Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Ortaklık, eşitlik esasında değildi

Türk ve Çin tarihi, biraz da kurulan-bozulan ortaklıklar tarihidir. Soylardan oluşan bir yapının devlet sistemine dönüşmesinin ilk denemeleri ve güçlü olanın galebe çaldığı tarihî ortaklıklar… Kadim Türk modelinin doğuşunda yaşanan iktidar mücadeleleri…

Ortaklık tabii çok çeşitli olur, hatta bazı yerlerde “kuma” için “ortak” terimi kul lanılır. Herhalde ortaklığı devam ettirip ettirmemek ortakların elinde olmadığı için, onlar daha devamlı oluyor. Ancak siyasi ve ticari ortaklıklar için aynı şey söylenemez.

Geçenlerde artık dünya devi olan Amazon şirketini önceleri iki ortağın birlikte kurdukları, ama yıllar geçince bir ortağın daha fazla ağırlık kazanarak diğerini elimine ettiği yazılmıştı. Herhalde bu, birçok ortaklığın başına gelen bir durumdur. Çinggis Han döneminde “ortak” denilen tüccarlar vardı, bunlar aslında sülale ile ortaktı. Yani ortaklık eşitlik esasında değildi. Yarım yüzyıl sonra Möngke Kağan zamanında ortak tüccarları devlet himayesine alındılar ve ortadan kalkmış oldular. Kararı, güçlü olan taraf vermişti.

Daha eskilere gidersek MÖ 4. yüzyılda görülen ve bilim aleminde “Sir-Tarduş” adıyla tanınan bir grubun da aslında tek bir boy olmadığı ve Çin kaynaklarında bu ortaklık isimleri ile bilinirler.. Üstelik Çincesinde “Xie Yantuo” diye okunan bu imlerin İç Asya dilleri açısından yeniden yapılandırılması da “Sir-Tarduş” değildir. Onun için de bilimsel literatürde onlardan “muhayyel Sir-Tarduşlar” diye bahsedilmektedir. Aslında 1899’da F. Hirth, Çin kaynaklarındaki Xie Yantuo imlerini Sir-Tarduş diye okumuş ve onların bir konfederasyon oluşturdukları fikrini ileri sürmüştü. Daha sonra P. Boodberg, Tarduş kelimesinin Kadim Türklerde Tardu’nun ulusu için kullanıldığını ve katiyen etnik bir isim olmadığını göstererek “muhayyel Sir-Tarduş” teriminin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.

Çince Xie Yantuo şeklinde yazılan bu üç imden birincisinin, yazıtlardan da alışkın olduğumuz “Sir” olduğu konusunda artık bir tereddüt yoktur. Yazıtlar “Altı Sir”den bahseder. Diğer imleri “Yamtar” diye yeniden yapılandıranlar vardır ama, bu son şekil geçerlilik kazanmamıştır. Türkolog, dil bilimci ve tarihçi S.G. Klyaştornıy bu adın ikinci kısmı ile değil de ilk kısmı üzerinde çalışmalar yürütmüş ve Sirlerin ilerideki Kıpçakların ataları olduğunu ileri sürmüştür. Burada onların Kıpçak adının daha bilinmediği zamanlarda kurdukları ortaklıklarından söz etmek istiyorum.

Klyaştornıy’nin görüşüne göre başlangıçta Sir ve Yantuo boyları ortak iken, daha sonra Sirler’in galebe çalmasıyla sadece bu isimle anılır olmuşlardır. Çinliler ise eski ortaklığı hatırlatır bir terim kullanmışlardır. Gerçekten de kaynaklarda Sir yaşamaya devam ederken, Yantuoların (Yamtar) ayrı bir grup olarak esamesi okunmamaktadır; Çince kaynaklar ise eski alışkanlıklarını devam ettirerek onlardan Xie Yantuo diye söz ederler. Yantuolarla işbirliği, Sirlerin İlter (Yilitu) soyunun idareyi ele almasıyla sona erer. Ortaklık bitmiş, eski ortak yeni teba olmuştur.

Kaynaklarda idari sistemleri, silahları ve geleneklerinin Kadim Türklerinki gibi olduğuna işaret edilen Xie Yantuoların idareci zümresinin isim ve ünvanlarından, dillerinin Türkçe olduğu anlaşılmaktadır. 6. yüzyıla gelindiğinde onlar Tegreg boyları arasında görülür. Daha sonra sırayla I. Kadim Türk, Batıtürk ve Doğutürk kağanlıklarına tâbi olurlar; 630 yılına gelindiğinde Doğutürk kağanlığının çözülmesi ile oluşan otorite boşluğundan yararlanıp kendi siyasi yapılarını oluştururlar. Bu yeni yapı Çin nüfuzu için de uygun düşer ve onları kağan ünvanı ile taltif ederler.

Devlet yapısında Kadim Türk modelini benimseyen Zhenzhu (İncu) Kağan oğullarına Tarduş ve Töles şad unvanları da verilir. Ancak Xie Yantuolar’ın ömrü kısa olur; 646’da Uygurların başını çektiği güçler tarafından yenilgiye uğratılırlar ve siyasi bir yapı olarak varlıkları sona erer.
Xie Yantuolar tarihçiler için her ne kadar Kadim Türklerle rekabet içinde gibi görülürlerse de, onlar ancak güçlü bir devletin olmadığı bir dönemde varlık göstermişlerdir. Onlarınki soylardan oluşan bir yapının devlet sistemine dönüşmesinin ilk denemesi idi. Onların başaramadığını daha sonra On Uygurların Yağlakar boyu başaracaktı. Ancak onlar da 745’te ortakları olan Basmıl Karlukları alt ederek başa geleceklerdi.

Devamını Oku

Son Haberler