DÜNYADA HİPERENFLASYON DÖNEMLERİ
Banknotları yakmak odun almaktan ucuzsa…
Yakın tarihte Yugoslavya’da, Zimbabve’de, Venezuela’da görülen hiperenflasyon için, “sıradışı koşullar” deyip geçmek kolay. Ancak enflasyonun sadece Türkiye’de değil bütün dünyada da gündemi meşgul ettiği bugünlerde, 100 yıl önce Avrupa’nın ortasında bir halkın hiperenflasyon kıskacında nasıl çırpındığını, hangi refleksleri gösterdiğini, yöneticilerin nasıl körleşebildiğini hatırlamanın tam zamanı.
DÜNYA TARİHİNDEN 5 BÜYÜK SKANDAL
‘Yolunu bulan’ krallar ‘işini bilen’ düzenbazlar
Yolsuzluk ve rüşvet, şüphesiz modern devlet-kapitalizm öncesinde de hatta çok eski devirlerden beri vardı. Para ve sermaye piyasaları geliştikçe, yolsuzluğun uygulama biçimleri de gelişti. 20. yüzyılda yolsuzluğu önlemek için gerek tek tek ülkelerde gerekse uluslararası düzeyde yasalar çıkarıldı, antlaşmalar imzalandı. Ancak “bal tutan parmağını yalar”, “benim memurum işini bilir” hâlâ geçerli. Döneminde, dünyayı sarsan 5 büyük hadise…
PAPA’NIN YEĞENLERİNDEN BAŞKANLARIN OĞULLARINA
Batı dünyasını sarsan eş-dost, ahbap-çavuş, kıyak-torpil virüsleri
Liyakata öncelik veren yansız bir bürokrasi, modernliğin belirleyici özelliği olarak düşünülür; Batı toplumlarının imajları açısından büyük önem taşır. Buna karşılık yolsuzluk salgını, “daha az gelişmiş” ülkelere özgü sayılır. Oysa Ortaçağ’dan günümüze Avrupa ve ABD’de de bitmek bilmez skandalların önemli bir bölümü, orduda, okulda ve ticarette liyakat problemlerine bağlı, kimisi kurumsallaşmış yolsuzluklarla örülü.
BATI’DA VE DOĞU’DA HUKUKUN ASKIYA ALINMASI
‘Halkı koruyan baba’dan uyuşturucu baronlarına
Gangsterlik, hem hayatta hem ekranlarda gerçekleşen bir “sanat dalı” artık. Roman, film, dizi, manga, şarkı ve medya/sosyal medya aracılığıyla gangster de bizim adımıza konuşur, içinde yaşadığımız rezaletleri dile getirir. Örgütlü suç, kendisini “namuslu” bir topluluk, bir alternatif devlet gibi sunar. Böylece cinayet ilahi adalete veya vatan-millet savunmasına dönüşür; şiddet, kutsal savaş sayılır; sadakat ise “suskunluk yasası” olur.
EDINBROUGH DÜKÜ PRENS PHILIP (1921-2021)
Hanedandaki görevi protokoldeki yeriydi
Büyük Britanya Kraliçesi 2. Elizabeth’in eşi Prens Philip’in soyağacı, hayatından ilginçti. Atası Danimarka Kralı, babası Sakarya Muharebesi’ne katılmış bir Yunan generali, ablaları Nazi Partisi üyesi, kendisi ise sonradan olma bir İngiliz’di. Hiçbir şey yapmadı; kendisinden beklenenleri yerine getirdi.
KATOLİK KİLİSESİ’NE TARİHÎ İSYAN
‘İşte burada duruyorum, başka türlü yapamam. Tanrı yardımcım olsun’
1521’in Ocak ayında Martin Luther adlı bir Alman rahip, aforoz belgesini Wittenberg kentinde halkın gözü önünde yaktı. Bu meydan okuyuş Hıristiyan dünyasını bölecek; Protestan kiliselerinin doğmasına, Katolik Kilisesi’nin karşı-reform hareketine girişmesine yolaçacaktı. Avrupa modernizminin dönüm noktası.
GÜNAHLARI KEÇİLERE, SALDIRILARI KURTLARA MALETMEK
ÇILDIRDIKÇA ÇILDIRAN, AMA FELAKETLERİ YÖNETEN İNSAN
‘Toplumsal cinnet’ olarak kayıtlara geçen tarihî hadiseler, salgın-savaş-yangın-deprem-sel gibi felaket dönemlerinde ortaya çıkar. Cadı avları, kurban törenleri, falcılık, komplo teorileri, kehanetler... Bu krizleri fırsata dönüştüren insanlar, düşman saydıkları veya sorumlu tuttukları kişileri bertaraf eder ve hayata devam etmek için dinî ritüelleri sonuna kadar kullanırlar. Tabular yıkılır ve tekrar tesis edilir.
2 ÇOCUĞUNU, 5 TORUNUNU ÖLDÜRTEN PADİŞAH
Kaçınılmaz trajedi: Kanunî ve oğulları
Klasik trajedide insan kaderin oyuncağıdır. Hükümdar kendi oğullarını yani doğal rakiplerini öldürtür. Şehzadeler de babalarına başkaldırır, birbirleriyle savaşır; çünkü bu bir ölüm-kalım meselesidir. Sultan Süleyman son yıllarında artık böyle trajik bir karakterdir: Yorgun bir hükümdar, çok sevdiği karısını kaybetmiş bir erkek, iki oğlunun ölüm kararını vermiş yaşlı bir adam.
HİROŞİMA-NAGAZAKİ/75.YIL
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu
Mantara benzer bulut göğe yükselir. Peki aşağıda neler olmaktadır? Müthiş bir ışık (pika), dev bir patlama (don), mutlak sessizlik, giysiler yokolunca geriye kalan çıplaklık... Kollarını yana açmış, derileri sarkan insanların yürüyüşü. Bisiklet üzerinde ölü bir beden. Yanıp kör olmuş bir at. Cesetlerle dolu sarnıçlar. Yangınlar. Elinde gözünü tutan bir adam. Yıkıntıların altından sıyrılmaya çalışanlar. Kapkara bir yağmur. İnsan ve insansızlık hikayeleri...
BATILI KAŞİFLERDEN YÜZYILLAR ÖNCE
Önce Çinli seyyahlar Batı’ya doğru gittiler
Çin’in kendi batısını keşfi neredeyse 1.400 yıl öncesine dayanır. Hint Okyanusu’nda yelken açan, İpek Yolu’nda cirit atan Çinliler çoktur. Yedinci yüzyılda Orta Asya ve Hindistan’ı karış karış gezen Şuan Zang ve 15. yüzyılda muhteşem filosuyla Afrika’ya kadar giden Ceng Ha, tarihin en büyük seyyah ve kaşifleri arasında sayılır.