HAYAT VERENLERİ ÖLDÜRMEK
Sağlıkta Şiddet
Konya’da bir hasta yakınının kurşunlarıyla hayatını kaybeden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya, sağlık çalışanlarının özellikle pandemi döneminde artan güvenlik endişelerini çok acı bir şekilde gündeme taşıdı. Ancak sağlıkta şiddet sorunu ne bu olayla başladı ne de tek bir cinayetle sınırlı. Türkiye’de konuyla ilgili istatistiklerinin tutulmaya başlandığı 2012’den bu yana 10 yılda 110 bini aşkın şiddet vakası bildirildi; dünyada da benzer bir eğilim yükselişte. Tarih boyunca “el kalkmaz” denen, kutsal kabul edilen bir mesleğin, bağımsızlığını kaybedip sistemin içine dahil edildikçe şifa verdikleriyle değişen ilişkileri ve itibarsızlaştırma…
1. DÜNYA SAVAŞI’NDA SAĞLIK HİZMETLERİ
Medreseden Tıbbiye’ye Cihan Harbi’nde doktorlar
Yeniçeri teşkilatının kaldırılıp, Sultan 2. Mahmut tarafından Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunun kurulması, İstanbul’da 10.240 askeri bulunan ordunun sağlık sorunlarıyla ilgilenecek eğitimli doktor ihtiyacını da doğurdu. 14 Mart 1827 tarihinde açılan Tıbhane-i Amire’de yetişen doktorların önemi 1. Dünya Savaşı’nda yaralılarının tedavisi ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek gerektiğinde daha da iyi anlaşılacaktı.
HİPOKRAT’TAN BUGÜNE DOKTOR-HASTA İLİŞKİSİ
‘Önce zarar verme’den ‘önce zarar görme’ye
Şifacılığın kutsiyetten ayrılarak seküler hekimliğe evrilmesi MÖ 5. yüzyılda Hipokrat ile başladı. Hipokrat geleneğinin hekimleri, tanrılara aracılık etmek yerine doğrudan hastayla temas kurmayı, bilgiye dayalı hastalık teorilerini tercih etmişlerdi. 19. yüzyılda tıp teknolojisindeki gelişmelerle “bilimsel tıp” yükselmiş, ancak hasta-hekim ilişkisinin kutsal bir bağ olduğunu düşünenler Hipokrat tıbbında ısrar etmişti. Bugün ise yüksek teknolojili tetkik ve tedavi yöntemlerine rağmen tıp mesleğine olan güven sarsılmakta…
REGL - “GÜMRÜK TARİFE CETVELİNİN 9619.00 POZİSYONU”
‘Muayyen günler’ kuralı: Adı yok ama tabusu çok
Kimileri onu zehirli kabul etmiş; kimileri mitleştirmiş, iyileştirici özellikler atfetmiş. Kimileri sözde koruma amacıyla, kimileriyse lanetli kabul ettiğinden “misafiri gelen” kadınları toplumun dışına itmiş. Menstrüasyon bahsediyoruz! Bugün bile adı anılmaktan imtina edilen, toplumun yarısının doğal bir fonksiyonu olmasına rağmen nedense konuşulmayan regl ve tarihin satıraralarında bile kendine yer bulamayışı…
EN GÜÇLÜ OLANIN HAYATTA KALMASI
‘İnsan insanın kurdu’ ama, sen de geçicisin, unutma!*
İnsan türünün (homo sapiens) macerası, 60 bin yıl kadar önce Afrika’dan başladı. Uzun yüzyılların labirentinde hem zorlu şartlarla hem de birbiriyle mücadele eden İnsan’ın “seyircili ve seyircisiz” performansı, sadece motivasyonla belirlenmiyor. 20. yüzyılda literatüre giren meşhur fare ve hamamböceği deneyleri.
İÇİMİZDEKİ KÖTÜLÜĞÜ ŞEYTAN'A MÂLETMEK… SOSYAL PSİKOLOJİ VE ÖNCÜLERİ
İnsan mısın sen ya? Evet; yani canavarım!
2. Dünya Savaşı, sıradan insanların da akla hayale sığmayacak kötülükler yapabileceklerini gösterdi. Holokost’la zirve noktasına ulaşan dehşet, tüm dünyayı insanın doğasına ilişkin fikirleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. Sosyal psikologlar, savaşın ardından insanın otoriteyle ilişkisini bir dizi deneye tabi tutacak; itaatin rahatsız edici mekanizmalarını açığa çıkaracaklardı. İnsan zihninin karanlık köşeleri...
PROF. DR. M. ASIM CENANİ (1931-2020)
Genetik biliminin öncüsü Covid-19’a yenik düştü
Ülkemizdeki genetik biliminin öncülerinden, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları anabilim dalı emekli öğretim üyesi ve Türk Pediatri Kurumu eski başkanlarından Prof. Dr. M. Asım Cenani’yi Covid-19 nedeniyle kaybettik.
DR. MEHMET ATİLLA BARAN (1961-2020)
Emeklilik beklerken İzmir’i yasa boğdu
İzmir’in çok tanınan ve sevilen bir hekimiydi Mehmet Atilla Baran. Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiğinde, dört gün sonra ayrılacağı emeklilik hayatını planlıyordu.
ÇAĞDAŞ SAĞLIK EĞİTİMİNDE 75. YIL
Bilim ve fedakarlık: Ankara Tıp Fakültesi
Cumhuriyetin ilk tıp fakültesi 20 Haziran 1945’te kurulmuş, Atatürk’ün hayali nihayet 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gerçek olmuştu. Ankara Tıp Fakültesi tıbbiye geleneğinin Anadolu’ya taşındığı bir başlangıç oldu. Geç Osmanlı döneminden günümüze, büyük özveri ve emekle aktarılan kıymetli bir mirasın kısa tarihi...
PROF. DR. ÖMER REFİK ÇAYLAN (1962-2020)
Kahraman bir hekim daha: Refik unutulmayacak asla
Ankara Tıp Fakültesi 1989 mezunu, kulak- burun- boğaz uzmanı Refik Çaylan, salgın hastalığın son kurbanlarından. Çaylan, 2005'te Pakistan'da meydana gelen depremin yaralarını sarmak üzere Türk hükümetinin Pakistan'a kurmuş olduğu Türk Hastanesi'nin başhekimi olarak da görev yapmıştı.