‘HANBAZİ’ TERİMİ ÜZERİNE
Kan ve han bağı sona ererken
“Hanbazi” terimini, “oyun oynar gibi han atama; ‘jouer au khan’, ‘khan play” şeklinde dışarıdan gelen bir bakışaçısıyla bugünkü dilimize aktarabiliriz. Oryantalist Charles- Henri-Auguste Schefer, Histoire de l’Asie Centrale par Mir Abdoul Kerim Boukhary adıyla 1876’da Farsça metin ve Fransızca çevirisi ile yayımlanan eserinde, hanların meşruiyetine ihtiyaç duyulduğu ancak güçlerini yitirdikleri döneme işaret eder.
‘ŞATO’LAR-TÜRKLER-ÇİNLİLER
Tarih, bağlam, bakışaçısı
10. ila 13. yüzyıl arasında (Song dönemi) Kuzey Çin artık medenileşmiş yabancılar tarafından değil de Kıtay ve Cürçen gibi kuzeydoğulu yabancılar tarafından (Liao ve Jin sülaleri) idare edilir olmuştu. Bu yeni durum, artık kendini yerli gibi gören eski yabancıların da bir zamanlar uzaktan gelmiş oldukları gerçeğinin dile getirilmesine yol açmıştı.
Kadim Türk coğrafyası: Hareket eden sınırlar…
Kadim Türklerin tarihsel hareketleri, bize onların ortaya çıktıkları coğrafyanın bugünkü Moğolistan ile sınırlı olmadığını kanıtlar. Haritalarda imparatorluk hudutları, Kadim Türkler’in en yaygın olduğu zamanı gösterir; biz de bu sınırları hep böyle olmuş gibi algılarız. Ancak o dönemde step bölgelerinde sınır veya hudut değil, dağlar, nehirler, göller coğrafyayı belirlemiştir.
Koğurçak: Kukla hanlar ve oyuncak kız bebekler
Ağaç kovuğu gibi içi boş, örneğin tandır, fırın gib nesneler, mağara-yaradılış mitlerinde de karşımıza çıkar. Ağaç kovuğundan veya kabuğundan yapılan “bebekler” bu oluşumlardan çıkan soyun anasına (cedde) işaret eder. İlk dönemlerdeki ana figürü zamanla ata şeklini almıştır; ancak aynı kelime Kaşgarlı Mahmut’ta gördüğümüz gibi, kız çocuklarının oynadığı bebek için kullanılmaya devam etmiştir. Bu bebekler oğlan değil kızdır.
Alicengiz oyunu: Çifte krallık
“Alicengiz”i Orta Asya pratiklerini küçümseyen bir Osmanlı tabiri diye anlamak yerine olacaktır. 600 yıldan fazla hükümranlık eden Âl-i Osman (Osmanlı hanedanı) zamanla veraset usullerini değiştirmiş, ancak “1 memlekette 1 hükümdar olur” ana prensibinden vazgeçmemişti. Orta Asya’daki Cengizlilerin bir ülkede aynı anda birkaç hanlarının olması hem Osmanlı hem de Çin idaresi tarafından yadırganmış, hatta tehlikeli bulunmuştu.
Aşiret devleti deyip geçmek…
İpek Yolu’nun doğudan başlaması da, “Çin Seddi’nin Türklere karşı yapılmış olması” gibi bir mittir. 13. yüzyıl ortasından itibaren 250 yıl ayakta kalmış Altın Orda devletine kuzey yollarından gelen ve uzun zaman bu bölgenin asıl ahalisini oluşturmuş olan gruplar pek vurgulanmaz. Bunlar bizim “aşiret devleti” diye beğenmediğimiz (!) yapılardır. Orduya dayanan “Göktürk modeli” ile değil de boylara dayanan “Uygur modeli” ile Altın Orda’yı yaşatanlar, Çinggis Han evladı arasında en uzun ömürlü siyasi yapıyı kurmuşlardır.
YENİSEY YAZITLARI
‘Önemsiz’ insanların kalıcılığı
Seferlere giden, ülkeler fetheden kesimlerin hikayelerini Orhun Yazıtları’ndan öğreniriz. Bir de, devlet kurmamış oldukları için bizi pek ilgilendirmeyen ikinci grup vardır. Bunlar akın ve seferlere uygun olmayan bir yaşam tarzı ve akrabalık ilişkileri içerisindedir ve hikayeleri Yenisey’deki gibi “bengü taş”lardan izlenebilir. Toplumların tarihleri, sadece hükümdar ve kumandanların yaptıkları ile anlaşılamaz.
‘Ak akçe kara gün için’ ama beyaz akçe siyah gün için değil
Farsçadan gelen siyah ve beyaz doğrudan doğruya renkleri belirlerken, ak ve kara daha geniş, daha derin ve mecazi bazen de efsanevi boyutlara taşır bizi. Bugün “kara” sözcüğünü daha çok matem, karanlık gibi olumsuz diyebileceğimiz sıfatlarla algılarız; ancak tarihte bu hiç böyle değildi. Karahanlılar ve kutsal “kara”nın göksel ve insani özellikleri.
İstanbul’da çoksesli zamanlar
1940’ların İstanbul’u hem farklı Türk dilleri hem de Tatarca, Ermenice, Rumca, Rusça, Fransızca ve Ladino’nun günlük hayatta sıklıkla duyulduğu bir atmosferi soluyordu. Netflix’te yayımlanan “Kulüp” dizisi ve dizi müziği, bu çoksesli dünyanın tarihî gerçekliğini bizlere hatırlatıyor.
Tarihte merkezkaç kuvveti
Yerleşikliğe geçiş, bir süreçtir. İçasya tarihi açısından bakınca, yerleşik hayata geçme süreci tek model üzerine kurulu değildir; zaman ve şekil açısından çeşitlilik gösterir. Göbeklitepe ve etrafındaki Karahantepe dahil 11 diğer tepe, bizi bu konularda yeniden düşünmeye sevketmektedir. Siyasi değişimler, yerleşiklikten önce gelmiş; “ağırlık”, yani insanların yanlarında yük, siyasi yapının geliştirilmesinde rol oynamıştır.