Aralık
sayımız çıktı

Ortadoğu’nun hard rock’ı Arap-İsrail savaşı kurbanı

1967’DE NEW YORKLU DEVIL’S ANVIL’DAN TANIDIK NAĞMELER

Arapça, Yunanca, İngilizce ve Türkçe şarkılar söyleyen Devil’s Anvil, 1966’ta New York’ta kurulmuştu. Albümlerine “Lingo Lingo Şişeler”i de alan grup başlangıçta övgüyle karşılansa da bir anda patlayan Arap-İsrail Savaşı nedeniyle ABD müzik piyasası tarafından dışlandı. Kurucuları Pappalardi’nin hikayesi de en az grubunki kadar ilginçti.

New York’ta 17 Ni­san 1983 sabahı gün ağarırken 911 acil çağrı servini arayan bir kadın şöyle demişti: “Kocamı öldür­düm. İstemeden oldu.” Polisler apartman dairesine ulaştı­ğında maktulü 38 kalibrelik Derringer marka minik bir tabancadan çıkan tek kurşunla boynundan vurulmuş olarak yatağında buldu. Eşi tarafından öldürülen şahıs, 44 yaşında­ki rock müzisyeni, besteci ve prodüktör Felix Pappalardi’ydi. Kendisini vuran eşi Gail Col­lins’le 19 yıldır birlikte, 14 yıldır evliydiler.

Pappalardi 1939’da New York’un varoşu kabul edilen Bronx’ta dünyaya gelmişti. Aslında rock’tan ziyade klasik müziğe eğilimliydi; Michigan Üniversitesi’nde klasik müzik eğitimi almıştı. Ancak 60’ların ilk yıllarında Joan Baez, Bob Dylan, Pete Seeger, Joni Mitchell gibi Amerikan folk yıldızlarının toplandığı Greenwich Village’ı mesken tuttu. Tim Hardin, The Youngbloods ve Joan Baez’le isimlerle çalışmaya başladı. 1964’te 25 yaşına girdiği yıl büyük aşk yaşayacakları Gail Collins’le tanıştı. Başından bir evlilik geçmiş Collins o sırada 23 yaşındaydı ve 2 çocuk anne­siydi. Pappalardi 1966’da kendi adını taşıyan “Love Somebody” adlı 45’liğini yayınladığında, bu folk tarzındaki aşk şarkısının sözlerini Gail Collins kaleme almıştı. Evliliklerinin yanısıra sanatsal işbirlikleri de yıllarca sürecekti. Eric Clapton, Jack Bruce ve Ginger Baker’dan kurulu efsane Cream grubunun 1967 tarihli “Disraeli Gears” albümünün yapımcılığını Pap­palardi üstlendiğinde; albümde yer alan ve topluluğun en büyük hit’lerinden biri olan “Strange Brew” parçasının altında “Eric Clapton-Felix Pappalardi-Gail Collins” imzası yer alacaktı (Pappalardi 1969’da, rock din­leyicileri nezdinde esas şöhre­tini elde edeceği kendi grubu Mountain’ı kurduğunda eşi Gail yine grubun bir üyesi gibiydi. Albüm kapaklarındaki desenler ve resimler, birçok şarkı sözü ile grubun fotoğrafları onun elinden çıkmaydı).

Muzik_Tarihi_1
Klasik müzik eğitimi alan Felix Pappalardi, orkestra şefi olma hayalini gerçekleştiremese de rock sahnesinin en hızlı yaşayan üyelerinden biri haline gelmişti.

Hikaye aslında 1966 sonrala­rında, Pappalardi’nin yaşadığı Greenwich Village mahallesin­de tesadüfen girdiği Feenjon isimli barda başlıyordu. Sahne­de buzuki, ud ve akordeon çalıp Arapça, Yunanca ve Türkçe söyleyen ilginç bir grup vardı. Konser sonrası Pappalardi ile sahnede buzuki çalan Steve Knight sohbete giriştiler. Daha ilk anda iyi anlaşacaklarını farketmişlerdi. Knight müziğin yanı sıra psikoloji eğitimi al­mıştı; çok sayıda enstrümanda hakimiyeti vardı; Doğu müzik­leri üzerine büyük bir ilgiye ve bilgiye sahipti. O gece Pappa­lardi’nin de kendilerine katıl­masına karar vererek yeni bir grubun temelini attılar: Devil’s Anvil. Steve Knight dışında geri kalan üyeler, gitar ve vokalde Jerry Satpir, akordeonda İsrail doğumlu Elierzer Adoram, ud ve ana vokallerde ise Lübnan kökenli Kareem Issaq’dı.

