Bir Osmanlı-Rus Savaşı olarak başlayan, daha sonra Rusya’yı Akdeniz’den ve Avrupa’dan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışan büyük Avrupa devletlerinin de dahil olduğu Kırım Savaşı (1853-1856), modern savaşların öncüsüdür. İlk kez demiryollarının, zırhlı gemiler ile mayınların kullanıldığı, Birinci Dünya Savaşı’ndan yarım asır önce siper savaşı tekniğinin uygulandığı savaş, aynı zamanda savaş muhabirlerinin öncülerini de yaratmıştır.
Kırım Savaşı aynı zamanda bir diplomasi savaşıdır. Doç. Dr. Hüner Tuncer, Tarihçi Kitabevi’nden çıkan Kırım-Savaş ve Diplomasi adlı kitabında önce, Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni yenmesi durumunda Osmanlı topraklarına hakim olacağından korkan Batılı büyük devletlerin savaş öncesindeki ve sırasındaki diplomatik hamlelerini anlatmış. Ardından, savaşa dahil olan ülkelerin pozisyonunu tek tek aktaran Tuncer, diğer bölümlerde savaşın önemli muharebelerini, savaşın sonuçlarını ve barış sürecini anlatıyor. Tuncer, savaş bittikten sonra da taraflar arasındaki diplomatik savaşın sürdüğüne ve bu düzeyde bir diplomasi mücadelesinin de Kırım Savaşı’nın getirdiği ilklerden olduğuna dikkat çekmiş.