Kasım
sayımız çıktı

Lokman Hekim’in ‘sakın ha’ dediği belalar ve illetler

Türk tıp tarihinin önde gelen hekimlerinden Hafız Cemal Lokmanhekim, 41 yıllık parlak kariyeri sırasında halk sağlığı ve cinsellik alanında, “tabu” kabul edilen birçok konuda popüler kitaplara da imza atmıştı. 

Doktor Hafız Cemal Lokmanhekim, Türk tıp tarihinin incelenmeye değer ilginç şahsiyetlerinden biridir. Maceralı uzun bir yaşam öyküsü olan Doktor Hafız Cemal Bey, 1878’de babasının kadılık yaptığı Kıbrıs Lefkoşa’da doğmuştur. İlk öğrenimini kimsesiz ve yalnız olarak yapmış, Baf’ta medreseyi, Beyrut’ta idadiyi bitirmiş ve İstanbul’a gelmiştir. Çengelköyü’ndeki Tıbbiye İdadisi’ne ve oradan da Askerî Tıbbiye’ye girmeyi başarmıştır. 

1901’de diplomasını alan Hafız Cemal Lokmanhekim, Tıbbiye-i Şâhâne’ye emrâz-ı dahiliye ve etfâl muallim muavinliğine tayin edilmiştir. Burada Dahiliye Muallimi Fevzi Paşa’nın yanında görev yapmıştır. O devrin pek çok aydını gibi Avrupa’ya kaçan Lokmanhekim, tıp öğrenimini Londra’da tamamlamış ve Avrupa dönüşünde önce Mısır’a sonra Kıbrıs’a geçmiştir. 

Doktor Hafız Cemal Lokmanhekim, 1901 senesinde yüzbaşı üniformasıyla.

Uzun yıllar Kıbrıs’ta kalan, burada İslâm isimli bir gazete ve 25’ten fazla broşür, kitap çıkaran Lokmanhekim, Kıbrıs Sanayi Mektebi, Kıbrıs Cemiyet-i Hayriye-i İslâmiyesi gibi sivil toplum kuruluşlarını örgütlemiştir. Bu örgütler aracılığı ile okuyan gençleri Londra’ya eğitime göndermiştir. Balkan Savaşı çıkınca bütün işlerini terkederek İstanbul’a gelen Lokmanhekim, Kızılay’da gezici doktor olarak Rumeli’den gelen yaralı, hasta göçmenlere şifa dağıtmıştır. 1. Dünya savaşında Edremit Vapuru’nda başhekim olan Lokmanhekim, Kızılay’ın Süveyş’e gönderdiği imdat heyetine katılmış, oradan Kudüs’e gönderilmiştir. Bir süre çölde kurulan bu hastahanede başhekimlik yapmış ve hastanenin Şam’a taşınmasıyla orada bulunan yaralıları alıp İstanbul’a gelmiştir. 

Savaşın sonunda Divanyolu’nda bir muayenehane açıp serbest çalışmaya başlayan Lokmanhekim bir broşüründe hocası Besim Ömer Paşa ile ilgili anılarından sözederken soyadını nasıl aldığını şöyle anlatır: 

Hem bilimsel hem geleneksel Lokmanhekim’in cumhuriyet döneminde yayımladığı eserler, halkın anlayacağı dilde yazılmış ve yaygınlaşmıştı. Kitaplar dönemin tıbbi bilgilerini, bugün “alternatif veya geleneksel” denilen yöntemlerle birleştirerek sunuyordu.

“Bir akşam (üstadıazam)ımın huzuruna çıktım. Bana münasib olmak üzere teberrüken bir (soyadı!) seçmesini istirham ettim. Bana dedi ki: ‘Gazetelerde ara sıra görüyorum ve anlıyorum ki, müstear nam olarak (Lokman Hekim) kullanıyorsunuz! İşte size (Lokman Hekim) lâkabı biçilmiş bir kaftan gibidir. Bu cihetle (Lokman Hekim) soyadını alınız. Ve bir de Lokman Hekim mecmuası namında bir mecmua neşrediniz’. Ben derhal (Lokman Hekim) soyadını resmen tescil ve tasdik ettirdim ve (19) sene evvel de Lokmanhekim mecmuasını neşre başladım”. 

