1 ocak 2025, türk edebiyatının önemli isimlerinden sait faik abasıyanık’ın eserleri için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. yazarın ölümünün 70. yılıyla birlikte eserleri üzerindeki telif hakları ortadan kalktı ve eserleri artık serbestçe yayımlanabilir hâle geldi. yazarlığa lise yıllarında başlayan sait faik’in ilk şiiri mektep dergisinde (1925), ilk yazısı “uçurtmalar” milliyet gazetesinde yayımlandı (1929). yazarın ilk kitabı semaver ise 1936’da yayımlandı.
Edebî eserler insanı yeni ve mesut, başka, iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorlarsa neye yarar.” diyordu Sait Faik. Onun edebiyatının en özlü ifadesi bu sözlerde saklı. Yaşamı boyunca hep incelikli ve şiirsel bir dünyanın hayalini kurdu ve bu hayalin gölgesinden yansıyanları eserleri aracılığıyla resmetti. Anlattığı dünya her ne kadar geçmişte kalmışsa da muhafazakârca bir düşünüşün sınırlarına hapsedilemeyecek kadar derin bir bakışı vardı. Onun dünyası doğa ve insanlarla hemhal olmuş sonsuz bir şiirin dile gelmesinden, içli bir mırıltısından başka bir şey değildi. Değişen, dönüşen ve yok olan bu dünyanın somut varlıkları karşısındaki hissiyatı da bir o kadar derindi. Ölmeden önce yayımlanan son öykü kitabı Alemdağı’nda Var Bir Yılan’da dillendirdikleri, geçip gitmiş olanın hüznünü ince bir duyarlılıkla resmeder: “Lisenin bahçesindeki büyük çam ağacı bir yangında yanmış olabilir. Münir Paşa Konağı’nın yağlı boya tavanları çoktan duman ve kül olmuştur. Yatağım, yorganım, gözyaşım yanmıştır. Havuzlar yanmıştır. Anılar, anılar yanmıştır. Beni bugüne getiren kitaplar yanmıştır.”