Kars şehri yakın tarih boyunca Ruslarla Türkler arasında birçok kez el değiştirdi. İşgal altındaki Kars’ta 1909 yılında yapılan Kars Rus anıtı ise, 25 Nisan 1918’de şehri kurtaran Türk birliklerince yıkıldı. Siyasi anlamı bir tarafa, sanat tarihi açısından önemli bir miras olan heykelin parçaları bugün Askerî Müze’de korunuyor. Bir dönemin ve yapıtın hikayesi.
Tarihi MÖ 4000’lere uzanan Kars, uygarlıkların uğrak yerlerinden biri olmuştur. Bilinen ilk yerleşik kavim olan Hurrilerden sonra MÖ. 9. yüzyılda Urartu egemenliği başlamıştır. Daha sonra bölgeye yerleşen Karsaklar’ı takiben, 430’lardan sonra Sasaniler bölgeye hakim olmuştur. 1064’te Selçuklu egemenliğine geçen Kars, Moğol istilasından sonra Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevi kenti olmuştur. 1534’te bir Osmanlı kenti hâline Kars, bundan sonraki süreçte Osmanlı ile Rus egemenliği arasında yer değiştiren siyasal bir tarih yaşamıştır.
Kazan Hanlığı’nın Ruslar tarafından ilhak edilmesiyle (1552) Osmanlı ile Ruslar arasında yüzıllar sürecek bir gerginlik başlamıştı. 1801’de Çar I. Alexander döneminde Rusya Gürcistan’ı ilhak etmiş, 1804- 1805 yıllarında Erivan ve Bakü Hanlıklarını egemenliği altına almış ve Kafkaslar’ın büyük bir kısmını (Kuzey Kafkasya ve Dağıstan hariç) ele geçirmişti. İlk kez 1807’de Kars’ı alma girişiminde bulunan Ruslar başarısız oldular; ancak kenti Anadolu’ya açılan stratejik bir kapı olarak gördükleri için, bölge üzerindeki amaçlarından vazgeçmediler. 7 Temmuz 1828’de Rusların eline geçen Kars ve çevresi 14 Eylül 1829’da imzalanan Edirne Barış Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu’na geri verildi.
Sonraki savaş 1853-1856 Kırım Savaşı’dır. 25 Kasım 1855’te Rus egemenliğine geçen Kars, 30 Mart 1856 Paris Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu’na geri verildi. 19. yüzyılda iki ülke arasında yapılan son savaş, 1876-1878 Osmanlı Rus Savaşı’dır (93 Harbi). 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması ile Kars yine el değiştirdi; Ardahan ve Batum ile birlikte Rus İmparatorluğu sınırlarına dahil oldu. 27 Aralık 1876’da Kafkasya genel valisine bağlı Karskaya Oblast (Kars Vilayeti) yönetim birimi oluşturuldu. 1877’den 1918’e kadar yaklaşık 40 yıl süren Rus yönetimi döneminde Kars’ta politik, sosyo-ekonomik, demografik ve mimari alanda birçok değişim yaşanmıştır.
Ekim 1917 Bolşevik İhtilali sonrasında Rusya 1. Dünya Savaşı’ndan çekildi ve Mart 1918’de Brest-Litovsk Antlaşması’nı imzaladı. Buna göre Sovyet Rusya Elviye-i Selase’den (Kars, Ardahan, Batum) çekilecekti.
Rus birliklerinin ayrıldığı bölgelere Ermeni birlikleri yerleşmişse de, Kars 25 Nisan 1918’de Tuğgeneral Yakup Şevki (Subaşı) komutasındaki 3. Ordu kuvvetleri tarafından kurtarıldı. Albay Kâzım (Karabekir) komutasındaki 1. Kafkas Kolordusu da bu grubun içindedir. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Osmanlı ordusu tekrar Kars’ı boşaltmak zorunda kalmış ve şehir İngilizler tarafından desteklenen Ermenilerce 20 Nisan 1919’da işgal edilmiştir. TBMM hükümeti Kars, Ardahan ve Artvin’in geri alınması için Doğu Cephesi ve 15. Kolordu Komutanı Tuğgeneral Kâzım (Karabekir) komutasındaki birliklere yetki vermiş ve 30 Ekim 1920’de Kars geri alınmıştır.
