HAREM MİNYATÜRLERİ
Mahrem olanın tasviri
Osmanlı saray nakkaşları, mensup oldukları sarayın Harem dairesini gözleyip tasvir etmeyi akıllarından bile geçirmemiş gibidir. Burası “mahrem/korunan” bir alandı ve saraylı kadınların tasvirine dair günümüze çok az minyatür ulaştı. Levnî Abdülcelil Çelebi bunların kurgusal versiyonlarını çizmiş. Ancak sokak minyatürcüleri için Harem’i görmek hayal dahi değildi; içini düşlemek ise serbestti.
KURULUŞ EFSANELERİ VE GERÇEKLER
SELÇUKLULAR-OSMANLILAR: VE TEKRARLANAN RÜYALAR…
Oldukça meşhur olan Osman Gazi’nin rüyası hem Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu hem de İstanbul’un fethini müjdeler. Bununla birlikte hükümdarlık ve fetih müjdelerinin “ağaç” imgesiyle anlatıldığı rüyaları Babil hükümdarı Nabukadnezar; Reşidüddîn’in Oğuzname’sinde yer alan Türk kağanı Tuğrul ve kardeşleri; Selçuklu Devleti’nin kurucusu Selçuk Bey’in babası da görmüştür!
STE. ANNE KİLİSESİ GERGİNLİĞİ
Osmanlılar nasıl terk etti, Macron neye sinirlendi?
Geçen ay medyaya düşen görüntüler, Kudüs’e giden Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, Ste. Anne Kilisesi’ne girmeye çalışan İsrail askerlerine bağırıp çağırmasını dünyaya duyurdu. Aynı problem 1996’da Cumhurbaşkanı Chirac’ın ziyareti sırasında da yaşanmıştı. Ancak esas problem, Sultan Abdülaziz devrinde Osmanlı yönetimindeki şehirde bulunan ve Selahaddin Medresesi adını alan yapının, Fransız toprağı sayılarak Fransızlara verilmesiydi!
OSMANLILAR VE KİTAPLARI
‘Nazarından kitap gitmez, uykuya hiç rağbet etmez’
Çivi yazılı tabletler, papirüs tomarları ve nihayet iki kapak arasındaki kodeksler (ciltli kitaplar)... Bergamalılar ve Romalılardan sonra İslâm dünyasında iki kapak arasındaki ilk kitap, Kur’an ayetlerinin bir araya getirildiği Mushaf’tı ve belki de bu gerekçeyle Osmanlılarda her türlü kitaba bir muhabbet, yazılı-yazısız kâğıtlara hususi bir hürmet vardı.
OSMANLILARDA GERİLEME DÖNEMİNİN BAŞLAMASI
Feyzullah Hoca’nın gölgesindeki padişah: Sultan II. Mustafa
Sultan II. Mustafa’nın kişiliği ve 17. yüzyıl sonu 18. yüzyıl başı, sekiz yıllık kısa saltanatı, Osmanlı tarihinin kritik bir evresidir. Ordunun başında cepheye giden, hem zafer kazanan hem hezimete uğrayan son padişah odur. Saltanatını noktalayan Edirne Vak’ası da oluşu ve sonucuyla tektir. Şeyhülislâm ve hocası Feyzullah Efendi’nin etkisinden çıkamayan, Edirne Sarayı’ndaki son padişah, 1699 Karlofça Antlaşması’yla Avrupa kapısı yüzüne kapanan II. Mustafa’nın ve bir dönemin hikayesi.
OSMANLILARDAN 12 EYLÜL’E TOPLU TASFİYE HAREKETLERİ
Büyük tensikatlar ve kuruyla yanan yaşlar
Gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet dönemleri, devletin kimi kaçınılmaz, kimi keyfî birçok “toplu temizlik” hareketine sahne oldu. Hepsinde ortak olan nokta, süreçlerin iyi yönetilememesi neticesinde masumların da zarar görmesiydi.
OSMANLILARDA DİNÎ ÖRGÜTLER
Bir illet var devlette, devletten içeri
İslâmiyet’in hızlı yayılışıyla birlikte Anadolu coğrafyasında da güçlenen tarikat ve cemaatler, Osmanlı döneminde sıkı denetime tâbi tutulmuştu. Şer’i-Sünni bir İslâm devleti olan Osmanlı’nın, tarikat, tekke, Mehdilik gibi olaylara bakışında, Alevi-Sünni kontrastını öne çıkarmadan, devletin bekasını önde tutan bir yaklaşımı vardı. Asayişin ihlal edilmesi, devletin temel nizamının sarsılması durumundan öte, bunun ihtimaline dahi kapı aralayan şeyh-veli-müderris-hoca kim olursa olsun hiç kimsenin gözünün yaşına bakıldığı görülmemiştir. İşte Osmanlı döneminde sivrilen dini karakterli hareketlere karşı devletin yaklaşımı ve bunların liderlerinin başlarına gelenler…
OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE ASKERÎ REFORM ÇABALARI
Yeniçerilerden TSK’ya Türk ordusunun modernleşememe tarihi
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, askerî lise ve Harp Akademileri ani bir kararla kapatıldı. Ulus devlet inşasında modernleşmenin başını çeken Türk ordusunun 18. yüzyıldan bu yana devam eden reform çabaları; siyasi otoritelerin basiretsizliği, tutuculuk ve vizyonsuzlukla akamete uğradı. Efsaneler, gerçekler ve yenilgiler…
ZAMAN DEĞİŞİNCE FETVA DA DEĞİŞİR
Kuran ile ezanın, matbaa ve gramofonla buluşması günahtı
Osmanlılara matbaa erken geldi ama Yahudi, Ermeni ve Rumlar kendi dillerinde kitap basabilirken Müslümanlar 280 yıl matbaadan uzak bırakıldı. 400 yıl Kur’an basımına fetva verilmeyince Bakanlar Kurulu kararıyla basılabildi. Gramofon ise 1887’deki icadından hemen sonra İstanbul’da yaygınlaşmış, ama “Kuran plakları”nın caiz sayılması için 1927’yi beklemek gerekmişti. Ulemanın teknolojiye karşı umutsuz mücadelesi...