Dünün ve bugünün gündemi e-postanıza gelsin.
0,00 ₺

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Stradivarius: 277 yıldır taklit edilemeyen ses

Stradivari’nin kemanları, ustanın ölümünün üzerinden üç yüzyıla yakın zaman geçmesine rağmen hâlâ enstrüman yapımcılarını kıskançlık, ünlü virtüozları aşk, koleksiyocuları ve hırsızları ise ihtirasla sarsıyor. Strat’lar gümümüzde milyonlarca dolara alıcı buluyor.

FÜSUN KOÇOĞLU ÖZGÜÇ

Yaylı çalgılar ailesinin en ünlü üyesi olan kemana, sırları üzerinde hâlâ çalışılan bir mükemmellik kazandıran Antonio Stradivari, 1644’te doğdu. Cremona’daki dükkanında, 1670’ten Aralık 1737’deki ölümüne dek, başta keman olmak üzere yüzlerce harika enstrüman üretti.

93 yaşında hayata veda eden ünlü lütiye (telli müzik aletleri yapımcısı), her işini kendi görür, oğullarına sadece ikinci derece işlerini verirdi. Tahtanın kaba kesimini oğullarına yaptırır, son işçiliği her zaman kendisi bitirirdi. Meslek hayatı boyunca aralarında arplar, gitarlar, viyolalar ve viyolonsellerin de olduğu 1100 enstrüman yarattı; bunların 650 kadarı günümüze ulaştı. Stradivari’nin beğenmediği enstrümanları yaktığı rivayet edilir.

Ayla Erduran: ‘Hiç değilse sesini saklayayım…’ Devlet sanatçısı Ayla Erduran 2004’te Serhan Yediğ’e verdiği röportajda ‘Nelson-ex, The Roederer’ Strat’ını şöyle anlatıyor: “1993’te 40 yıldır kullandığım Stradivarius kemanımı satmak zorunda kaldığımda çok büyük acı yaşadım. Hiç değilse sesini saklayayım diye eski kayıtların peşine düştüm. Ulaşabildiklerimi topladım (…) Evet, antika kemanlar insanlar gibidir. Nasıl güçlü kişilikler basitliklerden hoşlanmazsa, onlar da hoşlanmaz. ‘Roederer’ parlak sesli, soprano diyebileceğimiz bir enstrümandı. Onunla çalarken koyu tonlar için özel çaba sarf etmek gerekiyordu…” Kariyeri boyunca sayısız ödül kazanan Ayla Erduran, 1994’ten beri yine çok kıymetli bir enstrüman olan 1720 Pietro Guarneri yapımı bir kemanla çalıyor.

Tamamen el yapımı olan Stradivarius kemanını diğerlerinden ayırdeden özellikler birçok üniversitede araştırma konusu oldu. Stradivari’nin kullandığı ağaçtan verniğe dek herşey uzmanlar tarafından incelendi. Kemanlarına o eşsiz tınıyı veren verniğin, reçine, terebentin yağı ve etil alkolden oluşan özel bir karışım olduğu ve ağacın olgunlaştırılmasında boraks kullandığı sonucuna varıldı. Ancak, elde edilen tüm bu bilgilere rağmen tam bir Stradivarius kopyası yapmak mümkün olmadı. Bunun en önemli nedeni, ustanın yaşadığı döneme ve bölgeye has ağaçların artık yetişmemesi ya da mütasyona uğramış olması.

Stradivari usta, atölyesinde işbaşında, Hulton Sanat Koleksiyonu

Özellikle 19. yüzyıl’da, “Stradivarius” etiketi taşıyan binlerce keman üretildi. Bu yüzden günümüzde meşhur etiketi taşıyan kemanların gerçekten üstadın elinden çıkıp çıkmadığına, ancak tasarım, ahşap özellikleri ve cilanın niteliği gibi kriterleri gözönüne alarak karşılaştırmalı bir çalışma yapabilecek eksperler karar verebiliyor. Ama kimi zaman en hassas kulaklar bile yanılabiliyor. Örneğin 1977’de BBC Radyo 3’te yapılan kör testte, keman sanatçıları Isaac Stern ve Pinchas Zukerman ile keman eksperi Charles Beare, aynı profesyonel solist tarafından üç ayrı marka kemanla bir paravan arkasında icra edilen eseri dinlediler. Sonra da, «bir Chaconne» Stradivarius, bir Guarneri del Gesú (1739) ve 1976 yapımı İngiliz malı bir keman arasından Stradivarius’u tespit etmeye çalıştılar. Sonuç oldukça şaşırtıcıydı: 20. yüzyıl yapımı keman oybirliğiyle Stradivarius seçildi!

Günyüzüne çıkan Stradivarius’ların hepsinin birer takma adı var. Bu paha biçilmez kemanlar, onlara en uzun süre sahip olan kişilerin isimleriyle anılıyorlar. Tüm zamanların en ünlü lütiyesi olan Antonio Stradivari’nin, gerçek birer sanat eseri olan antika kemanları, günümüzde bir servet ediyor. Bu nedenle bir Stradivarius’a dokunabilen müzisyenler kendilerini şanslı sayıyorlar.

