Köklü bir aileden gelen Tektaş Ağaoğlu, Türk kültür hayatının önemli simalarından biriydi. Oxford’da hukuk eğitimini tamamlamış, BBC’de çalışmış, birçok esere ve çeviriye imza atmış bir yayıncı, bir entelektüeldi. 60’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi’nde başlayan siyasi kariyeri de vefatına kadar sürmüştü.
Siyasi ve edebi çalışmalarıyla hayli köklü ve renkli bir ailenin çocuğu olan Tektaş Ağaoğlu’nun dedesi Ahmet Ağaoğlu, 1888’de Paris’te hukuk okudu, memleketi Azerbaycan’a döndüğünde çeşitli dergilerde çalıştı; 1909’da ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldi. Türk Yurdu dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Milletvekilliği yaptı. İT genel merkez üyeliğinde bulundu. Millî Mücadele’de Malta’dan sonra Ankara’ya geçti. Serbest Fırka’nın oluşumunda önemli katkıları oldu. Oğlu Samet Ağaoğlu, 1950-54-57 seçimlerinde milletvekili olup Demokrat Parti’nin kurucularındandır.
Samet Ağaoğlu’nun İstanbul’da doğan oğlu Tektaş Ağaoğlu ise, Ankara’da Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra dedesinin ve babasının hukuk kariyerini izleyerek 1956’da Oxford’dan mezun olmuş ve BBC’de redaktör olarak çalışmıştı. Okulu bitirdiği yıl ilk ve tek öykü kitabı olan Ölümden Hayata, Varlık Yayınları tarafından basılmıştı.
1956’de Paris’te resim çalışmalarını başladı ve Türkiye’ye döndüğünde 1959’dan başlayarak İstanbul, Milano, Londra, Floransa, Roma gibi kentlerde sık sık sergiler açtı. Kardeşi Mustafa Kemal Ağaoğlu ile birlikte döneme damgasını vuran (1964-72) Ağaoğlu yayınlarını kurdu. Dostoyevski’nin Puşkin Üzerine Konuşmalar’ı gibi kitapların yanısıra Mihail Şolohov’un dört ciltlik Ve Durgun Akardı Don kitabını çevirdi.
Türkiye İşçi Partisi’nde çalıştı. 60’lı yılların sonlarındaki efsanevi Ant dergisinde yazılar yazdı. Marx ve Engels’ten derleyip çevirdiği Politika ve Felsefe Yazıları kitabı 142. maddeye aykırı görüldüğünden (komünizm propagandası) yargılandı, 7,5 yıl cezaya çarptırıldı. Beş ay mahpusluktan sonra af kanunu çıkınca serbest kaldı.
12 Mart sonrasında kurulan Türkiye Soyalist İşçi Partisi’nde ve yönetiminde aktif yer aldı; partinin İlke, Kitle gibi yayın organlarında yazılar yazdı.
1978’de Karanlıkta Oturma Özgürlüğü adlı bir deneme kitabı yayımladı.
12 Eylül sonrasında yurtdışına çıktı ve Zürich’te yaşamını sürdürdü. Heykel çalışmaya başladı; Lozan ve Zürih’te sergiler açtı.
Ağaoğlu’nun sanatsal faaliyetleri siyasi barometreye tâbiydi. Türkiye’ye döndüğünde Sosyalist Birlik Partisi, Birleşik Sosyalist Parti ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi derken, çalışmaları aksadı. 1969’da başladığı Charles Dickens’in Mister Pickwick eserinin çeviri hikayesi sanki bunun bir kanıtıdır. 1969’da başlanan çeviri, siyasi kesintilerle 42 yıl sonra tamamlandı.
Aktif siyasetten uzak kaldığı son döneminde de Kızılcık adlı dergiyi çıkararak hayatını verdiği sosyalist hareketin sorunlarına yanıtlar aramaya devam etti. Yayınevinde birçok klasik eseri Türkçe’ye kazandıran Tektaş Ağaoğlu, hem edebiyat çalışmaları hem de siyasi kimliği ile ülkenin yetiştirdiği sahici aydınlardan biriydi.