O zamana kadar Greenwich Village barlarında tutunmaya çalışan ekip üyeleri Pappalar­di’nin dahil olmasıyla sıkı bir çalışmaya girdi. 1967’nin Nisan ayında “Hard Rock From the Middle Eeast” adını verecekleri ilk (ve son) albümleri hazırdı. Pappalardi müzik endüstri­sindeki ilişkilerini kullanmış, Columbia firmasıyla anlaşma yapmalarını sağlamıştı. Albüm kapağında grup üyeleri, arka­larında uzaktan piramitlerin göründüğü bir çöl atmosferine montajla yerleştirilmişlerdi. Kareem Issaq bir adım önde, geleneksel Arap kıyafetiyle objektife sert bir bakış atıyordu. Felix Pappalardi yapımcılığının yanında bas gitar, tambur ve vurmalılarda kayda girmiş, ay­rıca vokal de yapmıştı. Davullar Herb Lovelle ve Bobby Gregg’e emanet edilmiş, Mike Mohel adlı bir darbukacı da gruba eşlik etmişti. 11 şarkılık albümdeki şarkıların 7’si Arapça, 2’si Yu­nanca, 1’er tanesi de Türkçe ve İngilizceydi.

Türkiye’de hemen herkesin bildiği bir Antep türküsü “Lingo Lingo Şişeler” (albümdeki adı “Shisheler”) gitarist Jerry Sappir tarafından seslendirilmişti. Yunanca şarkılardan ilki Mikis Theodorakis’e aitti: “Kley”; diğeri ise “Treea Pethya” adlı geleneksel bir halk şarkısıydı. İngilizce sözlerle icra edilen “Misirlou” ise tüm dünyada çok bilinen ve çok farklı dillerde ve tarzlarla yorumlanan, kökeni ve bestecisi çok tartışılsa da ilk defa 1922 öncesi İzmir’de Rum­ca olarak çalınıp söylendiğine ve 1924’te Atina’da plağa kayde­dildiğine inanılan bir şarkıydı. 1958’de Zeki Müren tarafından da “Yaralı Gönül” adıyla yayım­lanan şarkının 1962’da ABD’de Dick Dale tarafından yapılan “surf” tarzı uyarlaması, yıllar sonra ‘90’larda “Pulp Fiction” filmiyle tüm dünyada bir defa daha hit olacaktı. Genelde ge­leneksel müziklerden düzen­lenen Arapça şarkılar arasında Lübnanlı büyük udi ve bestekar Ferit El Atraş’a ait “Isme” gibi Ortadoğu coğrafyasının popü­ler eserleri de yer alıyordu.

Muzik_Tarihi_2
Devil’s Anvil (soldan sağa): Eliezer Adoram, Jerry Sappir, Kareem Issaq, Steve Knight. Pappalardi gitar, bas gitar ve vurmalıların yanısıra tambur çalmış ve bir şarkı seslendirmişti ama ismi sadece albümün arka kapağında aranjör olarak geçiyordu.

Devil’s Anvil’in albümü hem büyük bir şaşkınlık hem de be­ğeniyle karşılandı. 1’i hariç tüm şarkıların İngilizce dışı dillerde olmasına ve o yıllar için henüz alışılmadık bir sentez içerme­sine karşın, dönemin “garage rock” tarzına çok başarılı uyum gösteren Devil’s Anvil üyeleri gelecek için hayli umutlanmış­lardı. Grubun aynı zamanda menajeri gibi çalışan Pappa­lardi büyük bir plak şirketini arkalarına alma başarısının ar­dından konser anlaşmaları için kolları sıvadı. Ancak zamanla­malarının çok yanlış olduğunu çok kısa bir süre içinde anlaya­caklardı.

1967’nin 5 Haziran günü patlayan ve tarihe 6 Gün Savaşı olarak geçecek olan Arap-İsrail Savaşı herşeyi altüst etmişti. İsrail Ordusu’nun Mısır, Ürdün ve Suriye ittifakına karşı zafer kazandığı savaş kısa sürdü ama, Devil’s Anvil’in kariye­rinin başlamadan bitmesine sebep oldu. ABD müzik piyasası bir anda gruba yüz çevirmişti. Plağın dağıtımı durduruldu, konserler iptal edildi; radyolar İsrail doğumlu bir üyesi de olan bu ilginç grubun çoğunluğu Arapça olan şarkılarını çalmayı reddettiler. Rüya başlamadan sona ermişti. Devil’s Anvil projesinin beklenmedik şekilde sonuçlanması üzerine, grup daha fazla birarada kalamadı.

