Dünyada resmî olarak 300 milyon göçmen var (dünya nüfusunun % 3.6’sı). Buna 50 milyondan fazla olduğu tahmin edilen, belgesi veya statüsü olmayan bir topluluğu da katmak gerek. Göç, dün olduğu gibi bugün de egemen sınıflar için gerekli! “Medeniyet”in veya bir başka deyişle Avrupa kapitalizminin yükselişi… Küreselleşmenin neoliberal aşamasının bir parçası olan göç hareketleri…
Önce muhacirler, sonra tehcir edilenler, sonra mübadiller, sonra göçmenler, sonra sürgünler, daha sonra Almancılar, bu arada 20 kiloluk bavul ve 20 Dolar’la kapı önüne konanlar… Tarihimizin gelgitlerini kaydederken, “misafirler”, “düzensiz göçmenler”. “Afgan çobanlar”, “Suriyeliler” acaba bunun dışında mı? Yoksa birileri kurbanken diğerleri günah keçisi mi? Savaş, kıtlık, insanca yaşam noksanlığının sorumluları, “iktidar” gücünden yoksun bu kesimler olabilir mi?
Arap karşıtı, Mağrip karşıtı, İslâmofobik, siyah karşıtı, Yahudi karşıtı… Sömürgeleştirme ve sömürge insanlarının yabancılaşmadan kurtulması… Köleliğin ve köle ticaretinin canlı hatırasını kabul etmeyi reddetme… Devletin doğasını belirleyen sömürgecilik… Siyasetin ırksallaştırılması… Göçmenlere ve Romanlara günah keçisi muamelesi… Bütün bunlar doğrudan ırkçılığa giden yolların taşlarını örerken göçmenler daha “meşru bir ayrımcılık” hedefi olarak görülmekte.
#tarih’in Haziran-Temmuz 2022 sayısı tüm Türkiye’de bayide…