1984 yılından beri devletle savaşan PKK, 1993’te ateşkes ilan edince kısa süreli bir barış havası esmişti. Ancak örgütün, tüm ayrıntıları hâlâ tam bilinmeyen bir eylemde 33 silahsız er ve yedi sivili katletmesi barış sürecinin sonu oldu.
Abdullah Öcalan’ın ağzından PKK ilk kez ateşkes ilan ettiğinde tarihler 17 Mart 1993’ü gösteriyordu. Seneler sonra, ateşkeste Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın doğrudan etkili olduğu ortaya çıkacaktı. Iraklı Kürt lider Talabani’nin aracılık yaptığı temaslarda, PKK’nın ateşkes ilan etmesi, devletin de PKK’lılar için bir “dağdan indirme” formülü üzerinde çalışması üzerinde mutabık kalınmıştı.
Hem devlet hem de PKK içinde savaştan beslenen ve silahların susmasını istemeyenler vardı ama bölgede yıllardır ilk kez barış havası esiyordu. Nevruz kutlamaları bile olaysız geçmişti. Öcalan iki aylık olduğunu duyurduğu tek taraflı ateşkesi, 16 Nisan’da süresiz uzattı. Ancak beklenmedik bir gelişme oldu ve ertesi gün Turgut Özal öldü.
Sürecin sonunu asıl getiren getiren olay ise 24 Mayıs’ta yaşandı. Malatya-Bingöl yolunu kesen ve dağıtıma gönderilen silahsız 33 erle 30 sivili kaçıran PKK’lılar, 33 er ve yedi sivili katletti.
Zamanlamanın manidar olmasının yanı sıra olayda bir dizi tuhaflık vardı. Kurallara göre erler için güvenliğini eskortların sağladığı konvoy oluşturulması, otobüslerde silahlı muhafızların olması gerekiyordu. Ancak o gün 582 er, 16 midibüsle, konvoy oluşturulmadan, eskort ve muhafız olmadan Malatya’dan Bingöl’e doğru yola çıkarılmıştı. Talihsiz 33 er bu 16 araçtan ikisindeydi ve kendi araçlarının çevrilmesi tamamen tesadüftü.
Araçlar iki buçuk saatlik yolu altı saatte ancak almış ve bu kısa yolda tam beş kez mola vermişti. Üstelik bölgede PKK’lıların olduğu bilinmesine rağmen, molalar için yol üzerindeki karakollar kullanılmamıştı.
Büyük tepki toplayan olayın ardından barış umutları rafa kalktı. Süleyman Demirel cumhurbaşkanı, Tansu Çiller başbakan oldu. Göreve geldiğinde Kürt sorununun çözümü için “Bask modeli” tartışmasını ortaya atan Çiller, kısa sürede “topyekun savaş” konseptini savunmaya başlayacaktı. 1993-1995 arasında savaşın en şiddetli çatışmaları yaşandı, köy boşaltma ve faili meçhul cinayetlerde de büyük artış oldu.
Olayı uzun süre “devletin ateşkese rağmen sürdürdüğü operasyonlara misilleme” diye izah etmeye çalışan Öcalan, ilerleyen yıllarda saldırı emrini veren ve sonradan itirafçı olan PKK yöneticisi Şemdin Sakık’ı suçladı. Son olarak, cezaevindeki bir avukat görüşmesinde ise “Devlet içinde barış istemeyen güçler 33 eri bize öldürttü” dediği iddia edildi.