İstanbul’un son 20 yılı yaşlanan Osmanlı devri konutlarının iyice azalmasına şahitlik etti. Osmanlı Arşivi gibi kurumlar kentin çeperlerine taşınırken, müze olarak hizmet veren bazı kiliseler, cami oldu. Yenikapı dolgu alanı kent konturlarını değiştirdi.
Son 20 yıl, artık iyice yaşlanan Osmanlı devri konutlarının sayısının her gün biraz daha azalmasına sahne oldu. Özellikle Dünya Miras Alanı olan Zeyrek ve Süleymaniye bölgelerindeki muhteşem ahşap konutlar büyük ölçüde ortadan kalktı. Bu alanlar adeta çöküntü alanı hâline geldi.
Metro, Marmaray ve Avrasya Tüneli çalışmaları bir taraftan tarihî bölgenin trafik ve ulaşım sorununun çözümüne katkı sağlarken bir taraftan da bu bölgeyi yoğun bir ulaşım merkezi hâline getirdi. Bu sırada Yenikapı, Sirkeci, Cağaloğlu, Vezneciler gibi bölgelerde altyapı çalışmaları sırasında büyük arkeolojik kazılar yapıldı. Bu çalışmalarda İstanbul tarihi ile ilgili muhteşem bilgilere ulaşıldığı gibi çok sayıda kültür varlığı da müzelere kazandırıldı. Bir yandan da kentte Yenikapı Meydanı gibi güney bölümünde kent konturlarını değiştiren büyük bir dolgu alan oluşturuldu. Birçok yapı restore edilirken 20. yüzyılda yok olan bazı küçük cami ve mescitler eski belgelere dayanarak yeniden inşa edildi.
Osmanlı Arşivi gibi bazı kurumlar, Suriçi’ndeki eski bölgelerinden kentin çeperlerine taşındı. Osmanlı döneminde cami hâline getirilen, cumhuriyetin ilk yıllarında müze yapılan bazı kiliseler, yeniden cami hâline getirildi. Cumhuriyetin ilk yıllarında inşa edilmiş bir grup saray da yeni düzenlemelerle Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı.