Bir zamanlar bayramlar toplu whatsapp mesajlarıyla kutlanmaz; insanlar birbirlerinin yaşgünlerini, yıldönümlerini sosyal medya paylaşımlarıyla hatırlamazdı. 19. yüzyılın sonlarından 21. yüzyılın arefesine kadar bu kutlamalar için kartpostallar kullanıldı. Bugün birer sosyal tarih belgesi, koleksiyon objesi olan kartpostallar, akla gelebilecek hemen her konuyu-kişiyi görselleştirir, cazibelerine cazibe katardı. Ülkemizde 1970’lere kadar kartpostalların üzerinde artistlerden, şarkıcılardan, sporculardan çok edebiyatçıların birer “popüler kültür ikonu” olarak boy göstermesi, geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kültür hayatımızın kalitesine tanıklık eder niteliktedir. Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın Yüzler ve İzler: Kartpostallarda ve Pullarda Edebiyatçılarımız adlı çalışmasından, edebiyatçı kartpostalları…

Lütfen kıpırdamayınız!
Kartpostallarda edebiyatçılarımızın fotoğraflarının kullanılmaya başlandığı ilk dönemlerde şairlerin, yazarların çoğunlukla bir eşyaya tutunduğu, yaslandığı ya da oturduğu görülür. Fotoğrafçılığın emekleme döneminde pozlama uzun sürdüğünden, fotoğrafı çekilen kişilerin kıpırdamaması bu şekilde sağlanıyordu.

RECAİZADE EKREM BEY

MURAD BEY

BEŞİR FUAD BEY
BİR KÜÇÜK RESİM ŞİMDİ
‘Benden sana son kalan…’
ŞÜKRÜ HALÛK AKALIN
Bir zamanlar kartpostallarımız vardı…
Bayramlarda, yılbaşlarında genellikle postane önlerinde sergilenen, sevdiklerimiz için beğeniyle seçip, özenle yazıp postaladığımız kartpostallarımız vardı. Çıkılan uzun yolculukların da bir belgesi, hatta kanıtıydı kartpostallar… Gidilen yerin en ilgi çekici görüntülerinin yer aldığı kartpostallar geride kalanlara gönderilirken “bakın ben nerelerdeyim, nereleri geziyorum” mesajı verilirdi.
Tarihî, kültürel, sanatsal açıdan önemli noktalardan gönderilen ve o bölgeden bilgilerin yanısıra görseller de içeren kartpostallar âdeta seyahat günlüğünün sayfalarıydı.
Yahya Kemal’in öğrencilik yıllarında Paris’ten babasına gönderdiği kartpostallarda Fransa’nın anıtsal yapılarına, tanınmış edebiyatçılarına, düşünürlerine ait fotoğraflar yer almaktaydı. Kimi zaman kartpostalın arka yüzünde yazacak yer bırakmayan, ön yüzündeki fotoğrafın çevresindeki boş alanları da yazılarıyla donatan Yahya Kemal, fotoğraftaki bina, anıt, kişi hakkında bilgiler veriyor, kartpostallarla seyahat günlüğü oluşturuyordu…
Günümüzde, akıllı telefonlardaki çeşitli uygulamalardan gönderilen kalıp sözlerle, iletilen çeşitli görsellerle kutluyor insanlar birbirini… Oysa 19. yüzyıl sonlarında yaygınlaşmaya başlayan, fotoğrafla buluşmasının ardından 20. yüzyıl başlarında altın çağını yaşayan kartpostallar için her şey konu olabiliyordu: Binalar, sokaklar, caddeler, arabalar, insanlar, hayvanlar, ağaçlar, çiçekler, dağlar, denizler, dereler, gemiler, fabrikalar, demiryolları, trenler, paralar, balonlar, zeplinler, uçaklar, savaşlar…
İnsan fotoğrafları mesleklerle çeşitlenmekteydi. Neredeyse her mesleğin en karakteristik tipleri kartpostal için verdikleri pozlarla ölümsüzleşiyordu. Bugün yokolmuş mesleklerden bazıları kartpostallarla belgelenebiliyor.
Sanatçıların, yazarların, şairlerin, düşünürlerin resimleri, fotoğrafları da kartpostalların önemli türlerinden biriydi. İnsanlar hayranı oldukları bu önemli şahsiyetlerin kartpostallarını da alıyorlar, topluyorlardı.
Bizde 1890’lı yıllardan itibaren şairlerimizin, yazarlarımızın önce gravürleri, resimleri sonra da fotoğrafları kartpostallarda yer almaya başlamıştı. Kartpostal editörleri edebiyatçılarımızın fotoğraflarının yanısıra kartpostallarda dizelere, birtakım bilgilere de yer veriyordu. Zamanla fotokartların yaygınlaşmasıyla bu gelenek devam etti. Ancak 1970’lerden itibaren şarkıcı, oyuncu, sporcu kartpostalları arasında edebiyatçılarımızın kartpostalları azalmaya, yitmeye başladı. 21. yüzyıl başlarında kartpostal hayatımızdan neredeyse tamamen çıktı.
Evet, bu dünyada pek çok şey değişiyor, dönüşüyor… Kartpostalların öncesinde manzumelerle, süslü sözlerle ve el yazısıyla yazılan tebriknameler, muharremiyyeler kaybolurken onun yerini alan tebrik kartları ve kartpostallardan sonra şimdi de kısa mesaj, anlık haberleşme, görüntülü iletişim ve “emoji” çağını yaşıyoruz.
Değişim kaçınılmaz ama bugünkü uygulamalardan yarına hangisi kalacak önemli olan o… Telefonun hafızası dolunca silinen veya daha üst bir modele geçince yitip giden mesajlar, görüntüler, görseller çoğunlukla yok olacak, yarına kalmayacak. Ama muharremiyyeler, tebriknameler, tebrik kartları, kartpostallar ve fotokartlar arşivlerde, koleksiyonlarda geçmişten bugüne kaldığı gibi bugünden de yarına, geleceğe kalmaya devam edecek.
Ve bir gün… Bir kitabın arasında unutulan, günü geldiğinde koleksiyonerin eline geçecek bir tebrik, bir kartpostal yüzyıl sonra tarihsel belge hâline gelecek ve adınızın anılmasına vesile olacak. Evet, önümüzdeki ay bayram… Kutlamalarınızı yine kısa mesajlarla, akıllı telefon uygulamalarıyla mı yapacaksınız yoksa bir geleneği canlandırarak kartpostallarla mı?
Takdir sizlerin…
İsrailovich Kartpostalları
Moise İsrailovich, yayımladığı 1000 civarında kartpostalla, bu alanda Max Fruchtermann’dan sonra ikinci sırada gelir. Israilovich’in yayımladıkları arasında toplu çekilmiş fotoğrafların kullanıldığı kartpostallar ile ayrı ayrı kartpostalların biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş büyük boy kartlar da vardır.

