin civarındadır. Bugüne değin çok azını bilimsel olarak kazabildiğimiz höyükler, yasadışı kazıların yanı sıra, baraj projeleri, karayolu ve altyapı inşaatları gibi faaliyetler sonucunda hızla yok olmaya başlamıştır. Höyüklerin varlığını zorlayıcı unsurlara son yıllarda madencilik çalışmaları da eklenmiştir. Bu konudaki son gelişmeler Kütahya’da yaşanmaktadır.
Türkiye’nin önemli linyit rezervlerine sahip Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Seyitömer Müessesesi linyit havzasında azımsanmayacak sayıda arkeolojik sit alanı ve höyük bulunmaktadır. Bunlardan biri olan Seyitömer Höyüğü’nde 1980’lerin ortalarında başlayan ve Afyonkarahisar ile Kütahya Müze müdürlüklerince aralıklarla da olsa yaklaşık 20 yıl sürdürülen kazılarda oldukça önemli sonuçlara ulaşılmıştır. 2006 yılında Dumlupınar Üniversitesi’nin kazılara başlaması ile Seyitömer Höyüğü’nün de kaderi değişmiştir. TKİ’nin sponsorluğunda büyük bir yatırımla başlayan yeni nesil kazılarla, yıl bütününe yayılan bilimsel çalışmalar hızlanmış, kalabalık arkeolog ve işçi grubuyla önemli mesafeler kaydedilmiştir. Roma, Hellenistik, Akhaimenid (Pers), Frig ve Orta Tunç Çağı katmanları belgelenerek kaldırılmış, Erken Tunç Çağı incelenmeye başlanmıştır. Planlanan süreçte TKİ’nin desteği ile höyük tümüyle kazılıp belgelenecek, sonrasında arazi, kömür sağlanması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na teslim edilecekti.
Ancak planlanan süreç, Seyitömer Müessesesi’nin özelleştirilmesi ile yarım kalmıştır. Çelikler Holding AŞ tarafından devralınan müessese ile kazı başkanlığı arasında yaşanan finansal sorunlar nedeniyle, Seyitömer kazıları bugün durma noktasına gelmiştir. Zaman zaman basına da yansıyan bu durum, Seyitömer Höyüğü’nün erken dönem kazılarını aksatacak bir sürece doğru gitmektedir. Seyitömer kömür rezerv sahasında yer alıp, aynı süreci yaşayan bir başka eski yerleşme ise Çiledir Höyük’tür. Kütahya Müze Müdürlüğü tarafından 2009 yılından beri kazılmakta olan Çiledir Höyük’te Roma Dönemi ile Erken Tunç Çağı’na ait önemli yerleşmeler açığa çıkarılmaktadır. Müze arkeologları tarafından mütevazi çalışmalar çok değerli bulguları da beraberinde getirmiştir. Çiledir Höyük’ün yanı sıra, aynı kömür rezerv sahasında bulunan Ağızören Höyük ve Mezarlığı’nı da yakın gelecekte diğer yerleşmelerinkine benzer bir kader beklemektedir. Burada kamuoyu ve arkeoloji camiasının beklentisi, kültürel ve tarihsel mirasımıza sahip çıkılarak Seyitömer, Çiledir ve Ağızören’de, Çelikler Holding AŞ’nin sorumluluklarını yerine getirmesi ve bilimsel arkeolojik kazıların sorunsuz bir şekilde tamamlanmasıdır.
Viking yüzüğünde Allah’ın adı muamması
Viking döneminin (MS. 793-1066) önemli ticaret merkezi Bijörkö Adası’ndaki Birka kasabası yakınlarında, 19. yüzyılda, bir Viking kadın mezarında mor taşlı gümüş bir yüzük bulunmuştu. Geçtiğimiz ay yapılan incelemeler sonucunda, yüzüğün üzerindeki yazının Arapça olduğu kesinleşti. Şu an İsveç Tarih Müzesi’nde muhafaza edilen 9. yüzyıldan kalma yüzük, Vikinglerle İslâm dünyası arasındaki bağlantıya kanıt oluşturuyor.
9-11. yüzyıllar arasında deniz yoluyla büyük mesafeler kateden Vikinglerin, dönemin Müslüman dünyasıyla, muhtemelen Abbasilerle bağlantıları olmuştu. Batı Avrupa’da korkunç savaşçılar olarak bilinen bu denizcilerin Arap dünyasıyla ilişkileri ise ticaretten ibaretti.
