Kasım
sayımız çıktı

Görgüsüz burjuvalara soylu mutfağını öğretti

1758’de soylu bir ailenin çocuğu olarak doğdu ama, engelli olduğu için ailesi tarafından soyluluk ünvanına layık görülmedi. Kim bilebilirdi ki devran dönecek, devrim olacak ve bu hüviyet hem yaşamını sürdürmesine hem de ebeveynlerini giyotinden kurtarmasına yarayacak… Fransız soylu mutfağı kültürünü, “Yeni Fransa”nın görgüsüz yeni efendilerine anlatan bir gurmenin öyküsü.

Başkası olsa belki doğuştan deforme elleri nedeni ile tüm çocukluğu boyunca insan içine çıkarılmaz ve sonraki yıllarda hayata küsebilirdi. Hatta doğum sertifikasına soyluluk belirten “de” yazılmadığı için, soylu ailesinin tek evladı olduğu halde Fransız kanunlarına göre piç sayılmasını dert edebilirdi. Kim bilebilirdi ki devran dönecek, devrim olacak ve o hüviyet hem yaşamını sürdürmesine hem de ebeveynlerini giyotinden kurtarmasına yarayacak.

Yeme içme tarihinin bu gerçekten sıradışı kişiliğini önce upuzun ismi ile analım: Alexandre-Balthazar-Laurent Grimod de la Reynière.

Evrenin mizah gücüne hayran olmamak elde mi? Bırakın hayata küsmeyi tam tersine dışa dönük bu “bon vivant”, İsviçreli bir saat ustasının yaptığı mekanik takma elleri ile yaşama dört elle sarılmış. Renkli ve sürprizlere doymayan kişiliği ile dünyanın ilk restoran eleştirmeni olmuş ve birbirinden ilginç yemek davetleri ile ilgiyi üzerine çekmiş.

Grimod de la Reynière La Reynière, ilk gençlik yıllarından itibaren katıldığı, düzenlediği davetler ve daha sonra çıkardığı yayınlarla gurmeliği bir mesleğe dönüştürmüştü.

Alabildiğine dalgalı, iniş çıkışlı bir yaşam öyküsü onunkisi. Anne-babası doğuştan deforme ellerinden utanıp vaftizini ücra bir kilisede yapmışlar. Daha sonra bebekken bir domuz ağılına düştüğünü ve domuzlar ellerini çiğnediği için sakat kaldığı masalını uydurmuşlar. Daha genç yaşlarında evde Paris’in ileri gelenlerine ilginç yemekli davetler vermeye başlamış.  “Cenaze Yemeği” konseptli ve tabutlu ilk davet insanlara öyle ilginç gelmiş ki davet edilmeyenler tekrarını istemiş. 1786’ya kadar bu ilginç konseptli akşam yemeklerine ailesine ait Champs-Elysées’deki lüks malikanede devam etmiş. Ta ki bir gece babası aniden seyahatten dönüp de Alexandre’ı arkadaşları için donattığı ziyafet sofralarının başında bulduğu güne dek. Babası yemek davetine kızmamış da kendi giysilerini giyen, masanın başına oturtulmuş bir domuz görünce küplere binmiş. Alexandre’ın cep harçlığını kesmiş, aklını başına toplaması için onu bir manastıra göndermiş.