Osmanlı hürriyetinin öncüleri
Edebiyatçı kartpostallarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş büyük kartta Ziya Paşa, Şinasi, Namık Kemal, Abdülhak Hamid (Tarhan), Şemseddin Sami, Ahmed Cevdet Paşa, Ahmed Mithat Efendi, Recaizade Mamud Ekrem, Beşir Fuad, Ebüzziya Tavfik, Kemalpaşazade Said görselleri bulunuyor. Adların altında Fransızca “Les Pionniers de la Liberté Ottomane (Osmanlı Hürriyetinin Öncüleri) ibaresi okunuyor.

GENÇ TÜRKİYE KOMİTESİ
Toplu çekilmiş bir fotoğrafın kullanıldığı Fransızca “Comité de la Jeune Turquie” altyazılı kartpostalda Ahmed Rıza Bey, Nazım Efendi, Prens Mehmed Ali Paşa Fazıl, Ahmed Saib Bey ile birlikte ünlü yazarımız Samipaşazade Sezai Bey de (soldan dördüncü, ayakta) yer alıyor.

Hürriyetin ilanı anısına
Kâinat Kütüphanesi edebî eserlerin yanısıra okul kitapları, çeviri popüler romanlar da yayımlayan bir yayıneviydi. Kainat’ın kartpostal da yayımladığını gösteren “Kanun-ı Esasî (24 Temmuz 1908) Yadigârı” serisine ait üç örnekte, ünlü edebiyatçılarımıza yer verilmiş. Yalnızca Şinasi ve Ziya Paşa kartpostallarında “merhum” sözü bulunduğundan, Ebüzziya Tevfik Bey’in ise 27 Ocak 1913 tarihinde vefat ettiği bilindiğinden, bu kartpostalların 23 Temmuz 1912’de veya daha önceki 23 Temmuz yıldönümlerinden birinde çıkarıldığı söylenebilir.

ZİYA PAŞA ŞİNASİ KARTPOSTALINDA YER ALAN TÜRKÇE VE FRANSIZCA İBARELERİN, ZİYA PAŞA KARTPOSTALINDA DA HİÇ DEĞİŞTİRİLMEDEN KULLANILDIĞI GÖRÜLÜYOR.

