1925 suriye için yaygın bir hayal kırıklığı ve öfkeyle başladı. fransız manda yönetimi altındaki uygulamalar silahlı işgal, şiddet ve ekonomik çıkarcılıktan ileri gitmedi ve altı eyalete bölünen ülkede isyan baş gösterdi. askerî önlemler şiddetlendikçe isyan büyüyerek yayıldı ve günümüzden tam bir asır önce aynı sokaklarda, bugünkülere benzer manzaralar ortaya çıktı. bir asırlık suriye devleti’nin ikinci asrında başrol oyuncuları ve kostümler yenilendi. geleceği öngörmek ise çok zor…
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Milletler Cemiyeti, Osmanlı’dan kopan Mezopotamya topraklarında yeni idari yapılar kurma arayışındaydı. Wilson Prensipleri’ne dayalı plana göre, İtilaf Devletleri belirlenen sınırlar içinde kalan yeni ülkeleri manda sistemiyle kalkındıracak, sömürgecilikten koruyup bağımsızlaşmalarını sağlayacaktı.
Fransa, Suriye ve Lübnan’da Ne Yapmak İstedi?
Fransa, Milletler Cemiyeti’nden aldığı yetkiyle Suriye ve Lübnan’ı çağdaşlaştıracak manda hükûmetleri kurmaya koyuldu ama bölgenin hızla klasik sömürge hâline gelmesi uzun sürmedi. Başta Refik Halid Karay olmak üzere Orta Doğu halklarının hassasiyetlerini bilen birçok yazar, bunun sürdürülebilir bir model olmayacağını öngörmüştü. Nitekim zaman bu öngörüyü kısa vadede haklı çıkardı. Sykes-Picot Antlaşması’nın Suriyelilere vaadi, kısa dönemli bir geçiş yönetimiydi ama Fransız askerî yönetiminin buradaki tahakkümü farklı şekillerde 1940’lara kadar sürdü.
“emir faysal’ın hedefi tüm arap coğrafyasını kendi yönetiminde bağımsız bir idari yapıya kavuşturmaktı. mustafa kemal paşa ise bu tasarıyı pek gerçekçi bulmamıştı.”
Fransız yüksek komiserlerinin yüz yıl önceki genel stratejisi şuydu: Hristiyanların görece yaygın olduğu Lübnan’ı Suriye’den ayırıp uzaklaştırmak, iş birliği yapmaya meyilli halkların yoğunlaştığı eyaletlerde ayrıcalıklı haklar tanımak, bağımsızlıktan yana olanları ise kılıç zoruyla disiplin altına almaktı. Böylece tıpkı İstanbul’un işgalinde olduğu gibi Orta Doğu tamamen İngilizlere bırakılmamış olacak, cetvelle çizilen Irak sınırı, emperyalizmin yeni rekabet alanını belirleyecekti.