ÖLÜMÜNÜN 60. YILI
Abdülhak Şinasi Hisar: Unutulan bir İstanbullu
Özellikle İstanbul şehri-hayatı üzerine müstesna yazıları, şiirleri ve romanlarıyla iz bırakan Abdülhak Şinasi Hisar, doğma-büyüme İstanbullu, çok iyi eğitimli bir yazardı. 60 sene önceki cenazesine pek az kişi katılmış; belediye işçileri tabutunu Aksaray’dan Topkapı’ya kadar taşımıştı. El verenlerden bir tanıklık…
1920’DE ÇIKMAYA BAŞLAYAN KADINLAR SALTANATI
Kadınlar için yayımlandı erkek saltanatını salladı
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinden 14 yıl önce çıkan bir karikatür albümü, kadınların milletvekili seçilmesi ve oy kullanmasını cesurca tartışmaya açmıştı. Kadınların eşit hak mücadelesinde de ilklerinden biriydi. Sedat Simavi’nin çizip yayımladığı albüm, kadınlara yönelik ilk Türkçe karikatür albümüydü. Kadınlar Saltanatı sadece karikatür tarihimiz için değil feminizm tarihimiz için de bir milattı.
CUMHURİYETİN İLK AYDINLAR DİLEKÇESİ VE KARŞITLARI
Nâzım hapisten çıkamasın diye uğraşanlar da vardı!
Nâzım Hikmet 1950 başlarında Bursa Cezaevi’ndedir. 1938’den beri, 12 yıldır hapistir; toplamda 28 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmıştır. 8 Nisan 1950’de, serbest bırakılması için açlık grevine başlar. Dünyada ve Türkiye’de birçok yazar, biliminsanı ve sanatçı da şairin hapisten çıkması için uğraşır, imza toplar.
CUMHURİYET’İN İLK KADIN YAYINCISI “BOLŞEVİK DUDU”! YAZDI-YAYIMLADI-ÇEVİRDİ-YARGILANDI-HAPİS YATTIGAZETESİ SALDIRIYA UĞRADI- MEMLEKETİNDEN ATILDI AMA…
…Yılmadı, yıkılmadı SABİHA SERTEL
Cumhuriyetin ilk kadın gazetecisi Sabiha Sertel, ömrünü yayıncılığa ve kağıda adadı. Ama ne adamak! Dergiler, gazeteler, ansiklopediler, kitaplar, kitapçıklar, risaleler… Kalemi ve mürekkebi hep işçilerin ve kadınların yanında oldu. Cumhuriyet gazetesi onun için 1937’de “Bolşevik Dudu” diye karalama kampanyası başlatacaktı. Her dönemin aykırı kadınıydı. 10 gazete-dergi ve tarihî hadisede Sabiha Sertel.
MİLLÎ ALFABE VE DİĞER KAYIP ESERLERİ
Devlet-erkek-siyaset elele Fatma Nudiye Hanım ellere
İlk millî alfabeyi bir kadın yazdı: Fatma Nudiye Yalçı. Hem varlığı hem de yazdığı diğer kitaplar kaybolmuş-unutturulmuş öncü bir aydın. Sosyalist kimliği ve tercüme ettiği kitaplar yüzünden 12 sene hapis yattı; politik yaşamı sırasında ise erkek yoldaşları tarafından sindirilmeye, silinmeye çalışıldı; Bulgaristan’da yokluk içinde vefat etti.
MEHMET'TEN NAZIM HİKMET'E MEKTUPLAR
‘Babacığım, selam ederim, 2. karnem hep pekiyi olacak’
Nâzım’ın Sovyetler Birliği’nde olduğu süre boyunca eşi Münevver Andaç ve oğlu Mehmet Hikmet hep gözetim altındaydı. 1951’den 1955’e kadar mektup almaları-yazmaları yasaktı. O sıralar uluslararası girişimlerle en azından kısmen de olsa bir mektup ve hediye trafiğine izin verildi. İşte 50’li yılların sonlarında, Mehmet’in özlem dolu satırları…
67 YIL SONRA, BÜYÜK ŞAİRİN PEŞİNDE...
‘Kore’ye Giden Gemi’: Nazım Hikmet’in, tamamı ilk defa yayımlanan şiiri
1951’de tekrar ağır hapis cezalarına çarptırılan dünya şairi Nazım, çok sevdiği vatanından ayrılmak ve SSCB’ye gitmek zorunda kalmıştı. Tam o sıralar bütün şiddetiyle devam eden Kore Savaşı, şairin hem günlük hayatına hem de unutulmaz dizelerine yansıdı. O dönem yazdığı “Kore’ye Giden Gemi” şiiri, daha sonra Türkçede kısaltılarak yayımlanmıştı. Mehmet Perinçek, Moskova’da şiirin orjinalinden yapılan Rusça çevirisini buldu ve tekrar Türkçeye kazandırdı.
EDEBİYATIN İKİ DEVİNDEN İKİ BAŞYAPIT
Defoe ve Camus’de veba ve karantina: Bugünün aynası, aynısı!
İngiliz yazar Daniel Defoe Veba Yılı Günlüğü’nde (1722) gerçek bir olayı, 1665 Londra veba salgınını bir roman tadıyla anlatır. Fransız yazar Albert Camus de Veba’da Cezayir’in Oran kentinde 1940’larda yaşanan kurgusal bir salgını romanlaştırır. Sayısız insan bu kitapları herhangi bir hapsolma-kuşatılma durumunun, yokolma tehdidinin temsili olarak okumuştur. Günümüzdeki COVID-19 salgınının ortaya koyduklarıyla şaşırtıcı benzerlikler...
Nâzım Hikmet’te Türklük ve millîlik
Her tarihsel dönem, kendi anlamları-anlatımları doğrultusunda bir terminoloji oluşturur. Bugün özellikle ülkemizde, iyiden iyiye günlük siyasetin yörüngesine göre şekillenen bu kavramlar, ünlü şair Nâzım Hikmet’in döneminde de tartışma konusuydu. “Vatan haini” olarak damgalanan Nâzım’ı o dönemde destekleyenler ise, onu “Türk dünyasının, Türk milletinin müstesna bir kıymeti” olarak selamlamışlardı. Arşiv belgeleri konuşuyor...
ŞAİRE YAZILMIŞ MEKTUPLAR
Nâzım Hikmet: Türkçenin büyükelçisi
Dünya şairi Nâzım Hikmet’in şiirleri, onlarca dile çevrildi, milyonlarca kişiye ulaştı. Şairin SSCB’de olduğu dönemde kendisine yollanan Türkçe mektuplar, bugün Rusya Edebiyat Sanat Devlet Arşivi’nde (RGALİ) bulunuyor. Bu mektuplar Türkçeye olan tutkuyu ve en önemlisi Türkçe konuşan halkların dillerinin korunmasında ve Türkçenin yaygınlaştırılmasında Nâzım Hikmet’in ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor.