Meri Çevik Simyonidis, İstanbul’un yeme-içme ve eğlence kültürüne Rum etkisini ele aldığı kitabında birçok mekân ve markanın tarihini anlatıyor. Kitapta, Rum ustaların kişisel hikâyeleri ve bazı özel tarifleri de var.
Yüzyıllar boyunca önce Bizans sonra Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış, Akdeniz ve Karadeniz’in kesiştiği, İpek ve Baharat yollarının buluştuğu bir kavşak noktası olan İstanbul’un kültürü, kentte yaşayan değişik etnik grupların kültür ve gelenekleriyle zenginleşmiştir. Yemek kültürü de değişik etnik grupların etkisiyle zenginleşip kendine has bir İstanbul mutfağı ortaya çıkmıştır. Yeme-içme ve eğlence denilince, birçok etnik grup arasında ilk akla gelen de Rumlar oluyor haliyle.
Yazar Meri Çevik Simyonidis kitabında “tüm zamanların en lezzetli ve zengin mutfağı” olarak tanımladığı İstanbul mutfağına Rum etkisini ve Rum mutfağını ele alıyor. Rumların yarattığı lokantalar, pastaneler, şarküteriler ve elbetteki tavernaları konu alan yazar, Rum mutfağının temsilcileriyle söyleşiler yaparak birçok mekan ve markanın tarihini anlatırken aralara da bu ustaların bazı özel tariflerini serpiştirmiş.
İstanbul’a kapuçinoyu ilk tanıtan Baylan Pastanesi’nden Savoy’a, Royal Çikolataları’ndan Delizia Hardalları’na, İstanbul gecelerinde sahneye çıkıp ilk kez buzuki çalan Buzuki Erol’dan gece hayatının önemli ismi -ve aynı zamanda kadın ayakkabısından içki içmenin mucidi!- gazinocu Gaskonyalı Toma’ya kadar birçok mekan ve kişinin hikayesi var kitapta.
Yalnızca İstanbul’da kalanlarla değil, Yunanistan’a göç edip işini sürdürenlerle ya da bu kişilerin yakınlarıyla da konuşmuş Simyonidis. Bu söyleşilerin satır aralarında, 1950’lerin başında 100 bin olan Rum nüfusun bugün 3 bin civarına düşmesinin Türkiye için ne büyük bir kayıp olduğunu da o göçler sırasında yaşanan acıları da görmek mümkün. Birçok İstanbullu Rum, göç etmek zorunda bırakılmanın acısına ek olarak Yunanistan’da dışlanmanın acısını yaşamak zorunda kalmış. İstanbul’da hepsi birer marka olan Rum mutfak ustalarının kendilerini bir de Yunanistan’da kanıtlamak zorunda kalması insanı hüzünlendiriyor.