1925’in İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşanan bir hadise, önce okulda sonrasında basında ciddi bir mesele olur. Arapça hocasının iskemlesine büyük bir iğne konmuş ve öğretmenin elini kanatmıştır. 10. sınıf öğrencilerinin tamamı okuldan uzaklaştırılır ama, çocuklar gazeteleri dolaşarak haksızlığa uğradıklarını söyler. Olaylar daha da büyür. O sınıfta okuyanlar arasında Sait Faik, İhsan Sabri Çağlayangil, Hikmet Feridun Es, Sıtkı Yırcalı gibi ünlüler, daha sonradan milletvekili-bakan olacak isimler vardır.
Avrupa’da üniversite kalıcı bir binası bile olmayan loncalar çevresinde örgütlenmeye başlamış; sabit bir mekanı olmamasını avantaja çevirip iktidarla çatıştığı noktalarda özerk konumunu çekip gitme tehdidiyle güvence altına almıştı. 13. yüzyıla uzanan tarihinde, kendi mahkemelerini, cezaevlerini kuran üniversiteler ulus-devletlerden çok daha köklü kurumlardı.
1863’te Bebek’te erkek öğrencilere eğitim vermek için kurulan Robert Kolej girişimi, Amerikan Kız Koleji, Robert Kolej Yüksekokulu, Amerikan Hastanesi, Amiral Bristol Hemşire Okulu ve Boğaziçi Üniversitesi’yle Türkiye’de köklü izler bırakmış, siyaset, sanat, edebiyat gibi pek çok alanda Türkiye’nin en iyi yetişmiş insanlarını mezun etmişti. Türkiye’nin en “elit” eğitim kurumlarından birinin tarihine yolculuk.