Antonio Stradivari’nin ‘altın çağı’ olarak bilinen 1690-1700 arasında ürettiği bir kemana, bugün milyonlarca dolar değerinde paha biçiliyor. Örneğin 1697 yapımı ‘Molitor’ Stradivarius -ki bir zamanlar Napoléon’a ait olduğu sanılıyor- 2010’daki bir müzayede de keman sanatçısı Anne Akiko Meyers’e, o gün için rekor bir fiyat olan 3 milyon 600 bin dolara satılmıştı. 30 yıl boyunca Lord Byron’ın torunu Leydi Anne Blunt’a ait olduğundan, ‘Lady Blunt’ adıyla anılan 1721 yapımı keman ise, 2011’de, Japonya’daki tsunami felaketine yardım toplamak amacıyla açık arttırmaya çıkartıldı ve 9,8 milyon pound’a satıldı. 2014 ilkbaharında ‘Macdonald’ lakaplı Stradivarius viyola 45 milyon dolardan satışa sunuldu, ancak alıcı bulamadı.

Stradivarius kemanlarının bu kadar pahalı olmasının nedenleri, nadir bulunan el yapımı antikalar olmaları ve elbette özel ses tonları. Peki bu nasıl bir ton ki, yaklaşık üç yüz yıldır insanları büyüleyip, peşinden sürüklüyor?

Virtüöz Anne-Sophie Mutter, sadece bir Stradivarius’un yeteneklerine ses verebileceğini düşünüyor. Strat’ını ilk kez çaldığı anı, “ruh ikizimle tanışmak gibiydi” diye anlatıyor. “Hep hayal ettiğim şekilde tınlıyordu. O, ruhumun ve bedenimin en eski parçası. Sahneye çıktığımda müzikal olarak bütünleşiyoruz.” Strat’ı olan tüm keman sanatçıları, enstrümanı ilk çaldıklarında kendilerini saran sıcak tonun verdiği rahatlıktan söz ediyorlar. Ama nasıl herkesle herkes arkadaş olamazsa, bir virtüozun da sırf “Strat” olduğu için bir kemanla mükemmel uyum sağlaması gerekmiyor. Örneğin Christian Tetzlaff, önceleri bir Strat çalarken, şimdi 2002 Stefan-Peter Greiner yapımı modern bir enstrümanı tercih ediyor. Çünkü onun büyük Romantik dönem ve 20. yüzyıl konçertoları için ideal olduğun kanısında.

Tıpkı eski mekanlarda ve antika eşyalarda olan, tarifi zor ama hissedilir enerji gibi, bir Stradivarius’u da değerli ve özel kılan şey, onun yaşadığı tecrübe, ona dokunan bütün insanların bıraktığı görünmez izler ve anılar. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru ruh yakalandığında insanın üretebileceği güzellikleri bize hatırlatması. Bir gün tüm Strat’lar yeryüzünden yok olsa bile, bu efsanevi çalgı ailesinin öyküsü ve kayıtlara geçen özel tonu yaşamaya devam edecek.

POLİSİYE VAKALAR

Kibar hırsızlar iş başında

Kemanların şahı sanat camiasının kibar hırsızları için her zaman bir arzu nesnesi oldu. Ünlü keman sanatçısı David Oistrakh’ın sahip olduğu 1671 tarihli ‘Oistrakh’, 1996 Mayıs’ında Rusya Müzik Kültürü Müzesi’nden çalınmış, 2001’de bulunup iade edilmişti. Bunun gibi yüzlerce çalınma-bulunma hikayesi arasında en yenisi ise şöyle: Adının gizli kalmasını isteyen sahibi tarafından Milwaukee Senfoni Orkestrası’nın baş kemancısı Frank Almond’a süresiz ödünç verilen ‘Lipinski’ 1715 Stradivarius, Ocak 2014’teki bir konser sonrasında Almond’dan silah zoruyla çalındı. Hemen polis soruşturması başladı ve kısa sürede üç şüpheli bulundu. Daha önce de sanat eserleri çaldığı anlaşılan şüphelilerden birinin verdiği bilgiye dayanarak aranan bir evin çatı katında bir bavulun içinde bulundu ‘Lipinski’. 5 milyon dolara sigortalı olan antika keman, çalınışından yaklaşık bir hafta sonra sahibine iade edilirken, hırsızlıktan suçlu bulunan Salah Selehattin 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

SRTADIVARIUS İSTANBUL’DA

Perlman ve Bell konserleri

Geçmişte Yehudi Menuhin’e ait olan ve Stradivari’nin altın çağında yapılmış en iyi keman olduğu düşünülen 1714 yapımı antik ‘Soil’ Stradivarius, geçtiğimiz yıl Itzhak Perlman’la beraber ülkemizi ziyaret etti. Perlman’ın kullandığı enstrümanın değerinin 20 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Mayıs 2015’te İstanbul’a yeniden gelecek olan Perlman’ın yine bu kemanı çalıp çalmayacağı büyük merak konusu. 16 Aralık’ta İstanbul Zorlu Center’da bir konser verecek Joshua Bell ise, 1998 tarihli Kırmızı Keman filminde ve 2003’te çıkarttığı Romance of the Violin isimli albümünde çaldığı 1732 ‘Tom Taylor’ Strat’ını, bir başka Stradivarius’a, 1713 ‘Gibson’ Strat’a sahip olabilmek için satmıştı.

Itzhak Perlman
Joshua Bell

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamını Oku

Son Haberler