1789’da devrim Paris’i salladığında ailesi ile arasını bularak Lorraine, Alsace, Provence, Languedoc ve İsviçre’de dolaşıp değişik malzeme ve yerel yemekleri tanımış. Lyon ve Béziers’de yerlerinden olmuş soyluların masalarında gastronomi eğitimine devam etmiş. 1794’te babası ölünce Paris’e geri dönmüş. Devrim ertesi sahne değişmiş tabii… Doğum sertifikası piç olduğunu söylediği için, yeni yönetimi fakir olduğuna ikna edebilmiş. Hatta ailesinin o kocaman malikanesinde kalmasına izin verilmiş ve kendisine bir ödenek bile verilmiş! Ancak yine de çok parasız olduğundan, annesi, sevgilisi ve tek çocuğuyla ucuz bir otele yerleşmiş ve malikanenin odalarını kiralamaya başlamış. Bu arada kesesi elverdiğince Paris’in gece hayatına dahil olmuş, tiyatro eleştirileri yazmış. Yeni zengin burjuva sınıfının görgüsüzlüklerini görünce yayıncısını bu insanların iyi bir rehbere ihtiyacı olduğuna ikna etmiş ve 25 gün sonra ilk kitabı yayına hazır olmuş.  

Gurmelerin yıllığı

La Reynière, eleştirmenlik kariyerine 9 yıl boyunca yayımlanan Almanach des Gourmands (Tatbilirlerin Yıllığı) ismini verdiği rehber ile başlamıştı.

La Reynière, eleştirmenlik kariyerine Almanach des Gourmands (Tatbilirlerin Yıllığı) ismini verdiği bu rehber ile adım atmış. Dokuz yıl boyunca yayımlanan bu yıllığın ilki 1803’te çıkmış. “Tadımcılar Jürisi” adını verdiği bir seçkinler grubu kurmuş. Her Salı akşam 7’den geceyarısına kadar Rocher de Cancale restoranında yemekleri değerlendirmek üzere toplanmışlar. Değerlendirmeler gizli yapılır, katılımcıya eksiklerini gidermesi için bir şans daha verilirmiş. Konuşmalar mutlaka kayıt altına alınır, farklı damak tadlarına ve zevke göre görüşler toplanır ve ortak bir karara varıldığında da yıllıkta yer verilirmiş. Karar olumsuz ise yemeğin sahibini çağırarak açıklamayı bizzat kendisi yaparmış.

La Reynière’in gastronomi yazınına katkısı bu yıllıkla sınırlı kalmamış. 1806’dan 1808’e dek aylık yemek kültürü dergisi Journal des Gourmands et des Belles (Tatbilirlerin ve Güzellerin Dergisi) ile devam etmiş. 1808’de Manuel des amphitryons (Amphitryon’ların Elkitabı) adlı çalışmasını yayımlanmış. Bu yayımlar kendi devri için çok farklı bir çizgi ortaya koymuş.  Dergide restoran rehberi, mevsimlere göre malzemelerin besin değerlerini gösteren bir takvim ve Paris’te her türden yiyecek tedarikçisi ile ilgili bilgiler yer almış. Aynı zamanda devrim sonrası ortaya çıkan, görgüsü ve bilgisi eksik yeni zenginlerin yararlanabileceği sofra adabı, yiyecekler ve sunumları ile ilgili çeşitli bilgiler, tarifler ve önerilere de yer vermiş. “Ancien régime”in (Eski Fransa!) gözden düşmüş soyluları için bir nevi nostalji değeri olsa da, devrim öncesi soylu mutfaklarının yarattığı bilgi birikiminin kaybolmaması için bu yayımların önemli katkısı olmuş. 

La Reynière’in sahneden çekilişi de tiyatrovari bir biçimde olmuş. 1812’de hasta olduğu dedikoduları ile 1 ay ortada görünmemiş ve bir süre sonra da karısı öldüğünü duyurmuş. Cenaze yemeği için otelde toplanan gastronomi ve sahne sanatçıları 1783’teki yemeğin benzeri şekilde ortada bir tabut ile karşılanmışlar. Yemek sırasında La  Reynière dirilerek ortaya çıkmış. Bu hadiseden sonra da kendini emekliye ayırmış; Paris’i terketmiş ve bir daha yemek konusunda hiçbir şey yazmamış. 1837’de gerçekten ölmüş.

Etin diseksiyonu La Reynière’in 1808’de çıkan Manuel des Amphitryons başlıklı eserinden etin diseksiyonu üzerine inceleme örnekleri.