Aralık
sayımız çıktı

‘Ne… ne’ bağlacında, yüklem olumlu mudur olumsuz mu?

ANLAM VE DİLBİLGİSİ SORUNLARI

Kimi dilbilgisi kitaplarında “ne… ne” bağlacı diye geçer, bazılarında da “ne… ne (de)…” olarak karşımıza çıkar. Yazarken “ne… ne” bağlacı kullanmayı severiz, şiirsel bir hava katar cümlemize. Ancak esas mesele yüklemin nasıl olacağına karar vermektir. Tarihten, günümüzden ve edebiyatımızdan örnekler… Medya ve akademideki hatalı kullanımlar…

Mihrî Hatun (1461-1506), yine aynı dönemde yaşayan Zeynep Hatun’la birlikte adı bilinen ilk kadın şairlerimizdendir. Hatta 1985’te Venüs gezegeninde keşfedilen bir kratere NASA tarafından Mihrî Hatun ismi verilmiştir. Bu yazıda ele alacağımız “ne… ne bağlacına” dair örneklerimizden ilkini Mihrî Hatun Dîvânı’ndan verelim:

“Ne cânı var yaza Mânî kaşuñ işâretini

Ne haddi var bile ‘âkil lebüñ ‘ibâretini”

(Mânî meşhur ressam ama o meşhurluğu ve maharetiyle bile senin kaşını çizemez. Akıllı olan kişi ise senin dudaklarının neyden ibaret olduğunu bilmez. Malum sevgilinin dudakları “mim” harfinin kafası kadar küçük olur ve var mı yok mu farkedilmez. / Dizeleri günümüz Türkçesi ile açıklayan Sayın Dr. Abdullah Uğur’a teşekkür ederim).

https://flic.kr/p/2q6hXXo
Mihrî Hatun divanının ilk sayfası, TDV İslâm Ansiklopedisi.

Mihrî Hatun’un yaşadığı dönemin üzerinden 500 yıl geçmiş; günümüzde Türkiye Türkçesini öğrenemeyen bazı kişiler maalesef gazetecilik yapıyor. Bu gazetecilerden biri, “ne… ne” bağlacından vazgeçemiyor. Hemen hemen bütün haberlerinde bu bağlacı kullanıyor ama kurduğu basit, kısa bir cümlenin bile anlamına kafa yormadan, yüklemleri sürekli olumsuz yapıyor. Örneğin, “ne Ali’yi ne de Veli’yi kötülemedi” yazıyor. Oysa bu tip basit ve kısa bir cümlede yüklem olumlu olur. Gazeteci, “ne Ali’yi ne de Veli’yi kötüledi” yazmalı. Okurları kendisini sosyal medyadan defalarca uyarsa da kuralı öğrenmemekte ısrar eden bu gazeteci, anlatımı bozuk, tutarsız cümleler yazmaya devam ediyor. Biz de 500 yıl önce yaşayan Mihrî Hatun’un dizelerini mumla arıyoruz!

“Ne akar ne kokar olmak”, “ne altını bırakmak ne üstünü”, “ne od var ne ocak”, “ne sakala minnet ne bıyığa”, “ne şiş yansın ne kebap” vb. deyimlerimize çatı olan “ne… ne” bağlacı, “hem… hem” bağlacının karşıtıdır. Görevdeş veya zıt anlamlı kelimelerin başına gelerek bunları arka arkaya sıralayan “ne… ne” bağlacı, aynı zamanda, sıraladığı ögelerden “hiçbiri” anlamını veren bir “red”, bir “olumsuzluk” bildirme işlevi de yüklenmiştir. Yapısı bakımından zamir kökenlidir. Bu bağlaç ikiden fazla tekrarlı olarak da kullanılır, “de” bağlacı ile de pekiştirilebilir. Birden çok özne, tümleç ya da eylemi birlikte olumsuzlamak için, bunlardan önce yer alan sözcüklerin başlarına getirilen “ne… ne” bağlacı olumsuzlama ögesidir; bundan dolayı cümlelerdeki fiilin -genelde- olumlu olmasını gerektirir. Örnek vermek gerekirse,

“Onu ne gördüm ne tanıdım.” / “Ne kendi eyledi rahat ne halka verdi huzur.” (M. Şevket Esendal)

“Bunlar ne tam edebiyat ne bilim ne tam gazete yazılarıdır.” (Aziz Nesin)

Turkce-2
Aziz Nesin

“Ne… ne” bağlacının kullanıldığı fiillerin olumlu olması gerektiğini savunanlardan biri de Şiar Yalçın’dır. Doğru Türkçe adlı eserinde “ne”nin bir edat değil bağlaç (conjunction) olduğunu söyler. Bildiği bütün Batı dillerinde olumsuzluk anlamı katan bağlaçların olumlu yüklemle tasvir edildiğini, bu sebeple de “ne… ne (de)” olumsuzluk bağlacının olumlu yüklemle kullanılması gerektiğini belirtir.

