İnternetin “dört harflileri”
1914’ten beri krallık olmayan Nijerya’nın devrik prensinden gelen “1 milyar dolarım var ve yarısını da size vermek istiyorum; çünkü neden vermeyeyim ki” gibi maillerin dolaştığı dönemde trollemeler eğlence amaçlıydı. Bu troller zamanla siyasi odaklar tarafından gündemi etkilemek, rakiplerini kızdırmak, ilgisiz bir şeyle oyalamak ya da oltaya getirip diğer söylediklerini boşa çıkarmak amacıyla kullanılmaya başlandı.
Cadı diye avlanan, büyücü diye harcanan…
“Cadı avı” güçsüz, azınlık, marjinal olana karşı yürütülen bir av. Koca koca medya figürlerinin, politika esnafının falan günümüzde ikide bir “bana karşı bir cadı avı başlatılıyor” demeleri de bu yüzden her şeyden önce cadı avlarında hayatını yitiren 10 binlerce kadına terbiyesizlik. Hele hele, otorite figürlerinin, tarih boyunca cadı avlarının faili olduğu düşünülecek olursa.
SULLA İŞİ - 2
Takmış bu Trabzon’a! İlla alacak. Halbuki dese ki: ‘Bize her yer Trabzon’, hiç mesele kalmayacak…
Sulla, Roma’da yönetimi ele geçirdikten sonra ilk iş rakibi Marius’u vatan haini, denizaşırı ihanet şebekesi falan ilan ediyor. Ama bundan sonra bir tedbirsizlik yapıyor ve tekrar Trabzon’a sefere çıkıyor. Takmış Trabzon’a bu, illa alacak. Halbuki kafası azıcık çalışsa, “Bize her yer Trabzon” der çıkar işin içinden ama o zeka kıvraklığı yok.
Daha dün annemizin…
Bir eğitim-öğretim yılına daha başlamışken, annelerinin kollarında yaşayıp çiçekli bahçelerde olmasa da, beton ve toz toprak içindeki mahallelerinde anneleri balkondan terlik atana kadar koşmaları gereken sevgili kardeşlerimizin, okullu oldukları için sabahın kör karanlığında kalkıp sınıfları doldurmalarının hikâyesini anlatmanın tam sırasıdır. Bu ilk cümleyi öğelerine ayıranı doğrudan ilkokul beşten mezun ediyorlar, onu da söyleyeyim.
Beyoğlu kadar eski bir klişe: ‘Burası çok bozuldu mirim’
Aslında çöküş, şehrin sayılı caz barlarından birinin kapanıp, yerini simit satan bir dükkâna bırakmasıyla başladı ama hemen hiçbirimiz anlamadık. Hayır, Beyoğlu “birileri gelmeye başladığı için” değil, “birileri gitmeye başladığı”, delilerimiz bile ortadan kaybolduğu için bugün bu hâle geldi.
Matruşka darbeler dönemi
Nasıl bisküvi deyince insanın aklına Eti geliyorsa, darbe deyince de benim aklıma Roma Cumhuriyeti gelir. Şimdiye kadar bu köşede Roma…...
Yanlış fil Bağdat’tan döner
Yanlış hatırlamıyorsam yalakalarının diplomatik başarılarını yere göğe sığdıramadığı adamların başında bizim meşhur Şarlman geliyor (ya da Charlemagne, Büyük Karl artık kafanıza göre). Tabii, Şarlman bu şişirmelere inanıyor mu, inanıyormuş görünüp kullanıyor mu ya da en baştan kullanılmak üzere kendi mi uydurtuyor bilmek mümkün değil. Yani evet, bir yandan koskoca imparator olmuşsun, bu kadar saflık çok da mümkün değil gibi.