EBÜZZİYA TEVFİK FOTOĞRAFIN ALTINDA ESKİ TÜRKÇE “MATBUAT-I MEMLEKETE BİRÇOK HİZMETLERİ, EDEBIYAT-I OSMANİYYEYE PEK KIYMETTAR HEDİYELERİ OLAN TABİ(BASIMCI) VE EDİB EBÜZZİYA TEVFİK BEYEFENDİ” YAZIYOR. EN ALTTA İSE FRANSIZCA “EBOU-ZIA TEVFIK BEY” VE “ÉCRİVAIN ET ÉDITEUR” (YAZAR VE YAYINCI) YAZILARI OKUNUYOR.
Diken‘in karikatür kartları
İlk sayısı 31 Teşrinievvel 1918 tarihinde yayımlanmış olan 15 günlük edebî, siyasi mizah gazetesi Diken, dönemin 12 meşhurunun karikatür kartpostallarını yayımlamıştır. Bunlar arasında edebiyatçılarımız da yer almıştır. Sedat Simavi’nin çıkardığı gazetenin ilk sayısının kapağında “sahne-i hadisatta eski bir sima” altyazısıyla Süleyman Nazif ’in karikatürü yayımlanmıştır. Diken’in daha sonra çıkaracağı kartpostallarının ilkinde de bu karikatür yer alacaktır.

SÜLEYMAN NAZİF BEY

SÜLEYMAN NAZİF BEY

ÖMER SEYFEDDİN BEY

RIZA TEVFİK BEY
Foto Bayer kartları
Kartpostal boyutundaki kartların ön yüzünde 5×7,5 cm boyutunda fotoğraf baskısı bulunmaktadır. Kartların ön yüzlerine edebiyatçılarımızın adları siyah mürekkeple aynı elden çıktığı belli olan güzel bir hatla, eski harflerle yazılmıştır. Kartların arka yüzünde “Carte Postale” ve “Foto Bayer” yazıları vardır.

NİGAR HANIM “SULTAN” ŞAİR NİGÂR HANIM’IN ADININ SONUNA “SULTAN” SÖZÜ SONRADAN EKLENMİŞTİR.

HÜSEYİN RAHMİ BEY

MEHMED RAUF BEY
Cumhuriyet Dönemi kartpostalları
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra da edebiyatçılarımızın kartpostallarının basılması geleneği devam etmiştir. Baskı tekniğindeki gelişmelerle birlikte bazı kartpostallarda renkli zemin kullanılmaya başlandığı görülür. Latin alfabesi öncesine ait kartların fotoğraf altyazıları eski harflerle basılmış, 1928’den sonra çıkartılan kartlarda ise Latin alfabesi kullanılmıştır.

UŞŞAKİZÂDE HALİD ZİYA BEY

ABDÜLHAK HAMİD BEY

TEVFİK FİKRET BEY
Tasvir neşriyatı kartpostallar
Ziyad Ebüzziya yönetiminde kitap, takvim, kartpostal yayımlayan Tasvir Neşriyatı, adını Şinasi’nin kurucusu olduğu Tasvîr-i Efkâr gazetesinden almıştı. Ziyad Ebüzziya tarafından 1940’ta yeniden yayımlanmaya başlanan gazetenin bir de yayınevi bulunmaktaydı. Ziyad Ebüzziya dönemin gazetecilerinin, yazarlarının karikatürlerinin yer aldığı bir kartpostal serisi çıkartmıştı. Orhan Ural tarafından çizilen karikatürler dönemin gazetelerinin adını taşıyan kartpostallarda yayımlanmıştır.

GAZETE KARTPOSTALLARI
BU SERİNİN 12 KARTININ 11’İ GAZETELERE AYRILMIŞTIR. CUMHURİYET, AKŞAM, VAKİT-HABER, SON POSTA, SON TELGRAF, TAN, TANIN, TASVİR-EFKÂR, ULUS, YENİ SABAH, VATAN GAZETELERİ SAHİPLERİ VE YAZAR KADROSUYLA AYRI AYRI KARTLARDA KARİKATÜRİZE EDİLMİŞTİR.

DERGİLERE ÖZEL KARTPOSTAL
TASVİR NEŞRİYATI KARTPOSTALLARININ SONUNCUSU DERGİLERE AYRILMIŞTIR. AKBABA, BÜYÜK DOĞU, ÇINARALTI, HEMŞERİ, KARİKATÜR, KÖROĞLU, ŞAKA VE YEDİGÜN DERGİLERİNİN SAHİPLERİNİN KARİKATÜRLERİ TOPLUCA BU ON İKİNCİ KARTPOSTALDA YER ALMAKTADIR.