Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan Dunhuang Mağaraların ve çevresinde bulunan Türkçe vesikalar, yerleşik hayata geçiş aşamasındaki Uygurlar’la ilgili zengin bilgiler sağlıyor, içerdiği detaylı hukuki düzenlemeler ile “tipik göçebe” algısının kırılmasında da rol oynuyor. Belgeler aynı zamanda, Dil Devrimi öncülerine, Türkçeleştirme sürecinde esin kaynağı olma özelliği de taşıyor.
23 Ağustos 2022’de, 2019’dan beri Nomgon vadisinde yürütülen ortak kazı çalışmalarında 2. Köktürk Kağanlığı’nın kurucusu Ėltėriş Kağan’ın anıt kompleksinin bulunduğu duyuruldu. Türkçe (Runik harfli), Sogdca (Sogd harfli) ve henüz hangi dille yazıldığı bilinmeyen Brahmi harfli metinler içeren buluntular, henüz araştırmalar sürmekle birlikte Türklerin tarihi için çok önemli.
İslâmiyet öncesi Türk arkeolojisine dair yaptığımız yayınlar, Türklerin kökenini Orta Asya’ya dayandıran ve tarihsel olarak Batılılar tarafından empoze edilen teorileri tartışmaya açtı. Türkleri, uygarlığın doğduğu topraklar olan Anadolu, Mezopotamya ve İran’dan uzaklaştırıp “Sarı Irk”a dahil eden bu anlayışın ülkemizdeki takipçileri de, şimdilerde Türk tarihini Üst Paleolitik Dönem’e (MÖ 18.000) kadar geri götürmüş durumda!