Kasım
sayımız çıktı

İşgal İstanbul’undan Paris’e bol dedikodulu bir mektup

Köklü Türkgeldi ailesinden hariciyeci Âli Türkgeldi, 1921’de Paris’e göreve gider. Yaşar Şadi’nin, yakın arkadaşı Âli Bey’e yazdığı ve İstanbul’daki yazar, şair, bürokratlar arasında yaşananları dile getirdiği kısa ama bol dedikodulu mektubu, işgal İstanbul’unun entelektüel atmosferine ayna tutan bir belge niteliğinde.

Mabeyn Katibi ve sadaret Müsteşarı Ali Fuad Türkgeldi’nin ailesi hariciyeci, siyaset mensubu, tarihçi insanlar yetiştirmiş İstanbullu köklü bir ailedir. Âli Türkgeldi ünlü bir hariciyeci, Celal Türkgeldi ise hukukçu ve siyaset adamıdır.

Ailenin konağı pek çok ünlü şahsiyetin gelip gittiği, bahçesinde oturup yemekler yediği bir toplantı mekanıdır. Yazarlar, şairler, Osmanlı bürokratları özellikle Sadaret müsteşarı Ali Fuad Türkeldi’ye saygı için konağa gelip gitmektedirler. İbnülemin Mahmud Kemal İnal da bu ziyaretçiler arasındadır. Kendisi de eski bir Bâb-ı âli mensubu ve  tarihçi olan Ali Fuad Bey’in çocuklarının hamisi gibidir İbnülemin.

Sadaret Müsteşarı Ali Fuat Türkgeldi’nin hariciyeci oğlu Âli Türkgeldi.

Sohbetlere katılan kişiler arasında genç yaşta vefat etmiş, yayımlanmış bir kitabı olmamasına rağmen şair olarak kabul gören, Şirket-i Hayriye inspektörlüğü başkitabeti görevini yapan Yaşar Şadi Bey de bulunmaktadır. Yaşar Şadi Bey, İstanbul’da doğup bu kentte ölmüş, bekâr, mizahi şiirler de kaleme alan biridir. İbnülemin Mahmud Kemal Bey’i “taklid” ederek ünlü kişilerin elyazı
örneklerini toplayıp “Hutut-ı Meşahir” isimli bir hatıra defteri oluşturmakla ünlüdür. Bu konuya çok sinirlendiği anlaşılan İbnülemin, Yaşar Şadi’nin biyografisini yazdığı Son Asır Türk Şairleri kitabında bu işi onun ünlü şahsiyetlerle tanışma ve onların meclisine girebilme adına başladığını yazarak tenkid eder. Hatta Son Asır Türk Şairleri’ni hazırlarken “Bu eseri tertibe başladığım esnada tercemei hallerini istediğim şair ve nazımlardan ilk getiren Yaşar Şadi idi. Garibdir ki ilk giden de o oldu” diyerek, şairin erken ölümü ile adeta alay eder.

Âli Türkgeldi’nin erken yaşta hayatını kaybeden şair arkadaşı Yaşar Şadi Bey.

Âli Türkgeldi, bu aile toplantılarına sıkça gelen Yaşar Şadi’nin yakın arkadaşıdır. Galatasaray Lisesi’nden mezun olup çeşitli elçiliklerde görev yapmış, Tahran Büyükelçiliği sırasında (1955) vefat etmiştir. Lise tahsili sonrası 1913’te Paris Siyasal Bilgiler okulunu bitiren Âli Türkgeldi aynı yıl Paris Büyükelçiliği 3. katibi olarak hariciye kariyerine başlamıştır. 1. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’a dönen Âli Bey bu dönemden pek çok şair, edebiyatçı, yazar ile dost olmuştur. 1921 yılında tekrar Paris’e görevle giden Âli Bey’e arkadaşı ve dostu şair Yaşar Şadi bir mektup gönderir. İstanbul’da yaşananları anlatan, kısa ama bol dedikodulu mektup bu ilişkiler hakkında ilginç bilgiler içermektedir.


Paris’te görevde bulunan hariciyeci Âli Türkgeldi’ye, dostu şair Yaşar Şadi tarafından 1921’de yazılan ve işgal İstanbulu’nun aydın çevrelerinde yaşanan çekişmelere değinen mektup.

MÜTAREKE DÖNEMİNDE İSTANBUL

‘Nereye baksam güzel dolu, yeni yeni yavrular hâsıl oldu’

“26 Kanunevvel 1921

Pek muhterem beyim efendim,

Teşrifinizden sonra bir iltifâtnâmenize nail olabilir ümidin- deydim. Ahaveyn efendilerimize mektub irsâl buyrulmuş fakat bendenize gönderilmedi. Yalnız vâlid-i macidlerine gönderilen mektubda selâm-ı âlinizle bekâm oldum. Ne âlemdesiniz? Lehül-hamd âfiyettesiniz. Bu haberi aşmakla biz de şâd-kâmız. Her hafta devlethaneye geldikçe esnâyı sohbette müteaddid defalar sizi yâd ediyoruz. Kulakları çınlasın derim. Peder beyefendi ile Celâl Bey şâhid-i âdildir pek göreceğim geldi. Bilmem efendim de aynı hislerle mütehassıs mıdır? Bilmem burada erbâb-ı hüsn mü çoğaldı yoksa benim gözümün açlığı mı artdı? Nereye baksam güzel dolu, yeni yeni yavrular hâsıl oldu. Bunları gördükçe hele güzeştegân-ı şuaram ile müsadif veya müşerref oldukça daima zât-ı âlinizi anarım. Oralarda ne var ne yok, mahabib çok mu, meclisiniz de bulunanlar var mı? Mahmud Kemâl Bey, Senaî Bey oğlumuza darılmış, hiç görüşmüyorlar. Bilmem zavallı âşıkın kalbi yanıyor mu? Bizim Hamami-zâde İhsan Bey, Senaî’ye sebebini sormuş. Mahmud Kemâl Bey’in pek fazla tahakkümü ve fevkalâde kayd altına alması imiş. Hudâ âşıkın muini olsun. Osman Münir Bey’de günden güne kesb-i târavet ediyor. Hudâ onu da birader bey’e bağışlasın. Ali Emirî Efendi ile Ali Kemal Beyin şiddetle arası açıldı. Birbirine makalelerle en ağır sözleri sarf ediyorlar. Emirî Efendi’nin yazdığı tuhaf ve mecnunane makalatı bayılmak derecesinde gülmekle okuyoruz. Nihayet Matbuat Müdüriyeti nazırın emriyle suret-i hususiyede bu çirkin makaleleri men’ etti. Şimdilik bu kadar malumat kâfi. İltifatnâmenizi beklerim. Arz-ı hürmet ve hasret ederim birader-i necabetmeâbım efendim. 26 Kanunevvel 37 [26 Aralık 1921]

Yaşar Şadi

Adres: Malum Şirket-i Hayri- ye Enspektörlük Başkatibi”.