Kasım
sayımız çıktı

8 yılda hazırlanan şaheser 70 yıldır neden basılamadı?

FATİH DÎVÂNI

İstanbul’un fethinin 500. yıldönümü için hazırlanan bir dizi eser arasında en önemlisi Fatih Sultan Mehmet’in bütün şiirlerinden oluşan “Fatih Dîvânı”ydı. Türkiye’nin en ünlü hattat, tezhip ve minyatür ustalarının 8 yıllık çalışması sonucu ortaya müthiş bir yazma eser çıktı. Ancak tek nüshası özel bir koleksiyonda bulunan Fatih Dîvânı ise bir türlü piyasaya çıkmadı.

Takvimler İstanbul’un fethinin 500. yıldönümüne doğru ilerlerken 1953 yılına yetiştirilecek bir dizi yayınla ilgili çalışmalar da devam ediyordu. Yayımlanması düşünülen eserleri hazırlayacak komisyonun başkanlığına Fatih, fetih ve İstanbul üzerine en çok kafa yoran, emek harcayıp eser veren kişilerden Ord. Prof. Dr. İsmail Hikmet Ertaylan (1899-1967) getirildi. Daha 1945’te bir Fatih Dîvânı hazırlamak için işe koyulan Ertaylan, Fatih Sultan Mehmet’in bütün şiirlerini dönemin ünlü hattatlarına ısmarlayarak müthiş bir yazma eser ortaya koymayı hedefliyordu.

Fatih döneminde kullanılan yazı üslubu ile hazırlanan esere ünlü tezhip ve minyatür ustaları da katkıda bulunmuş, Türk mücellitlerinin en büyük üstadı Emin Barın, eseri muhteşem bir ciltle taçlandırmıştı. Günümüzde köklü ve sanatsever bir aile tarafından muhafaza edilen Fatih Dîvânı’nın bugüne kadar basılamamış olması ise büyük bir eksikliktir.

Ekran görüntüsü 2024-08-26 000416
İsmail Hikmet Ertaylan’ın Fatih Dîvânı’nın yıllarca neden basılamadığını anlattığı el yazısı belge ve Behzat Tahirzade’nin Fatih Dîvânı’nda yer alan minyatürü.

Ord. Prof. Ertaylan’ın elyazısıyla yazdığı ve torunu Cengiz Ertaylan’ın tarafıma ulaştırdığı belge, bu sanat şaheserinin yıllarca neden basılamadığı-nı gözler önüne seriyor:
“Bu eseri o zamanlar Merkez Bankası bastırmayı düşündü. 50 bin lira verdi. Maarif Matbaası 95 bin lira istedi. Para temin edilemedi. (…) Eser Brüksel sergisinde büyük alaka gördü. Bir altın madalya ve ‘dip-lôme d’honneur’ verildi.” (…) Ertesi sene Münih’e, Şarkiyat Kongresi’ne çağrıldım. Kitap beraberimde idi. Amerikalılar eserle alakalandılar. (…) Kitap açılınca uzunluğu 5 metre tutuyordu. Çok ilgi çekmişti. Televizyonlara alındı. Gazeteler yazdı. 150 bin mark kıymet biçildi. Almanya Devlet Kütüphanesi’nin umum müdürü, kitabı Almanya’ da bastırmak arzusunu izhar etti. En büyük matbaa sahibi ile görüşüldü fakat teknisyenlerle yapılan müşavere üzerine o zamanki tekniğin bu kitabı basmağa müsait olmadığı anlaşıldı. Eser basılamadı. (…)

Maarif Vekili Atıf Benderlioğlu kitabın basılması için İş Bankası’na emir verdi. O sıralarda Menderes hükümeti düştü. Yeni gelen hükümetin alakalı şahısları da Fatih Dîvânı’nın basılması için İş Bankası’na müracaat ettiler. Banka bastırmak üzere kitabı aldı. Fakat bu sefer de Güzel Sanatlar Matbaası 1000 nüsha için 1 buçuk milyon lira istedi. Gene uyuşulamadı. (…) Adnan Ötüken kültür müsteşarı olmuştu. Bana bir gün ‘Hocam 10 milyon lira tahsisat aldım. Kitabı getir bastıracağım’ dedi. Ben de kitabı bankadan aldım. Kendisine verdim. Fakat tahsisat tam alınamamış, alınan da borçlara verilmiş ve kitap gene bastırılamadı. (…)”