Viking yüzüğü, söz konusu iki eski uygarlık arasındaki ilişkinin ender bulunan fiziksel kanıtlarından biri. Araştırmacılar bunun İskandinav arkeolojik tarihine ait tek Arapça yazılı yüzük olduğunu doğruladılar. Taşının sanıldığı gibi ametist değil, renkli cam olduğu tespit edilen yüzük, neredeyse hiç yıpranmamış. Bu da fazla el değiştirmediğini gösteriyor. Bu yüzden, kadının dönemin Müslüman dünyasına seyahat ederek kuyumcudan bizzat aldığı veya kendisine hediye olarak getirildiği öne sürülüyor.
MUHTELİF
1- Roman, öykü ve senaryo yazarı Yaşar Kemal’i ve ABD’li aktör Leonard Nimoy’u Şubat ayının sonunda kaybettik. Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Arkeolog Şükrü Tül, Türk pop müziği sanatçısı Erol Büyükburç, fantastik edebiyatın önemli ismi İngiliz yazar Terry Pratchett ve bağımsız Singapur’un kurucusu Lee Kuan Yew ise Mart ayında hayatını kaybetti.
2- Türkiye’nin ilk arkeoloji enstitüsü, Pamukkale Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Lisans üstü eğitim verecek olan enstitünün, önümüzdeki akademik yıldan itibaren açılacağı belirtildi.
3- 2002’de Denizli’de bir mermer işçisi tarafından bulunan fosil kafatasının 1.2 milyon yaşında olduğu kesinlik kazandı. “Denizli Adamı” Anadolu’da bilinen ilk ve tek taş devri insanı.
4- Prizren Kalesi’nin dış cephesi kısmen çöktü. Bizanslılar’ın 11. yüzyılda inşa ettiği kalenin kontrolünü 1455’te Osmanlılar almış ve genişle- terek 500 sene kullanmışlardı. Kale geçen yıl Amerika Büyükelçiliği tarafından bağışlanan 700 bin dolarlık bütçeyle onarılmaya başlanmıştı.
5- İspanyol yazar Miguelde Cervantes’e ait olduğu sanılan mezar, ölümünden yaklaşık 400 yıl sonra Madrid’teki Trinitarian Manastırı’nda geçtiğimiz Ocak ayında bulunmuştu. Yapılan araştırmalar sonucu, geçtiğimiz ay mezarın edebiyatçıya ve ailesine ait olduğu kesinleşti.
TARİHE KALANLAR
Alpler’de korkunç kaza
Dünyanın en büyük 8. havayolu şirketi Lufthansa’nın yan kuruluşu GermanWings’in, Barselona’dan Düsseldorf’a giden Airbus A320 yolcu uçağı Fransız Alpleri’nde düştü. Pilotun ‘kasten’ düşürdüğü sanılan uçaktaki 144 yolcu ve 6 mürettebattan kurtulan olmadı. Kaza, Germanwings’in ilk, Lufthansa’nın en büyük kazası olarak tarihe geçti.
Tarihi müzede saldırı
Tunus’taki Bardo Milli Müzesi’ne yapılan terör saldırısında 19’u yabancı turist, 23 kişi hayatını kaybetti. 2002’de yine Tunus’taki El-Griba Sinagoğu’na yapılan bombalı saldırıdan sonraki bu en ölümcül terörist saldırıyı IŞİD üstlendi.
Kültür mirasları yok oldu
Dünya kültür miraslarını yok etmeye ve yağmalamaya devam eden IŞİD, Musul’daki 3000 yıllık antik Asur kenti Nimrud’u ve UNESCO Dünya Mirası listesindeki 2000 yıllık antik Pers kenti Hatra’yı buldozerlerle yıktı. IŞİD Şubat sonunda da nadir el yazmalarının ve Osmanlılardan kalma harita ve kitapların bulunduğu Musul Halk Kütüphanesi’ni yakmıştı.
Yemen krizi
Yemen’de Husi’lere yönelik uluslararası askeri operasyon başlatıldı. Suudi Arabistan liderliğinde 100 savaş jeti ile başlatılan ve Körfez ülkelerinin de destek verdiği operasyonda başkent Sana’daki havalimanı bombalandı.
UZMAN GÖRÜŞÜ
Üzerinde ‘illallah’ yazıyor
Yüzüğün üzerindeki yazının Arap harfleri olduğu kesin gibi. Ancak sanki önünde başka harfler de var gibi duruyor. Bu haliyle “illallah” (Yalnızca Allah) şeklinde tercüme edilebilir. Ancak İslâm dünyasında “Lailahe illallah, maaşallah, inşaallah” şeklindeki kullanımı daha yaygındır. Dolayısıyla ya önündeki harfler silinmiş ya da dile çok hakim olmayan biri tarafından yazılmış olabilir.
Muzaffer Albayrak