DEV-ÂSÂ
Masal-kurgu âleminde çocuk yiyen yetişkinler!
Batı’da Jentilak, Tarttolo ve benzeri hayal ürünleri kollektif bilinçaltına yuva kurmuşlardır. Anadolu’nun gelenek havuzundaki Demirtırnak, Kulbastı, Karakoncolos ya da Tepegöz belki daha yöresel figürlerdir. Masal dünyasının alacakaranlık cephesinde çocukları “av” olarak gören figürler... Hänsel ve Gratel’den “şirin” Shrek’e...
ŞEHİR, ŞİİR VE GIUSEPPE UNGARETTI
Bir çeşitliliğin şahşehri İSKENDERİYE
İskenderiye’de doğup büyümüş Giuseppe Ungaretti (1888-1970), kentin kozmopolit ortamına denk gelmiş bir tür ‘melez’di. Önce Paris serüveni, sonra Milano’ya geçip orada demir atış. Bütün şiirlerinin atmosferinin gene de İskenderiye’de geçen çocukluk ve ilkgençlik yıllarında çatıldığını ifade etmiştir.
YELLENME TARİHİ
Sindirimin de cilvesi var: İpe dizilen, nem kapılan
Feixas, 1413 Paris’inde bir salgın sonrası “yellenme öksürüğü” sesiyle dalga geçildiğini anlatıyor. Jean Genet’nin Paravanlar oyununda da sömürgeci ordunun askerleri bağırsaklarındaki gazı salarak ‘memleket kokusu’nu almak ve yaymak peşine düşüyorlar. Edebiyattan musikiye osuruktan nâmeler...
ÖLÜM ÖĞRENİMİ
‘Meçhule giden bir gemi’ ve edebiyatçı yolcuları…
Edebiyatın ölüm gerçeğini “belletmeye” etkisi, katkısı ne ölçüdedir? Ölüme giderken insana insan ne ölçüde yardımcı olabilir, çok yakını, en yakını olsa bile? Mehmed Uzun, Kemal Tahir, Michel Foucault, Hervé Guibert ve daha niceleri... Yaklaşan zamansız ölümün bilincinde yaşananlar, yazılanlar...
SEZAİ KARAKOÇ (1933-2021)
‘Kendinden bir şeyler kattın Güzelleştirdin ölümü de…’
Türkiye’nin ve Türkçenin değer oluşturmuş, iz bırakmış sayılı şairlerindendi Sezai Karakoç. Diyarbakır-Ergani doğumlu şair, 16 Kasım 2021’deki vefatının ardından İstanbul Şehzadebaşı Camii haziresine defnedildi. Gerek eserleri ve şiir anlayışı, gerekse konuşmaları ve siyasi tutum alışlarıyla nevi şahsına münhasır bir iz bırakan Karakoç’u, Enis Batur’un 2005’te kaleme aldığı “Sezai Karakoç Okuma Saatı” başlıklı yazısıyla anıyoruz.
ETİK, ESTETİK...
Teşhirden sanata idam ve tekrardaki fark payı
Goya, 1. Maximilian’ın idam infazını konu edinirken sahneyi kafasında “kurmuştu”; başvurabileceği fotoğraf (1808’de!) yoktu (olamazdı). Buna karşılık Goya’nın tablosu Manet’nin, Picasso’nun, Yan Pei-Ming’in ve başkalarının resimlerinin algoritmasını oluşturdu. Saddam Hüseyin’den Kaddafi’ye, sanatçı elinden maktulleri konu edinme eğilimi ve bunun doğurduğu estetik ve politik sonuçlar...
ÖLÜMLER, İZLER VE DEVAM EDEN SÜREÇ
Stavisky’den Troçki’ye cinayetler sahnesinde…
“İşadamı” Serge Alexandre Stavisky (1888-1934), intihar süsü vererek öldürülmüştü. 1974’te vizyona giren Alain Resnais’nin yönettiği “Stavisky” filmine bir ucundan Troçki’nin Fransa ‘macera’sını içleştirme fikri, senaryo yazarı Jorge Semprun’e aitti. Troçki’nin katlinden önceki son yıllarında yanında olan Jean van Heijenoort ise 1986’da eski karısı tarafından öldürülecekti.
JAPON SANATÇI HOKUSAI
O meşhur ‘Dalga’yı fırçasıyla kağıda çarptı
19. yüzyılın efsane kalem-fırça ustası Hokusai, kendini “basım işçisi” sayan geleneksel bir öncüydü. Dünyanın hemen her tarafında örnekleri görülen meşhur “Dalga” çizimiyle popüler Hokusai, günümüzdeki “manga”lara da ilham verdi. Hem devasa resimleri hem olağanüstü küçük işleriyle, “dev Daruma portreleri ile buğday taneleri üzerine çizdiği serçe desenleri arasına gerdi hayatını”.
Tarihin ‘baş’ köşesinde kesilen konuşan kafalar
Mitolojik dönemlerden günümüze, kesildikten sonra canlanan, dile gelen kafalar anlatıların, kitapların, sanatın ‘baş’lıca temalarından oldu. Wallerstein Beyni’nden “Star Trek”e, Albertus Magnus’tan Şiro Takahaşi’ye, Orfeus’tan Danton’a simyayla bezenmiş, edebiyatla güçlenmiş, kehanetle ve hakikatle iz bırakmış unutulmaz eserler...
BUZ SARAYI
Rusya’da, 1739-40 kışında gerçeküstücü bir gerçek
Bundan 281 sene önceydi. Çariçe Anna İvanova, dünya tarihinindeki belki de en çılgın projeyi gerçekleştirdi. Buzdan bir saray: Ledianoi Dom! Gerçeğin çok üzerinde, masalları-efsaneleri bile yaya bırakan Buz Sarayı’nın tasarımcısı ise Alman mühendis Georg Wolfgang Krafft’tı. Krafft, gelecekte insanoğlunun Satürn gezegenine de benzeri yöntemlerle yerleşeceği fikrindeydi.