Rus Anıtı bugün parçalar halinde
Rus anıtının parçaları, bugün Harbiye’deki Askerî Müze’de bulunuyor (üstte). Heykelin dört köşeli kaidesinin her bir yüzündeki madalyonlar General İ. F. Paskeviç Erivansky, General N. N. Muravyev, General Kont M. T. Loris Melikof ve Kafkasya Genel Valisi Grandük Mihail Nikolayeviçe ait (altta).
Rusların Osmanlı döneminde bugünkü Türkiye sınırlarında inşa ettikleri anıtların en popüler olanı Ayastefanos Anıtı’dır. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın nihayetinde bugünkü Yeşilköy’de inşa edilen bu anıt 1914’te yıktırılmıştır. Ruslar’ın 1833 Hünkar İskelesi Antlaşması’ndan sonra Beykoz Selviburnu’nda diktikleri ve “Moskof Taşı” olarak bilinen anıt ise yine 1. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemlerde yıkılmıştır. Kars’ta 1909’da Rusların inşa ettikleri anıt da benzer kaderi paylaşmış ve 1918 yılında yıkılmıştır. Ancak bu anıta ait kalıntıların tamamı yokolmamış ve bunlar Harbiye Askerî Müze depolarında 100 yıl boyunca muhafaza edilmiştir.
Bu anıt, Kars’ta Vali Caddesi üzerinde Derbent Alayı Kilisesi yanındaki Rus askerlerinin toplu mezarlarının olduğu alana yapılmıştır ki benzer bir uygulamayı Ayastefanos Anıtı’nda da görüyoruz. Kars’ın Ruslar tarafından alınışının 25. yılı olan 6 Kasım 1902’de Kars Kalesi komutanı Yatskeviç bu anıtın yapılmasını gündeme getirmiş, ancak bu hemen mümkün olmamış ve 1904’te Rus bilim akademisi anıt için yarışma açmıştır. Bu yarışmayı da anıtın heykeltıraşı olan Boris Mikhesin kazanmıştır. Rusya’nın önde gelen sanatçı bir ailesinden yetişen Mikhesin’in eseri tamamlamasından sonra, anıt 6 Kasım 1909’da büyük bir törenle açılmıştır.
Anıtla ilgili ulaşabildiğimiz en eski bilgileri, Ahmet Refik’in (Altınay) ilk defa 1919’da basılan Kafkas Yollarında adlı kitabında buluyoruz: “Kars heykeli, kilisenin önünde ve geniş bir meydanda. Heykel, kahraman ordumuzun son darbesiyle parçalanmış. Rusların kahramanlık sembolü büyük ve korkunç bir gölge, kolu kopmuş, ayağı kırılmış, bayrağı parçalanmış, taşlar üzerinde yatıyor. Kayanın altında dört köşe kagir duvarın her köşesine bir top konmuş. Heykelin kaidesi etrafında, kaidesi kırılmış tunç kartallar, sarı tozlar, bir çok Rusça harfler, üzerlerinde Rusça yazılı tunç levhalar, madalya şeklinde tunçtan general resimleri, parça parça yerlerde yatıyor. Bu heykel 1293 zaferi adına Ruslar tarafından dikilmiş bir zafer abidesi. Heykelin eski şekli sanatkârane. Ruslar birçok yarışmalar açmışlar, nihayet onu seçmişler”. Ahmet Refik yazının devamında anıtı ve kullanılan topları uzun uzun tasvir ediyor.