“Ne… ne” bağlacı, Servet-i Fünûn döneminden sonra hem olumlu hem de olumsuz yüklemlerle edebî metinlere girmişti. Tevfik Fikret’in Yağmur şiirinden alıntıladığımız beyitte “ne… ne” bağlacı olumsuz bir yüklemle kullanılmıştır. Bu beyitte, yüklemin bağlaçtan önce geldiği görülür: “…

https://flic.kr/p/2q6fQu2
Tevfik Fikret

Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere;

Bakıldıkça vahşet çöker yerlere”

“Ne… ne” bağlacının olumsuz yüklemle kullanıldığı örneklerin ortak özelliği, yüklemin bağlaçtan uzakta kullanılması ve yüklem ile bağlaç arasına cümlenin başka ögelerinin girmesidir. Ahmet Haşim’in “O Belde” şiirinde de “ne” sözcüğünün dört kere tekrarlandığını ve yüklemin olumsuz olduğunu görüyoruz. Bu yüklemin bağlaçtan uzakta kullanılmış olması buna örnek gösterilebilir: “…

Ne sen,

Ne ben,

Turkce-3
Cemal Süreya

Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ,

Ne de âlâm-i fikre bir mersâ

Olan bu mâi deniz,

Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.”

Ne ne bağlacına dair kuralları şöyle özetleyebiliriz:

Turkce-5
Yahya Kemal Beyatlı

1. Fiil, “ne… ne” ile bağlanan özne ya da tümleçlerden önce gelirse olumsuz kullanılır: “Sevmemiştir seni, ne annen ne baban; benim seni sevdiğim kadar.” Örneğin, Yahya Kemal meşhur “Sessiz Gemi” şiirindeki “Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol” dizesinde, yüklemi “ne… ne” bağlacından önce yazarak olumsuz kullanabilmişti. Kuralı bilmeyenler, bu dizenin hatalı yazıldığını öne sürmüşlerdi yıllar önce.

2. “Ne”li cümlenin fiili şartlı olursa yüklem olumsuz olabilir: “Ne sen ne ben işe karışmasaydık başımız ağrımazdı.”

3. Fiilden önce olumsuzluk bildiren bir ünlem ya da zarf (asla, hiç, hiç kimse, hiçbir zaman vb.) bulunursa yüklem olumsuz olur: “Ne İstanbul’a ne Ankara’ya hiç gitmemiş.”

4. “-diği”, “-eli beri”, “-inceye kadar”, “-ince”, “-dikçe”, “-dikten” sonra ya da “-den önce” biçimindeki zarflarla: “Ne çay ne kahve içmeyeli rahat ettim.”, “Ne kitabı ne defteri bulamayınca kızdı.”, “Ne sen ne o gelmedikten sonra ben yalnız ne yapayım?”

İki sıfat ya da sıfat durumunda olan iki sözcüğün başına “ne” getirildiğinde, iki kavramın ortalaması olan üçüncü bir kavram anlatılır: “Ne sıcak ne soğuk.”, “Ne uzun ne kısa.”

Medyada ve akademik metinlerde, “ilâ, dahi, ve, da… da, gerek… gerek(se), hem… hem…(de), ister… ister, ne… ne, olsun… olsun, bazen… bazen, bazı… bazı, bir… bir, biri… öbürü, kâh… kâh, kimi… kimi” bağlaçları yanlış fiillerle birlikte kullanılıyor, bu da anlam karmaşasına yol açıyor. Yazım kılavuzu ve dilbilgisi ders kitaplarında bu bağlaçlara dair kuralların duru bir anlatımla açıklanması ve verilen örnek cümlelerin kafa karışıklığına neden olmayacak şekilde özenle seçilmesi gerekiyor.

Cemal Süreya’nın “Yaz Sonu” şiirinden “ne… ne” bağlacı örneği vererek bitirelim:

“…

ne bilim-sanatı hayyam’ın, ne siyaseti nazım’ın,

ne yiğitlik, ne aşk… bir şey kalmazdı tek başına.

ahırlarımızda her zaman sana ayrılmış bir at vardı.”

. Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, TDK, 2003.

. Türkı̇ ye Türkçesı̇ nde “ne … ne” Bağlama Edatının (bağlacının) İşlevlerı̇ ve Anla­ma Katkısı, Prof. Dr. Halit Dursunoğlu, Ekev Akademı̇ Dergı̇ sı̇ , Yıl: 19 Sayı: 64.

. Türkçede “ne… ne (de)…” Bağlacının Gelı̇ şı̇ mı̇ , Şeyma Yıldız, Yüksek Lisans, 2021.