Uzun yıllar İstanbul’da serbest doktorluk yapan Lokmanhekim, İstanbul Sanat Mektebi’nde 41 yıl doktorluk görevini aralıksız sürdürmüş ve aynı zamanda yayınlar yapmıştır. İspirtolu içki kullananların ve evlatlarının belaları ve kurtuluş çareleri, Abaza çeken kızların ve oğlanların belaları ve kurtuluşları!, Kocakarı ve ev ilaçları, Pekliği iyi eden linet ve amel ilaçları, Solucan Kitabı, 150 den ziyade faydası ve bir çok hastalıklara şifası olan Ah mübarek Domates!, 180 türlü faydası ve 72 derde şifası olan şifalı sarmısak kitabı, Lokmanhekim’in ‘sakın Ha!’ dediği 31 çekmenin belaları ve kurtuluş çareleri, Ademi iktidar, bel gevşekliği ve ilaçları gibi hem konuları hem de isimleri ilginç eserler yayımlayan Hafız Cemal Lokmanhekim, son yıllarında Beylerbeyi semtinde yaşamıştır. Hafız Cemal Lokman- hekim 19 Nisan 1967 tarihinde İstanbul’da ölmüştür. Mezarı Zincirlikuyu’dadır. 

KADINLARLA BİRLEŞME ÜZERİNE

Müslümanlar, pazartesi ve Cuma yatak sporunu vazife bilir

Lokmanhekim’in cinsel münasebetler üzerine yazdığı kitaplarda, zaman zaman çeşitli farklı coğrafyalardaki inanışlar da aktarılıyordu: 

“Bir Arapça kitaptan bunları tercüme ettim. Okurlarımıza faydalı olur fikriyle yazıyorum. Fakat ben bunların bir kısmına şaşıyorum. İnanmıyorum. Bazılarına da iman ediyorum. Yalnız şunu arz etmek isterim ki, Arabistan’da iklimin ve sıcağın, meyvelerin ve baharların tesiriyle (cinsi münasebet!) işleri daha sürekli ve şiddetli olur. Bu cihetle (cima) etmekte, yani (erkek ve kadın birleşmesi!)ne ait işlerde oranın ahalisi bizlere nisbeten daha tecrübeli ve idmanlıdırlar. Bu cihetle onların bilgilerinden istifade edelim.

‘Hem münevverlere hem halka mahsus dergi’ Dr. Hafız Cemal Lokmanhekim tarafından çıkarılan Lokman Hekim dergisi aylık yayımlanan halk sağlığı, tıp, sosyal konularda yazılar içeren popüler bir dergiydi. “Şimdilik her ayın ilk haftasında çıkar, siyasi değildir, tıbbi, sıhhi, ahlaki, terbiyevi, fenni, içtimai, iktisadi, sınai, edebi, neşriyat yapar, münevverlere, gençlere, mekteplilere ve halka mahsustur” alt başlığını taşıyan dergi, 15 x23 cm. ölçüsünde olup 241 sayı yayımlanmıştır. İlk sayısı Ekim 1936’da çıkan derginin son sayısı Temmuz 1966 tarihini taşır. Sağlıkla ilgili 3 ilavesi bulunan derginin başyazarı ve sahibi Doktor Hafız Cemal Lokmanhekim’in bu derginin yayını olarak pek çok kitabı da bulunmaktadır.


1 – En iyi cima ilkbaharda olur. 

Çünkü hava mutedildir, mevsim güzeldir, kan kuvvetlidir. Her mizaca uygundur. Ruhu neşelendirecek tabiat güzellikleriyle, yeşillikler ve türlü türlü çiçekler vardır. Güzel manzaralara karşı kadın gebe kalırsa çocuk çok güzel ve gürbüz olur. 

2 – Arabi ayın ilk ve son gecesinde cima edilirse doğacak çocuk deli (mecnun) olur. 

