Le Monde’un deyimiyle “radikal solun tarihsel siması”, eski Devrimci Komünist Birlik’in (LCR) liderlerinden, siyasetçi Alain Krivine 81 yaşında yaşamını yitirdi. 1968 Mayıs’ının önderlerinden biri olan Krivine, 1999-2004 arasında Avrupa Parlamentosu’nda milletvekilliği yapmıştı.

Alain Krivine’in kendi si­yasal geleneğinin ötesin­de binlerce insanın katıl­dığı cenazesi, Fransa’da başkan­lık seçimlerinin arifesinde sanki Sol’un bir devrinin kapandığını gösteriyordu. Hüzünden ziyade bir tür melankoli ve özlem hü­küm sürüyordu. Mezarı başında yakınlarının yaptığı konuşma­lar, militan hayatının ötesin­de, insan yanını öne çıkarıyor­du. İroniyi etkileyici bir şekilde kullanan belagatli bir hatip olan Alain’den aktarılan anektodlar orada bulunanları yakınlaştırı­yordu. Ne de olsa “Mezartaşına ne yazılmasını isterdin” sorusu­na “Bu daha başlangıç, mücade­leye devam” diyen bir iyimserin ardında saf tutmuşlardı.

Alain Krivine, 19. yüzyı­lın sonunda Yahudi aleyhtarı pogromlardan sonra Fransa’ya göçeden Ukraynalı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta örgütlendiği Komünist Partisi’nin Cezayir’in bağımsızlığını kabul etmeme­sine karşı çıktı ve Cezayir ba­ğımsızlığı mücadelesine aktif olarak katıldı -bu yüzden baba ocağının önünde plastik bom­ba patlatılacaktı. Bu mücade­le içinde hayatını değiştirecek olan Troçkistlerle tanıştı. Ko­münist Öğrenciler Birliği’nin (UEC) önde gelen simaların­danken Cezayir darbesine tep­ki olarak kurulan Antifaşist Üniversite Cephesi’nin (FUA) oluşumunda önemli rol oyna­dı. Vietnam Savaşı’na karşı ey­lemlerde önemli pay üstlene­cek olan Devrimci Komünist Gençlik (JCR) kuruldunda da ön saftaydı.

Krivine, 68’in barikatla­rında, grevlerinde yakın arka­daşları Daniel Bensaïd, Henri Weber, Charles Michaloux ve Ernest Mandel ile birlikte ta­rihe damga vuracak bir yolcu­luğa çıkmıştı. 1969 ve 1974’te Cumhurbaşkanlığına aday oldu. “Oyların % 99’unu hep kaçır­dım” diyecekti daha sonra. Rou­ge adıyla günlük bir gazete de yayımlamışlardı. 1973’te aşırı sağ Yeni Düzen Partisi’nin top­lantısına engel olmaya kalkınca 69’da kurdukları Komünist Bir­lik kapatıldı ve Alain hapsedildi. Yürütülen kampanya ile serbest bırakıldı. Uzun yürüyüş çoktan başlamıştı. Artık ölene kadar iş­çi hareketinden asker komite­lerine, feminist hareketlerden lise ve öğrenci seferberlikleri­ne, enternasyonalist gösteri­lerden ırkçılık ve faşizm karşıtı mücadelelere, belgesiz göçmen­lere verilen destekten barınma hakkı eylemlerine Alain hazır ve nazırdı. Avrupa Parlamento­su’na üye olduğunda da emekli­liğini kazandıktan sonra da ön plandaydı. Her zaman ulaşıla­bilir, her zaman “yoldaşlara yar­dım etmeye”, bir girişimi parlat­mak için etkileyici irtibat liste­sini kullanmaya…

Son yolculuğu da bu irtibat listesinin son satırlarıydı. Belki de onu en iyi anlatan İngiliz si­nemacı, dostu Ken Loach’un şu sözleri: “Alain, kendimi bildim bileli Fransız siyasetinin mer­kezî bir figürüdür… Yargısı her zaman güvenilir, iyi bir arkadaş oldu. Fransa’da bir kampanya veya siyasi grubu desteklemem istenirse, tavsiye almak için Ala­in’e dönerdim. Paris’te bir film gösterime çıktığında, bir kahve­yi paylaşır ve dünyanın iflahını keserdik. Dost olarak Alain, sa­dık ve cömertti. Büyük bir miras bırakan harika bir adamdı”.  

Yazarımız Masis Kürkçügil, 2012’de NTV Tarih’e yazdığı Cezayir Bağımsızlık Savaşı dosyası için Paris’te Alain Krivine ile görüşmüştü.