Ancak Pappalardi kariyer basamaklarını tırmanmayı sür­dürecekti. 1969’da Mountain’ı kurdu. Aynı yıl meşhur Woods­tock Konseri’nde yeni grubuyla sahnedeydi. Devil’s Anvil’den Steve Knight da Mountain’da klavyenin başına geçmişti. Grubun diğer üyelerindense bir daha haber alan olmadı. Kimi kaynaklara göre Elierzer Adoram bir süre sonra İsrail’e yerleşmeye karar verip ABD’yi terketmişti. Saman alevi gibi parlayan grup unutuldu gitti.

Muzik_Tarihi_3
Kocası Felix Pappalardi’yi, onun hediye ettiği silahla öldüren Gail Collins, mahkemede olayın kaza olduğunu söyledi ve jüriyi de ikna etmeyi başardı.

Pappalardi’nin Mountain’ı, 70’li yılları klasik rock tarzında müzik yapan başarılı bir grup olarak geçirdi. 6 albüm kaydet­tiler, turnelere çıktılar. 80’lere gelindiğinde ise Mountain’ın hızı kesilmiş, Felix Pappalar­di-Gail Collins çiftinin ilişkisi iyiden iyiye çalkantılı bir hâl almıştı. İlk günden itibaren “açık ilişki” yaşamışlar, her daim hayatlarına başkaları da girmişti. 70’lerin ortalarından itibaren içki ve uyuşturucu kul­lanımları had safhaya varmıştı. Sürekli kavga ediyorlar ama asla ayrılamıyorlardı; ortak bir tutkuları da ateşli silahlardı.

1982’de Pappalardi, 27 ya­şında bir şarkıcı olan Valerie Merians ile bir ilişki yaşamaya başlamıştı. Eşi Collins bunlara alışıktı ama bu defa durumun farklı olduğunu, evliliklerinin yıkılabileceğini düşünüyordu. Büyük bir kavganın ardından Pappalardi eşinin gönlünü almak için ona bir hediye aldı: 38 kalibrelik Derringer marka, küçücük bir tabanca!

Mountain üyelerinin Pap­palardi’nin ölümünden son­ra yaptığı açıklamalardan, çiftin silahlarla ilişkilerinin ne boyutta olduğu da öğrenil­di. İkisi de uyuşturucuyu çok abarttıkları gecelerde evleri­nin tavanına, duvarlarına ateş edebilecek kadar kendilerinden geçiyorlardı. Kocasının ölümü­nün ardından Gail Collins ilk ifadesinde olayın kaza oldu­ğunu, kocasının hediye ettiği yeni silahı incelediği sırada silahın istemeden ateşlendiğini söylemişti. Dediğine bakılırsa çok düşkün olduğu kedilerin­den biri tam da o sırada üzerine atlamıştı! Collins mahkeme süresince bu ifadesinde ısrarcı oldu ve çoğu zaman gözyaşla­rıyla aynı hikayeyi anlatmayı sürdürdü.

Mahkemeye sunulan rapora göre, olay sonrası yapılan kan tahlilinde Collins’in o gece kır­mızı reçete ile satılan, bağımlı­lık yapıcı etkisi sebebiyle sadece çok ağır durumlarda kullanılan Percodan adlı ağrı kesiciden yaklaşık 40 tane aldığı tespit edilmişti. Karar açıklandığında beklenmedik bir sonuç ortaya çıktı: Jüri kendisine inanmıştı ve Collins kazayla ölüme sebep olmaktan dolayı 2. dereceden cinayetle hüküm giyerek sade­ce 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Muzik_Tarihi_4
1969’da Felix Pappalardi’nin (ayakta solda) kurduğu Mountain kadrosu. Klavyede Devil’s Anvil’den Steve Knight (sağda oturan), gitarda Leslie West (ayakta sağda), davuldaysa Corky Laing (solda oturan).

2 yıl sonra şartlı tahliyeyle serbest bırakılan Collins, o ta­rihten sonra tamamen gözler­den uzak bir hayat yaşadı. Uzun yıllar nerede olduğu, hatta yaşayıp yaşamadığı bile biline­medi. 2013’te ölüm haberi geldi. Küçük bir Meksika kasabasın­da alternatif kanser tedavisi görürken hayatını kaybetmiş­ti. Vasiyeti yerine getirilmiş, cenazesi veteriner tarafından uyutulan 3 kedisiyle birlikte yakılmıştı.

6 Gün Savaşı’na kurban giden Devil’s Anvil ise, yıllar bo­yunca kimse tarafından hatır­lanmazken internet’in yaygın­laşmasıyla 2000’lerin başında tekrar gündeme geldi. 2005’te YouTube’un yayına geçmesiyle bilinirlik gitgide arttı. 2018’de tek albümleri plak formatında yeniden piyasaya sürüldü.

İNTİHAL Mİ, DEĞİL Mİ?

