Toprağın örtemediği sırlar: Kanada’nın karanlık geçmişi
Ülkede 1863-1998 arasında yerli çocukları asimile etmek için kullanılan yatılı okulların arazilerinde ardı ardına bulunan çocuk mezarları, ülkenin sömürgecilik tarihiyle yüzleşmesi için yapılan çağrıları yeniden yükseltti. Yerli topluluklar artık “özürden eyleme” geçilmesini istiyor. Okulların çoğunu işleten Katolik Kilisesi ise halen resmî olarak özür dilemedi.
DANISH SIDDIQUI, PETER DE VRIES, A. LACHKARAVA
Gazeteciler için Kara Temmuz: 3 ülke, 3 cinayet ve saldırılar…
Temmuz’da Gürcistan, Hollanda ve Afganistan’da üç meslektaşımızı kaybettik. Alexander Lachkarava LGBT karşıtı bir gösteride, Peter de Vries mafya üzerine bir program sonrasında ve Danish Siddiqui, Afganistan-Pakistan sınırında öldürüldü. Ülkemizde de bazı güvenlik güçleri gazetecileri hedef alarak darp etti.
BUKOLEON SARAYI
Şehir içinde bir hayal şehir: BÜYÜK SARAY’IN İZLERİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yakın zamanda restorasyona aldığı Bukoleon Sarayı, aslında Bizans İmparatorluğu’nun neredeyse bir şehir boyutlarındaki Büyük Saray’ının ek bölümüydü. Saray 11. yüzyıla dek kullanılmış; 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet’e harabesi kalmıştı. Sultanahmet Meydanı’ndan denize kadar, yerin bazen üzerinden bazen altından Bizans’ın en görkemli yapısı…
KADIN HAREKETİNDE 2000’LERİN GÜNDEMİ
Kağıt üzerinden hayata eşitlik-özgürlük savaşı
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı “geliyorum diye diye” geldi. Risk altında olduğunun ilk işaretleri 6-7 sene önce belli olmaya başlayan, giderek resmî politika düzlemine taşınan yasal kazanımlar; kadın hareketinin uzun yıllar süren kapsamlı kampanyaları sonucunda elde edilmişti. Hareketin tarihi ise kadınları kızdırmamak gerektiğini gösteriyor!
NEVAL EL SEDDAVİ (1931-2021)
Yırtıcı bir dünyada tehlikeli bir kadın
Onu ne sürgün yıldırdı, ne hapis ne de ölüm tehditleri... Adaletsizlik karşısında doğru bildiğini söyleme alışkanlığı başına ne bela getirirse getirsin yolundan dönmedi. Ülkemizde Sıfır Noktasındaki Kadın kitabıyla tanınan Mısırlı kadın hakları savunucusu, yazar-doktor Neval El Seddavi ve 90 yıllık bitmeyen mücadelesi...
‘SIFIR ATIK’ FELSEFESİ
Dünyayı ele geçiren atıklar: Çöpler artık ‘geri dönüşsüz’
Çöpün tarihi belki insanlık tarihi kadar eski, ama Sanayi Devrimi’nden bu yana ürettiğimiz atıkların hem miktarı hem de niteliği çok değişti. 2. Dünya Savaşı sırasında “geri dönüşüm” bir yurtseverlik göstergesi olarak yaygınlaştı. Bugün ise “sıfır atık” gibi projeler, çöpün yalnız geri dönüştürülmesini değil tamamen ortadan kaldırılmasını da hedefliyor ve dünyanın geleceğinin buna bağlı olduğunu savunuyor.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SEÇKİN EĞİTİM KURUMLARI
Yüksek fildişi kulelerden üniversitede memuriyete: ‘Akademik elitizm’
Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni rektörü Melih Bulu’nun seçimle değil atanarak göreve başlaması üzerine başlayan protestolar akademinin özerkliği, liyakat ve otoriterleşmeyle ilgili olduğu kadar “akademik elitizm”le ilgili tartışmayı da alevlendirdi. Peki “Boğaz’a nazır viskisini yudumlayan” akademisyen imajı ne kadar gerçeği yansıtıyor? Akademinin “yüksek”liğine ilişkin tartışmanın tarihsel arka planı ve bugün içinde bulunduğumuz durum.
ÖMER CAHİT KAYRA (1917-2021)
Kadıköy’ün beyefendisi nadir bir çalışma azmi
1917’de Kadıköy’de başlayıp, maliye müfettişliğinden Enerji Bakanlığ’ına uzanan, 80 yaşından sonra 40’a yakın kitap yazarak noktalanan dopdolu, rengarenk bir hayat. Cahit Kayra, eşine nadir rastlanır bir çalışma azmiyle 104 yıllık hayatının son gününe kadar toplumsal belleğimize yaptığı katkılarla hatırlanacak.
NUR VERGİN (1941-2021)
Siyaset sosyolojisinin referans kaynağıydı
“Cumhuriyet’in elitleri” tarafından yetiştirilmiş, Fransa’da öğrenim görmüş, 6 dil bilen Nur Vergin, Türkiye’nin sosyoloji alanındaki duayen isimlerindendi. Üniversitedeki odasına çakılıp kalmamış, Türkiye’yi saha araştırmaları için karış karış gezmiş, kendi çevresinden tepki çeken fikirlerine rağmen gazeteler ve televizyonlarda uzmanlığını halkla paylaşmaktan imtina etmemişti.
JOHN LE CARRÉ (1931-2020)
Gerçekle kurgu arasında usta bir casus-yazar
Gerçek adıyla David John Moore Cornwell, hepimizin bildiği adıyla John le Carré, İngiliz casusunu siyah-beyaz James Bond dünyasından çıkarıp, grilerin bulanık sularına atmıştı. Gerçekle kurgunun karıştığı ince çizgide duran 25 romanın bir bölümü, ilhamını onun görev yıllarından almıştı.