Dünya tarihinin en karanlık dönemlerinden birini başlatan Şili darbesinin üzerinden 50 yıl geçti. 11 Eylül 1973’te, Başkan Salvador Allende, ABD’nin açıkça destek sunduğu Pinochet’in darbesiyle devrildi. Sonraki dönem, binlerce işkence vakası ve faili meçhul cinayetin yanısıra özelleştirmelere, işsizliğe ve millî gelirdeki düşüşe kapı açacaktı.
17 yaşındaki Nahel M.’nin, polisin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürülmesinin ardından başlayan isyan dalgası Fransa’yı felce uğraşı. Polis teşkilatı içindeki ırkçılık, Fransa’da sömürgecilik döneminin mirası yapısal bir sorun. Protestocu gençler ise “şiddet olmadan devleşen tepki alamayacakları” düşüncesiyle hareket ediyor.
50 yıl öncesine kadar “Latin Amerika’nın İsviçre’si” diye nitelenen Uruguay’da 1973’te yaşanan askerî darbe, o zamana dek görülmemiş bir baskı-şiddet dönemini başlatmıştı. Uruguay darbesi, bir millî güvenlik ve beka sorunu olmadığı durumlarda bile kapitalizmin girdiği krize çözüm olarak diktatörlüğün ortaya çıkmasının belirgin örneğiydi.