Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Her krem reklamında ayrı bir senaryo

Türkiye’ye ilk giren kozmetik markalarından biri olan Tokalon, 1930’lu yıllarda ilginç reklamlarının da etkisiyle pazarın en önemli oyuncusu olmuştur. Önceleri, en bilinen ürünleri “penbe rengindeki” kremdir. Viyana Tıp Fakültesi’nden Doktor Stejskal’ın “genç hayvanların cildinden istihsale (üretmeye) muvaffak olduğu” kremi kullanan kadınlar yalnızca üç günde sonuç almakta ve yirmi yaş genç görünmektedir!

1933’te her ilanda bir senaryo yer almaya başlar. Kocası Sezai’yi “şayanı hayret teni ve beyaz cildi olan sarışın daktilo”ya kaptıran Saadet hanım, Tokalon kullanan on yıllık karısına yeniden aşık olan Bay Nihat, 19 yaşındaki genç kızın nişanlısını Tokalon sayesinde elinden alan 35 yaşındaki bayan Sacide hep bu senaryoların kahramanlarıdır.

1935’ten sonra ilanlarda “isminin neşredilmesini istemeyen” kadınların mektuplarına da yer verilir. Sözgelimi, bir sahne sanatkârı hanımefendi, “Holivud’da bir sinema yıldızı teninin solmağa başladığı an kazanç ve muvaffakiyetini kaybeder” demekte, kendisinin 40 yaşında olmasına rağmen Tokalon sayesinde 20 yaşında kadın rollerinde oynayabildiğini yazar.

Bu arada, kremin üç gün olan etki süresi 1935’te altı haftaya kadar çıkmıştır. Geceleri sürülen pembe kremin yanına da “muhtevasında kaymak köpüğü olan” ve sabahları sürülen beyaz krem eklenmiştir.

SEMT TARİHİ

Büyük yangından sonra Tatavla, Kurtuluş oldu

İstanbul’da Rumların yaşadığı Tatavla’da 1929’da çıkan yangında yüzlerce ev kül olmuş, Yunanistan’daki gazetelerin eleştirilerine Türk gazetelerinin karşılık vermesiyle başlayan tartışmaların sonucunda, yüzyıllardır Tatavla olan semtin adı Kurtuluş yapılmıştı.

21Ocak 1929’da, bugün bir kısmı Şişli bir kısmı Beyoğlu ilçesine bağlı bir semt olan Kurtuluş’ta çıkan yangında yüzlerce ev yandı, yangından sonra sakinlerinin büyük çoğunluğu Rum vatandaşlar olan semtin dokusu ve kimliği büyük bir değişime uğradı. Semtin o zamana kadar Tatavla olan adı da yangınla başlayan tartışmalardan sonra Kurtuluş yapılmıştı.

Yangın yağması Tatavla’nın kimliğini ve dokusunu temelden değiştiren yangında yüzlerce ev ve dükkanın yanı sıra kilise de yandı. Yangını fırsat bilen yağmacılarla polis arasında da mücadele vardı. İlk gün beş yağmacı yakalandı. Yangının ertesi günü gözaltına alınan yağmacıların sayısı 10’u geçecekti.

#tarih Yayın Kurulu Üyesi Cengiz Kahraman’ın önümüzdeki ay Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkacak, İstanbul Kış Günlüğü 1929-1954 adlı kitabında yer verdiği Tatavla Yangını’nda gazetelere göre 500, resmi rakamlara göre ise 216 ev yandı. Dar sokaklara dizilmiş iki-üç katlı ahşap evlerden oluşan semtin yarısından fazlası kül oldu.

Yunanistan’daki bazı gazeteler Bizans döneminin mirası bir Rum semti olan Tatavla’daki yangına yeterli müdahalenin yapılmadığını, mağdurlara yardıma da devletin değil, Yunanistan elçiliği ve Patrikhanenin koştuğunu yazdılar. Bu iddialar üzerine çileden çıkan milliyetçi Türk gazeteleri de karşılık verdi. Bu gazetelerde Tatavla’nın Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yetiştirdiği Rum kabadayılarıyla ve serserileriyle meşhur oluşu hatırlatılıyor, 1793’te çıkarılan fermanla Rum olmayanların ikametinin yasaklandığı semtte Cumhuriyet’in ilanına rağmen hala neden Rumların yaşadığı soruluyordu.

İki ay süren tartışmaların sonucu, belediyenin 24 Mart’ta aldığı kararla semtin adını değiştirmesi oldu. Akşam gazetesi bu “müjdeyi” okurlarına şöyle duyuruyordu: “Tatavla kasa hırsızlarını, canileri hatırlatan bir isimdir. Bu itibarla da fena bir tesir husule getirmektedir. Haber aldığımıza göre Şehremaneti bu cihetleri nazarı dikkate alarak bu semtin ismini değiştirmeğe ve Tatavla ismini Kurtuluş’a tahvil etmeğe karar vermiştir.

Vilayetçe icap edilen muamele yapıldıktan sonra Tatavlanın ismi ‘Kurtuluş’ olacaktır. Bir zamanlar canilerin, Hrisantos gibi şerirlerin ilticagahı olan Tatavla, şimdi bir çok Türk ailelerin oturduğu temiz bir yer olmuştur. Bu itibarla eski çirkin isminin kaldırılması ve ‘Kurtuluş’ tevsimi çok muvaffaktır”.

İki gün sonra Yangından iki gün sonra çekilen fotoğraf, felaketin boyutlarını gözler önüne seriyor (üstte).Tatavla adının “canileri hatırlatığını” yazan Akşam, semtin yeni adının Kurtuluş olmasına en çok sevinen gazetelerden biriydi.

Sürekli fikir değiştiren Oğlaklar

İki bin yıl önce bugünkü gibi günlük burç yorumları yoktu ama Marcus Manilius, astrolojinin esaslarını kaleme aldığı beş ciltlik Astronomica adlı eserinde burçların özelliklerine yer vermişti.

ALP EJDER KANTOĞLU

Oğlaklar bütün eğilim ve kabiliyetlerini ateşten alır. İşlenmek için ateşe ihtiyaç duyan her ne varsa Oğlaklara muhtaçtır. Yerin bağrında gizlenmiş metalleri bulmak ve nice dehlizlerdeki cevherleri eritip çıkarmak ve tabii ki altın ve gümüşe şekil vermek hep onların işidir. Demir ve bronzu eritmeye yarayan aletler, buğdaya son şeklini veren fırınlar da Oğlakların insanlara armağanıdır. Soğuğu yok eden kıyafetler ve gereçlere de meraklıdır Oğlak. Ne de olsa kışın en uzun gecesi onun döneminde yaşanır. Ve tabi gündüzlerin zamanını uzatarak yeni bir yıla merhaba demek de Oğlak’a düşer. Sü- rekli değişen fikirleriy- le bir o yana bir bu yana savrulurlar. Bu burcun ilk yarısında doğanlar Venüs’ün hizmetkârıdır ancak Aquarius’un beslediği balığın etkisiyle güzel bir yaşlılık onları bekler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamını Oku

Son Haberler