Ekim 2024 Sayımız Çıktı

Mustafa Kemal Paşa’nın Halk Fırkası kurma kararı

Mustafa Kemal Paşa tam 100 yıl önce 6 Aralık 1922’de bir parti kurmaya karar verdiğini açıklamıştı. Vakit gazetesinin başyazarı Ahmet Emin (Yalman) Bey o dönem yazdığı yazılarda, Paşa’nın parti kavgalarına girişmemesi ve milletin başında yol göstericilik rolünü devam ettirmesi gerektiğini yazmıştı.

Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da yayımla­nan Hakimiyet-i Mil­liyye, Yeni Gün ve Öğüt gaze­telerine 6 Aralık 1922 tarihin­de verdiği bir demeçte, barışın sağlanmasından sonra “Halk Fırkası” adında bir parti kur­mak niyetinde olduğunu açıkla­dı. Millî Mücadele’nin önderi­nin parti kurma kararı, izle­yen ilk birkaç günde herhangi bir olumlu ya da olumsuz tepki oluşturmadı. Hatta konu, ne­redeyse sessizlikle karşılandı. Bu sessizliğin ilk ve en önemli nedeninin şaşkınlık olduğu ke­sindir. Ancak, bütün basının o günlerde Lausanne’da sürmekte olan barış görüşmelerine odak­lanmış olduğunu da unutma­mamız gerekir.

O günlerde Boğazlar mese­lesi, kapitülasyonların geleceği, Türk-Yunan nüfus mübadele­si ya da Rum Ortodoks Kilise­si’nin Türkiye’den çıkarılması gibi konular neredeyse bütün gazetelerin bütün sayfaları­nı kaplıyordu. Bunlara ek ola­rak bir de İstanbul gazetelerini -belki de okurlarının birçoğu­nun içinde bulundukları du­rum dolayısıyla- ilgilendiren, artık tarihe karışmış olan Os­manlı Devleti’nin memurları­nın ne olacakları, nasıl maaş alabilecekleri meselesi vardı. O sıkıntılı ve heyecanlı bekleyiş ortamında Falih Rıfkı (Atay), Akşam gazetesinde “Halk Fır­kası” başlıklı bir yazı yayımla­dı gerçi (10 Aralık); ama yazı Mustafa Kemal Paşa’yı hamasî bir biçimde öven ve daha önce verilmiş sözlere karşın bir türlü kavuşulamamış olan hürriyeti kazandırmak üzere Türk genç­liğini seferber etmesini kendi­sinden isteyen bir yazıydı. Falih Rıfkı Bey, siyasal açıdan pek su­ya sabuna dokunmamıştı.

Mustafa Kemal Paşa, Vakit gazetesinin başyazarı Ahmet Emin (Yalman) Bey ile birlikte…

Bundan iki gün sonra, Vakit gazetesinin Ankara muhabiri Hakkı Tarık (Us) Bey’in Mus­tafa Kemal Paşa’yla yaptığı gö­rüşme yayımlandı. Hakkı Tarık Bey, Halk Fırkası’na değinme­sinin yanısıra, seçimlerin ne zaman yapılacağına ilişkin de bir soru sormuştu Gazi Paşa’ya. Kuracağı partinin özellikleri­ne ilişkin yeni bir şey söyleme­yen Mustafa Kemal Paşa, seçim konusunda da Teşkilât-ı Esâ­siyye Kanunu’nun söyledikleri­ni yinelemekle yetindi: Barışın sağlanmasıyla birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi amacına ulaşmış olacak, dolayısıyla da yeniden seçim yapılacaktı.