Devil’s Anvil’in 3 şarkısını Erkin Koray da söylemişti

1967 tarihli “Hard Rock From the Middle Eeast” albümünün 2018’de yeniden piyasaya sürülmesi Türkiye’de farklı bir tartışma başlattı. Erkin Koray’ın “İlla ki” albümündeki 3 şarkının müziği Devil’s Anvil’in albümündeki 3 şarkıyla aynıydı. Kendi tabiriyle “şarkıları araklamakla” suçlanan Koray iddiaları reddetmişti.  

Muzik_Tarihi_Kutu_1
İntihal tartışmalarının kaynağı olan “İlla ki”,
Erkin Koray’ın 6. albümüydü.

Tuhaf bir tesadüfle Felix Pappalardi’nin hayatını kaybettiği 1983’te yayımlanan Erkin Koray’ın kariyerinin 6. albümü “İlla ki”de yer alan 3 şarkının müziği, Devil’s Anvil’in albümündeki 3 şarkıyla aynıydı. Devil’s Anvil’in albümünü dinleyenler Erkin Koray’ın “İlla ki”, “Deli Kadın” ve “Boşuna” adlı şarkılarının 1967’de kaydedilmiş Arapça versiyonlarıyla karşılaştılar. Sosyal medya paylaşımlarında ve mecralarında, bunun Erkin Koray intihalciliğinin tipik bir örneği olduğu yolunda epey bir eleştiri yapıldı. Koray bu konuda bir açıklamada bulunmadı. Bu konudaki cevabı, sanatçının ölümünden sonra kamuoyunun bilgisine sunuldu. 7 Ağustos 2023’te hayatını kaybeden Koray, 25 Haziran günü gazeteci Kanat Atkaya’ya e-posta göndermiş, kendisi ya da şarkıları hakkında birçok tartışmalı konuyla ilgili açıklama yapmıştı. Atkaya bu maili 8 Ağustos günü sosyal medya hesabından paylaştı. Erkin Koray’ın uzun metninde Devil’s Anvil maddesi de vardı:

“Bir de ‘Şarkıları Devil’s Anvil’den arakladı’ hikayesi var ki, bu komediyi size birkaç cümle ile anlatayım. Detaylar kızımda var.

1) Devil’s Anvil denen grubun adı, Erkin Koray ‘İlla Ki’, ‘Deli Kadın’ ve ‘Boşuna’ adlı eserlerini yaptıktan sonra duyulmuştur. 2) Bu eserler Amerika’daki ASCAP (The American Society of Composers, Authors and Publishers) meslek birliği tarafından adıma tescil edilmişlerdir. Merak eden ASCAP’a sorabilir. 3) Bir Erkin Koray ile bir amatör grup Devil’s Anvil’i mukayase etmek ayıptır. Eğer bilinmiyorsa, İngiltere’den, Amerika’dan, Çin’den, Japonya’dan sormak lazımdır: Devil’s kimdiiir, Erkin Koray kim? 4) Konunun özeti şudur: Mevcut (kısmen anonim) eserleri Devil’s uygulamış, becerememiş, Erkin Koray ise bunları birer eser haline getirmiştir.”

Erkin Koray bir konuda haklıydı; şarkıları Devil’s Anvil’den almış sayılmazdı; çünkü bu 3 şarkı onlara da ait değildi. 2’si anonimdi, sadece “Deli Kadın”a “adapte ettiği” “Karkadon” Arap besteci Abdul- Galil Wabbi’nin imzasını taşıyordu ve Devil’s Anvil’den önce de birçok Arap şarkıcı tarafından seslendirilmişti. Türkiye’deki resmî telif kayıtlarında da Erkin Koray “Deli Kadın”ın bestecisi olarak değil sadece söz yazarı olarak görünüyordu. Ancak “İlla ki” ve “Boşuna” parçaları, sözlerin yanısıra Erkin Koray bestesi olarak tescillenmişti.

Erkin Koray’ın Arap ve Hint müziklerine olan ilgisi ve adaptasyonları aslında bilinen bir konuydu. En büyük hitlerinden “Fesuphanallah” ve “Şaşkın”, aynı şekilde Arapça şarkılardan uyarlanmıştı. Ancak birçok söyleşisinde bu şarkıları 70’lerin ortasında çıktığı bir Anadolu turnesinin İskenderun ayağında girdiği bir kasetçiden aldığı Arapça kasetlerden öğrendiğini söylemişti. Acaba Koray daha 1983’te artık çoktan unutulmuş gitmiş Devil’s Anvil’i dinlemiş ve “İlla ki”, “Deli Kadın” ve “Boşuna”yı onlardan mı öğrenmişti; yoksa İskenderun’dan aldığı o kasetlerden mi? Kimbilir?

Muzik_Tarihi_Kutu_2
Erkin Koray kariyeri boyunca Arap-Hint müziklerine ilgi duydu.