Kediler evden atıldı köpeklere yer açıldı
İnsanoğlunun can dostu, koruyucusu kediler, fare-yılan-akrep tehdidi kalmayınca, nankör insanlar tarafından kapı dışarı edildiler. Evlerin dışında tutulan köpekler ise, artık odamızda, yatağımızda…
ASIRLAR SÜREN SALTANAT SONA ERDİ
Sokak hayvanları için en kötü yüzyıl
Evrendeki her şeyin insana hizmet için yaratıldığına ve “işine yaramayan” her şeyi yok etme hakkı olduğuna inanan hastalıklı kafa, 20. yüzyılı Türkiye’deki sokak hayvanları için tam bir vahşet dönemine çevirdi. İlki 104 yıl önce kurulan ve dönem dönem belediyelerin hayvanları öldürmesine destek dahi veren hayvanları koruma organizasyonları ise zaman içinde değişti, naif hayvanseverlik hayvan hakları savunuculuğuna dönüştü.
İSTANBUL’DAKİ KÖPEK SÜRGÜNLERİ
Köpeklerin ahı tuttu, Sivriada Hayırsız oldu
İstanbul’da şehir sakinleriyle geleneksel bir uyum içinde yaşayan köpekler, halktan çok idarecilerden çekti. İlk iki sürgün kararı ahalinin infiali nedeniyle iptal edilirken, modernleşme gerekçesiyle yapılan üçüncüsü dört ayaklı İstanbullulara en acı darbeyi indirdi, sürgün yeri Sivriada’nın ismini Hayırsız Ada’ya dönüştürdü.
BATILI GEZGİNLERİN GÖZÜYLE İSTANBUL’UN KÖPEKLERİ
Batılıları şaşırtan sokak hayvanları
Osmanlı toplumunda uzun yıllar el üstünde tutulan sokak hayvanlarına merhamet gösterilirken Batı’da durum tam tersiydi. Hâl böyle olunca İstanbul’a gelen Batılı gezginlerin ahalinin hayvanlara gösterdiği hürmeti görüp hayret etmemesi imkansızdı.
OSMANLI TOPLUMUNDA HAYVAN HAKLARI
Hayvanlara eziyetin suç olduğu dönem
İnsanların tıpkı kul hakkı gibi hayvanların hakkını almaktan çok korktuğu, hayvanlara eziyet edilmesinin felaketlere, afetlere sebep olacağı inancına sahip olduğu Osmanlı Devleti’nde hayvan haklarına dair düzenlemeler çok eski tarihlere dayanıyor.
KEDİLER, KÖPEKLER, KUŞLAR...
Bir zamanlar dostlarımızdı
Başta köpekler olmak üzere sokak hayvanları, Osmanlı toplumunda el üstünde tutulmuştu. Batı ülkelerinde sokaklar hayvanlardan “temizlenirken”, bu coğrafyadaki sokak hayvanları adeta altın çağını yaşıyordu.
DEVŞİRMELER MÜHTEDİLER DÖNMELER HİZMETLİLR
Osmanlı oldular, devleti ve toplumu sırtladılar
Anadolu’da Roma-Bizans-Selçuklu geleneğini zenginleştirerek büyüyen Osmanlılar, 600 yıl boyunca gayrimüslim unsurları bünyesinde eritti; çok sayıda Hıristiyan, Yahudi, Ermeni gerek devlet kademelerinde, gerek dinî yapılarda gerekse sosyal hayatta en yüksek mevkilerde hizmet verdi. İşin sırrı belki de Osman Bey’in Bilecik Hıristiyanları için söylediği sözdeydi: “Komşularımızdır. Biz bu vilayete garip geldik. Bunlar bizi hoş tuttular. Şimdi de bizim bunlara hürmet etmemiz vaciptir”.
BATI'DA EŞCİNSELLİK
Doğallıktan sapkınlığa hoşgörüden düşmanlığa
Batının eşcinsellikle ilgili tutumu, bunu bir günah olarak gören Yahudi- Hıristiyan geleneğiyle şekillendi, sapkınlık yozlaşma gibi yan anlamlar yüklendi. Bu köklü tabu, ancak günümüzde tarihçilerin alanına girdi.
ENDERUNLU FÂZIL
Eşcinselliğe övgü
Pervasız şairlerimizdendir Fâzıl. O pervasızlıktan Nef’i (öl.1634) boğdurulmuş, Nedim (öl.1730) Patrona ayaklanmasında el ayak altında öldürülmüştür. Fâzıl da sürüldü (1810), kör oldu, yatalak düştü, öldü. Bu üçlü, salt sanat anlayışlarıyla değil, zamanlarının ötelerine düşen hayata bakışlarıyla da farklı ışıltılardır.
17. YÜZYILDAN ANA-BABALARA EŞCİNSELLİK UYARILARI
Bir hatunda 1 şeytan, bir oğlanda 18 şeytan var
V. Murad’ın saltanatında (1623-1640) yazılmış bir akaid-ilmihal kitabında ana babalara öğütler var…