Anıt başka kaynaklarda da küçük farklarla benzer şekilde tasvir edilmiştir. Anıtı bu tasvirler, döneminde çekilmiş fotoğraflar ve müzede muhafaza edilen parçaları ile beraber değerlendirdiğimizde, mimari formu ve kompozisyonu daha iyi ortaya çıkmaktadır. Anıtın en üst kısmında elinde Rus bayrağı ile bir kayaya tırmanan Rus askeri, kayanın alt kısmında Osmanlı sancağını didikleyen büyük bir kartal heykeli yer alır. Dört köşeli kaidesinin köşelerine birer top ve yüzlerine ise madalyon şeklinde birer bronz kabartma yerleştirilmiştir. Bu madalyonlarda General İ. F. Paskeviç Erivansky, General N.N. Muravyev, General Kont M. T. Loris Melikof ve Kafkasya Genel Valisi Grandük Mihail Nikolayeviç portreleri görülür. Her kabartma madalyonun alt kısmında ise dikdörtgen formlu, tunçtan birer kitabe levhası yer almaktadır. Anıtın çevresindeki alan, zincirler gerilerek sınırlandırılmıştır. Bu zincirli bariyerlerin dört köşesinde dik olarak yerleştirilen Osmanlı topları üzerine, tunçtan yapılmış birer çift başlı kartal heykeli konmuştur.
Askerî Müze’de anıtın parçası olan asker heykeli, dört adet kartal heykeli, dört adet kitabe levhası ve sancağı didikleyen kartala ait küçük parçalar bulunmaktadır. Anıtın tüm parçaları tunçtandır. Kartal heykelleri kanatlarını iki yana açmış olup çift başlıdırlar. Göğüs kısımlarında kalkan formu içinde II. Nikolay’ı simgeleyen H ve II işaretleri görülür. Bir tanesinin bu kısmına üzeri ay-yıldızlı metal bir plaka çivilerle raptedilmiştir. Bu müdahale anıt yıkıldıktan sonra yapılmış olmalıdır. Kartalların iki başları arasında boş bir yuva görülür. Bu yuvalarda olması gereken Rus taçlarından bugün bir iz kalmamıştır.
Etrafları çelenkle çevrili oval madalyonlar içindeki portrelerden biri 1877-78 Osmanlı- Rus savaşları’nda Kafkasya Genel Valisi olan Grandük Mihail Nikolayeviç’e aittir. Üst kısmında dilimli Rus tacı tasviri yer alır. Nikolayeviç topçu sınıfı üniforması giymiş olup, göğsünde fişekliği ve madalyası da vardır. General Loris Melikof portresi de üniformalı olup, sırma apoletinde II. Aleksander dönemi işaretleri vardır. Melikof 1877-78 savaşında Seyyar Kolordu’yu kumanda ediyordu. Kars’ı ele geçiren komutan olan General Melikof, kont ünvanı ile ödüllendirilmişti.
General N. N. Muravyev portresi üniformalı olup, göğsünde madalyaları vardır. Sırma apoletli üniformasının rütbesi ve sınıfı belli değildir. General Muravyev, Hünkâr İskelesi Antlaşması uyarınca İstanbul Boğazı’na çıkan Rus birliklerini komuta etmiş olup Kırım Savaşı sırasında Kafkasya genel valiliği yapmış, Doğu Cephesi’nde de harekatı yönetmiştir. 1855’te Kars’ı ele geçirmiş ve bu nedenle adına “Karsky” sıfatı eklenmiştir.
General İ.F. Paskeviç Erivansky ise üzerinde üniforması, göğsünde madalyaları, sırma apoletleri ve çapraz tören kemeri ile tasvir edilmiştir. 1829’da feldmareşal rütbesi alan Paskeviç, Kafkas kolordusu komutanlığı yapmıştı. Paskeviç kabartması dışındaki üç portrenin alt kısmında “Charle Robecchi Fondeur” damgası vardır. Rus heykel sanatçısı Prens Troubetskoy, Milano’da tanıştığı Carlo Robecchi’yi usta dökümcü olarak 1898’de Rusya’ya gittiğinde yanında götürmüştür. Carlo ve ailesi Moskova ve St. Petersburg’da döküm faaliyetlerinde bulunmuştur. Picasso ile de çalışan Robecchi ismine, dünyanın çeşitli yerlerindeki seçkin bronz eserlerde dökümcü olarak rastlanmaktadır.