Vakit gazetesinin başyaza­rı Ahmet Emin (Yalman) Bey, birkaç gün sonra Ankara’ya git­ti. Ancak Gazi Paşa’yla görüşüp görüşmediğini, görüştüyse de neler konuştuklarını bilemi­yoruz. Gazetesinde böyle bir görüşmeye ilişkin bir haber ol­madığı gibi, anılarında da An­kara’da kimlerle temas ettiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulun­muyor. Öyle anlaşılıyor ki Ah­met Emin Bey, Ankara’da genel havayı koklamış, mutlaka bazı kişilerle -bu arada Rauf Bey’le-görüşmüş, ama Mustafa Kemal Paşa’yla karşılıklı oturup parti konusunu konuşmamıştır.

İstanbul’a dönüşünden son­ra Ahmet Emin Bey, Vakit ga­zetesinde üç önemli başmakale yayımladı. 21 Aralık’ta yayım­lanan “Halk Fırkası” başlıklı ilk makale, ülkenin partilere ay­rılmasının iyi bir şey olmadığı­nı söylüyor ve Mustafa Kemal Paşa’nın -“halk” sözcüğünü kul­lanmış olması nedeniyle- “sol bir parti” kurmak istemesi­ni eleştiriyordu. Ahmet Emin Bey’e göre yapılması gereken şey, bütün modernleşme ve iler­leme yanlılarını biraraya geti­recek bir “sây (çalışma) mîsâk-ı millîsi” oluşturmaktı.

Basında ilk Halk Fırkası haberleri


7 Aralık 1922’de Hakimiyet-i Milliyye gazetesindeki haberde “Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Halk Fırkası
nâmıyla siyasi bir fırka teşkili niyetindedirler” diyordu.

Bu makaleden tam bir hafta sonra yayımlanan ikinci başma­kale “Millet rehbere muhtaçtır” başlığını taşıyordu ve dolay­lı da olsa, gene Mustafa Kemal Paşa’nın particiliğe kalkışma­sını eleştiriyordu. Ahmet Emin Bey’e göre Paşa parti kavgaları­na girişmemeli ve milletin ba­şında, yol göstericilik rolü oyna­malıydı.

Ahmet Emin Bey bu yazı­sında yakın gelecekteki ikinci dünya savaşını, bunun Türki­ye’yi nasıl zor durumda bıraka­cağını, geçen yılların nasıl genel bir istikrarsızlık yaratacağını önceden görmüş gibidir. Az ge­lişmiş bir Türkiye’nin böyle bir ortamda savaşa girmese bile çok sıkıntılar çekeceğini de ön­görmüştür. Bu durumda yapı­lacak tek şey Türkiye’nin bir an önce kalkınmasına çalışmaktı ve bu, Türkiye gibi bir ülkede, ancak uzak görüşlü bir önderin rehberliğinde gerçekleştirilebi­lirdi. Bu nedenle Mustafa Ke­mal Paşa particilik yapmamalı, particiliğe özgü kavgaların üze­rinde, bir tür kural koyucu ya da hakem rolü üstlenmeliydi.

Mustafa Kemal Paşa bu ma­kaleyi okuduğunu üç hafta ka­dar sonra İstanbul gazetecile­riyle yaptığı bir toplantıda söy­lemiştir. Ayrıca Ahmet Emin Bey’in ileri sürdüğü fikirlere tü­müyle katıldığını da söylemiştir. Zira bu parlak gazetecinin sa­tırlarından ortaya çıkan resim, yalnız iyi bir 1920’ler ve 30’lar Avrupa’sı betimlemesi değil, so­nuç itibariyle Mustafa Kemal Paşa’nın devrim programının da ta kendisiydi. Kendi payıma, Mustafa Kemal Paşa’nın Ah­met Emin Bey’in bu makalesini okurken gülümsediğini ve “ha şunu bileydin!” dediğini görür ve duyar gibiyim. Ancak Ahmet Emin Bey’in bu satırları yazar­ken göremediği çok önemli bir şey vardı: Mustafa Kemal Paşa, çok partili bir parlamenter or­tamda reformcu bir parti kur­mayı değil, devrim yapacak bir tek parti kurmayı tasarlıyordu.