HALİT KIVANÇ (1925-2022)
Beyaz camdan gülümseyen gümüş saçlı delikanlı
En heyecanlı yarışmaların, soluk soluğa spor müsabakalarının her daim gülümseyen; mağlubiyetle hüzünlense, başarıyla gönense de ölçüyü ve zarafeti elden bırakmayan o aşina yüzü artık yok. 7’den 70’e tüm Türkiye’nin aileden kabul ettiği, sevgisiyle göklere çıkardığı ve oradan 96 yıllık hayatı boyunca indirmediği Halit Kıvanç yaşama veda etti. Tam manasıyla bir devrin sonu…
DEZENFORMASONLA MÜCADELE Mİ, SANSÜR MÜ?
@devlet adlı kişi sizi engelledi
AK Parti ve MHP’nin “dezenformasyonla mücadele yasası” olarak duyurduğu “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa Teklifi” artık hayatımızda. Bilgi akışını kontrol altına almak için çok güçlü araçlar sunan yasanın yazılı ve görsel basının yanında, internet medyası ve sosyal medyada da ifade özgürlüğü bakımından endişe verici sonuçları olabilir. Özellikle basın özgürlüğü karnesi tarihten bu yana zayıflarla dolu Türkiye’de… Geçmişten örneklerle Türkiye’de basın hürriyeti, sansür ve iktidarla ilişkiler…
KOMET / GÜRKAN COŞKUN (1941-2022)
Bir ‘kuyrukluyıldız’ kaydı tuvalde ve şiirde izi kaldı
Türkiye sanat, edebiyat ve düşünce tarihinin benzersiz isimlerinden Komet (Gürkan Coşkun), 25 Eylül’de 81 yaşında hayatını kaybetti. Hayalle gerçeği harmanladığı resim ve gravürleriyle tanınan ressam, yaşamını çoğunlukla İstanbul ve Paris’te sürdürdü. 2004’te Koşarak Geldim Çorabı Deldim adlı anı kitabını yayımladı; ayrıca şiir kitapları da vardı.
KRALİÇE 2. ELIZABETH (1926-2022)
Bir elinde güven ve istikrar diğerinde emperyal iktidar
8 Eylül 2022’de İngiltere’nin en uzun süre tahtta kalan hükümdarı Kraliçe 2. Elizabeth, 96 yaşında hayata gözlerini kapattı. 70 yıl 214 gün boyunca bitmek bilmez bir görev bilinciyle istikrar ve güvenin kayası olmaya devam eden Kraliçe, aynı zamanda kanlı sömürgecilik döneminden kalma pek çok acının da sembolüydü. Ölümü “bir devrin sonu” mu, yoksa Brexit’in uyandırdığı “küresel İngiltere” fantezileriyle göstermelik bir şapka değişimi mi olacak?
MAHSA AMİNİ’NİN ÖLÜMÜ VE PROTESTOLAR
İran rejiminin ‘Aşil topuğu’: Başörtüsü ve kadın direnişi
İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından hayatını kaybetmesine tepkiler giderek büyüyor. Ülkenin zorunlu başörtüsü politikasının uzun bir tarihi var, ancak baskının hikayesi her zaman direnişin hikayesiyle birlikte örülüyor. 20. yüzyıl başından bu yana kadınların başı çektiği mücadeleler ve rejimin tepkileri…
İLHAN İREM (1955-2022)
Yeldeğirmenlerine karşı ışık ve sevgiyle durdu…
“Boşver Arkadaş”tan “Anlasana”ya, “Olanlar Olmuş”tan “Birleşsin Bütün Eller”e… Şarkılarıyla ışığa, sevgiye, barış ve doğaya çağıran yumuşacık bir ses sustu geçen ay. Hiçbir zaman anaakıma kapılıp gitmemiş, her dönemde kendisi olmayı, kendi sözünü söylemeyi başarmıştı. Hayalini kurduğu “Karanlıklardan sıyrılmış, her zaman hür ve aydınlık” dünyada şimdi…
TARİHİN MAHKEMESİNDE POLİTİK DAVALAR
Hak, hukuk, adalet gak, guguk, siyaset
Geçen ay önce Gezi Davası’nda, ardından CHP’li Canan Kaftancıoğlu hakkında çıkan kararlar, yargının siyasallaşması tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Ancak tarih, yargının özünde hiçbir zaman siyasetten bağımsız olmadığını gösteren birçok örnek barındırıyor. Sokrates’ten Jeanne d’Arc’a, Mithat Paşa’dan Dreyfus’a, Yassıada’dan Deniz Gezmiş’lere sembol davalar ve birer aydınlanma belgesi hâline gelen savunmalar…
AGÂH ÖZGÜÇ (1932- 2022)
Sinemanın kara kutusu: Çöpleri altına çeviren emek
Gündelik olanın hayatın her alanına yayıldığı topraklarda, fareli depolardan topladığı, ilmek ilmek biriktirdiği dev arşivle, Yeşilçam’ın tarihini neredeyse tek başına yazdı. Agâh Özgüç’ün delice emeği olmasaydı, büyük ihtimalle birçok film, yönetmen, oyuncu, yapımcı tarihin tozlu sayfaları arasında unutulurdu. Önemsiz görünüp köşeye atılan çok önemli detayların peşinde bir hayat.
AYDIN ENGİN (1941- 2022)
Kıdemli bir basın sanığı gazeteciliğin yüz akıydı
Türkiye’nin en kıdemli gazetecilerinden Aydın Engin’in arkasında bıraktığı yaşam, onu Ödemiş’ten Hukuk Fakültesi’ne, tiyatro sahnesinden 53 yılını verdiği gazeteciliğe, Almanya’da taksicilikten “Yılın Anneliği”ne savurmuştu. Her dönem başını belaya sokmayı bilmiş, güleryüzünü hiç yitirmemiş bir gazeteci.
Toprağın örtemediği sırlar: Kanada’nın karanlık geçmişi
Ülkede 1863-1998 arasında yerli çocukları asimile etmek için kullanılan yatılı okulların arazilerinde ardı ardına bulunan çocuk mezarları, ülkenin sömürgecilik tarihiyle yüzleşmesi için yapılan çağrıları yeniden yükseltti. Yerli topluluklar artık “özürden eyleme” geçilmesini istiyor. Okulların çoğunu işleten Katolik Kilisesi ise halen resmî olarak özür dilemedi.