Anıta ait dört adet bilgi levhası mevcuttur. Bir tanesi hariç diğerleri ortasından kırılmış durumdadır. Tunç levhaların üzerinde Kiril alfabesi ile kabartma Rusça metinler yazılmıştır. Bunlardan ön yüzdeki tanıtıcı levhada “İmparator II. Nikola Dönemi’nde 1909 yılında inşa edilmiştir” yazmaktadır. 1828, 1855 ve 1877 yılı Kars kuşatmalarına katılan birliklerin isimleri ile ganimet ve zayiat durumları diğer üç levhada ayrı ayrı yazılmıştır (kitabelerin çevirisi için Doç. Dr. Candan Badem’e teşekkür ederiz).
Anıta ait en büyük ve etkileyici parça, anıtın en üst kısmına yerleştirilmiş olan Rus askeri heykelidir. Mevcut boyu 285 cm olan bu heykel sol bacağını dizden yukarı kaldırmış, bayrağı iki eliyle öne doğru tutmuş ve başını hafif öne eğmiş durumdadır; bıyıklı, gömlek ve pantolon giymiş, belinde palaska ve kütüklükle tasvir edilmiştir. Başında kumaş siperlikli bir kasketi vardır. Bacakların dizden aşağısı bayrağın üst kısmı ve alemi mevcut değildir.
Kars’ın 25 Nisan 1918’de alınmasının hemen sonrasında anıtın yıkım emri verilmiş olmalıdır. Kâzım Karabekir’in Doğu’nun Kurtuluşu adıyla basılan kitabında şu ifadeler yer alır: “İstasyona yakın meydanda büyük bir anıt var. Bir Rus neferi, bir Türk neferini ayağının altına almış vaziyette. Ben Rus neferinin kafasını koparmıştım. Türk neferini belli etmez hale koydurmuştum. Heykeli bize göre tanzim mümkündü. Fakat Şevki Paşa dinamitle kâmilen uçurulmasını muvafık buldu. Anıt Çar Nikola’nın Kafkas Genel Valiliği’ne tayin ettiği Varansov Taşkov tarafından yaptırılmıştır (Vorontsov-Dashkov). Bu abide 1877’de Kars’a ilk giren Rus askerinin heykelidir”.
Sonrasında anıtın parçalarının İstanbul’a nakli gündeme gelmiş olmalıdır ki BOA. DH.EUM.AYŞ 67/31-11’de kayıtlı belgede Polis Genel Müdürlüğü tarafından Dahiliye Nezareti’ne gönderilen 9 Ekim 1919 tarihli yazıda, Galata Rıhıtımı’nda bulunan heykelin Ruslar tarafından Kars’a dikilen ve Osmanlı birlikleri tarafından yerinden çıkarılarak Batum üzerinden İstanbul’a gönderilen anıtın parçası olduğu ve Galata Polis Merkezi’ne korunması için emir verildiği bildirilmiştir. Sonraki süreçte parçalar o zaman Askerî Müze olarak kullanılan Aya İrini Kilisesi’ne gelmiş olmalıdır. Müze koleksiyonları daha sonra 2. Dünya Savaşı’nın çıkması ile Niğde’ye taşınmış ve sonra tekrar İstanbul’a getirilmiştir. Eserler İstanbul’da Maçka Silahhanesi ve Mekteb-i Harbiye binası jimnastikhanesindeki sergilemelerden sonra bugünkü binasına taşınmıştır.
Osmanlı-Rus çekişmelerinin somut bir mirası olan Kars Rus Anıtı’na ait parçalar bugün bizim için bağlamını değiştirmiş ve birer sanat yapıtı olmuşlardır. Anıtın yıkılışının 100. yılına denk gelen bu günlerde, bu sanat eserini tekrar hatırlamak ve hatırlatmak istedik.