3 – Dinî bayram gecelerinde cima edilirise doğacak çocuk (6) parmaklı olur. 

4 – İnsan cima ederken anasını ve kızkardeşini anarsa, doğacak çocuk çok yalancı olur. 

5 – Cima ederken kelâm söylerse, konuşursa çocuk (peltek – kekeme) olur. 

6 – Camide, mescitte, ekin içinde cima ederse çocuk (fasık, müzevir, fitneci, kundakçı ve dinsiz) olur. 

7 – Çarşamba gecesi cima edilirse çocuk harami, hırsız, yankesici, dolandırıcı, vurguncu olur. 

8 – Perşembe gecesi cima edilirse çocuk hakim veya vezir olur. 

9 – Perşembe günü cima edilirse çocuk zahit ve âbid olur. Yani dindar, sofu ve derviş olur. 

10 – Cuma günü cima edilirse çocuk âlim, fazıl, bilgin olur. 

11 – Salı gecesi cima edilirse doğacak çocuk bütün hayatını kederle, gamla, ah ile vah ile geçirir. Ve hiç yüzü gülmez. Talihsiz olur. 

12 – Pazartesi gecesi cima edilirse çocuk âlim, fazıl, bilgili olur (İşte bundan dolayıdır ki bütün Müslümanlar, Türkler her Pazartesi ve Cuma geceleri (yatak sporu!) yapmağı vazife bilirler. 

13 – Cumartesi gecesi ve gün- düzü cima edilirse çocuk hilekâr, kumarbaz ve dolandırıcı olur (Çünkü Yahudilerin cima ettikleri gecedir!). 

14 – Ayaküstünde cima edilirse sinirlilik heyecan artar. Bazı defa (nüzul – felç) gelir. 

15 – Hamamda cima etmek fenadır. Hele terledikten sonra yapılırsa daha fenadır, çok zararlıdır”. 

DOĞU MİTOLOJİSİ

Lokman Hekim efsanesi ve halk hikayeleri

Kuran’ın 31. suresine adını veren, ayrıca Doğu mitolojisinde birçok söylencede bahsi geçen Lokman, hikmet sahibi, efsanevi bir kişiliktir. Lokman Hekim’e dair efsane ve hikayeler Batı dillerine de tercüme edilmiştir. Emsâlü’l-Lokman fî Tezhibi’l-Ezhân isimli eser “zeban-ı Arap’tan lisan-ı Fransavî’ye” aktarılmış, Paris baskısı Bilge Lokman Hekim’in Fablleri kitabından [Keçecizade] Fuad Paşa’nın büyük oğlu Nazım Ahmed Bey’in oğulları Hikmet ve Reşad Beyler için “Farisi ve Türki” lisanlarına çevrilmiştir. Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca, dört dilde hazırlanmış bu kitabın basım masraflarını Keçecizade ailesi karşı- lamıştır. Kitabı hazırlayan İskender Efendi hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. İskender Efendi, kitabın önsözünde Keşmir, Hindistan, Afganistan ve Avrupa’nın muhtelif şehirlerine gitmekle başlayıp yirmibeş yıl süren seyahatleri sırasında büyük bir “Seyahatname” kaleme aldığını yazmaktadır. Kitapta Lokman Hekim’in efsanevi hayatından 42 emsâl (hikmetli örnek, kıssa) yer almaktadır. Bu 42 örnek 86 sayfalık kitapta sırasıyla Türkçe, Farsça, Arapça ve Fransızca olarak tekrarlanmaktadır. 

Emsâlü’l-Lokman fî Tezhibi’l-Ezhân / Fables de Loqman le sage. Çeviren: İskender Efendi İstanbul, Sultan Beyâzıd civarında Irgâd Pazarında Şeyh Yahya Efendi’nin Matbaasında tab’ ve temsil olunmuştur, Fî 20 Rebiülahir 1292 (26 Mayıs 1875) 70,16, 2 sayfa. Seyfettin Özege Kataloğu 1/4901 Fiyatı: Bir çeyrek