Kasım
sayımız çıktı

Bu nasıl sevgi, ah!

4 Temmuz 1949’da Çamlıca’daki mutlu günlerinin hatırası olarak sevgilisiyle (eşiyle?) fotoğraf çektiren genç kadın, fotoğrafın arkasına şunları yazmış:

“Hayatım Hâldunum, Hudutsuz bir sevginin şu iki kahramanını seyredecek her göze ne mutlu… Birarada geçen kıymetli eşsiz günlerimizi hatırlatacak bu büyük resmin değerini verebilecek tek kelime bulamıyorum. O günün büyüklüğü karşısında yalnız dilime gelen şu cümle: Müstakbel hayatımızın da hep böyle yanyana geçmesine bütün kalbimle dua ediyorum. Saadetimizin sonsuzluğuna bu resim ne kadar da güzel bir misal. Hayatın tek mesud gülü ve bülbülü!

Gel canım. Çamlıca’nın bu mesud çiftini hararetle tebrik edelim. Seni her şeyimle öperim Hâldunum”

Karagöz denizde, Hacivat oynaşta

Karagöz dergisinin 6 Temmuz 1928 tarihli 2119’uncu sayısı deniz hamamlarına ayrılmış. Üzerinde “İstanbul’da deniz hamamları mevsimi geldi. Kadın-erkek denizden istifade ediyorlar” yazan kapak karikatüründe Karagöz denize girerken Hacivat güneşlenen kadınları seyrediyor ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:

Hacivat: Aman Karagöz! Ben nerelere düşmüşüm. Galiba yolu sapıtıp dalgınlıkla deniz denen cennete geldim. Hele şunlara bir bak! Alimallah içim içime sığmıyor.

Karagöz: Sen onlara bakacağına benim şu keyfime bak! Kendimi sırtüstü denize verdim mi, hele kulaçlamaya başladım mı gel keyfim gel! Yalnız hayret ediyorum, vatanın dört bir tarafını üç deniz kuşattığı halde yüzme bilenimiz, denizcilik merakımız pek az. Gençler bari bu güzel sporu ilerletsinler.

HAŞEREYLE SAVAŞ

Sigara: Bir nefes “sıhhat”

Günümüzde dünyada her yıl beş milyondan fazla insanın ölümüne yol açan sigaranın kansere neden olduğu 1960’lı yılların ilk yarısına kadar kesin olarak kabul edilmiş değildi. Aslında İngiliz doktor John Hill’in Cautions Against the Immoderate Use of Snuff (Aşırı Enfiye Kullanımına Dikkat) adlı, tütün kullanımıyla kanser arasında ilişki olduğunu dünyada ilk kez iddia eden 1761 tarihli ilk rapor yayımlanalı iki asır olmuştu. Üstelik, 20. yüzyılın ilk yarısında bu bağ daha bilimsel yollarla ortaya konmaya başlanmış, 1930’da Almanya’nın Köln Üniversitesi bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya çıkarmıştı. Ancak sigara lobisi sigarayla kanser arasında bir bağ olduğunu kabul etmediği gibi birçok yararı olduğu propagandası yapıyordu.

1960’lı yıllara kadar, dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’deki gazetelerde de sigaranın faydalarını anlatan birçok habere rastlamak mümkündü. Bu haberlerde sigaranın zekayı kamçıladığı, gribe iyi geldiği, hazmı düzenlediği ve kabızlığı önlediği, mükemmel bir antiseptik olduğu, salgın hastalıklardan koruduğu ve fazla kiloyu engelleyerek ömrü uzattığı gibi bilgiler veriliyordu.

1963 yılı sonunda Dünya Sağlık Örgütü, sigaranın kanser başta olmak üzere çok sayıda hastalığa yol açtığının kesin olarak anlaşıldığını duyurunca işler karıştı. Bu tarihten sonra gazetelerde tiryakileri sakinleştirecek, “zararsız sigara” haberleri çıkmaya başladı. 13 Şubat 1964 tarihli Hürriyet’teki “Sigara içmenin insana zarar vermeyen bir usulü bulundu” başlıklı haber bunun bir örneğidir. Habere göre New York’ta bir klinik açılmıştır ve kliniğe gelenlere “dumanı ciğerlere çekmeden nasıl sigara içileceğini” gösterilmektedir. Uğruna klinik açıldığı söylenen zararsız sigara içme yöntemi ise şudur: “Dumanı bir nefes ağızda tutmak, sonra dudakları sıkıca kapamak ve akabinde burundan derin nefes almaktır”.

Birçok gazete ve dergide tiryakilere puro ve pipoya geçmeleri tavsiye edilir, İstanbullu bir girişimcinin maruldan yaptığı “zararsız” sigara gazeteleri bir süre oyalasa da her ölü proje gibi kısa sürede unutulur.

1964’ün Mayıs ayında Gümrük ve Tekel Bakanı Mehmet Yüceler, sigaranın kanser yaptığı haberlerinden sonra Batı ülkelerindeki sigara satışlarında büyük düşüş olduğunu ama Türkiye’deki tiryakilerin haberlere aldırmadığını ve satışlarda azalma olmadığını bir müjde verir gibi duyurur. Bakan Yüceler aynı açıklamasında “Kanser araştırmaları yabancı sigaralarla yapılıyor. Halbuki Türk tütünü yabancı tütünden çok daha az zararlı ve kanser yapıcı etkisi yok” diyerek Türk tiryakileri uzun yıllar kandıracak tehlikeli bir yalanı da dolaşıma sokacaktır.