BERLİN DUVARI
Soğuk Savaş’ın simgesi ve yeniden birleşme fikri
İki Almanya arasında 12-13 Ağustos 1961’de yapımına başlanan duvar, esas olarak Doğu’dan Batı’ya devam eden büyük göçü durdurma amacını taşıyordu. Doğu Bloku her ne kadar duvarın “faşizme karşı” örüldüğü propagandasını yaymaya çalışsa da, 10 Kasım 1989’da Doğu Berlin’de toplanan yüzbinlerin inisiyatifiyle duvar yıkıldı.
HADRİANUS DUVARI
Dışarıdaki ‘barbarlar’a içerideki ‘asiler’e karşı
Roma İmparatoru Hadrianus, 21 yıllık saltanatının (117-138) yarısından fazlasını üç kıtada imparatorluğun eyaletlerini ziyaret ederek geçirdi. Hadrianus nereye gittiyse orada duvarlar yükseldi. Geniş alanlar boşaltıldı, ordu daralan yeni sınırları belirlemek için işe koşuldu.
Ye’cûc-Me’cûc’e karşı Büyük İskender seddi
Makedonyalı Büyük İskender’le (öl. MÖ 323) özdeşleştirilen dinî anlatı şahsiyeti Zülkarneyn, varlığına üç semavî dinin de inandığı Ye’cûc-Me’cûc (Gog-Magog) kavminin şerrinden dünyayı kurtarmak için demirden setini inşa eder ve onları okyanusla çevrili bir kara parçasına sıkıştırır. Ancak kıyamet günü yaklaştığında surda bir gedik açılacaktır. Osmanlı ve İslâm dünyasından bu dinî anlatıyı düşleyen minyatürler…
ÇİN SEDDİ
Tarihten efsaneye efsaneden tarihe
Çinggis Han zamanında bugün bildiğimiz Çin Seddi yoktu. Set ve duvarlar arasında dağlar-tepeler bulunuyor ve geçit verilen yerlerden geçiliyordu. Yani duvar ve setler Çinlilerin yabancılara karşı bir korunma mekanizması halini almamıştı. Çin Seddi’nin oluşması 1368-1644 arasında hüküm sürmüş olan Ming devrine rastlar ve dönemin başlangıcından 16. yüzyıl içlerine değin devamlı bir duvar yapımı ile karşılaşırız.
‘O duvar, o duvarınız vız gelir bize vız!’
İnsanların yerleşik düzene geçmesiyle kıymetlenen yerleşim ve tarım alanları, zaman içerisinde önemli merkezlere ve ekonominin kalbinin attığı kentlere dönüştü. Dışarda olan, dışarda kalan, “öteki” olanlar ise “barbarlar” diye nitelendi. Bunlara karşı savunma amaçlı yapılan devasa sınır duvarları ise istilacılara karşı içerdekileri korumak kadar, içerdekilerin dışarıya çıkmasını engellemeye de yarıyordu. Tarihte bu duvarların hiçbiri ne içerdekileri ne de dışardakileri durdurabildi. Ancak buna rağmen günümüzde de duvarlar yapılmaya devam ediyor.
TARİHTEN EFSANEYE EFSANEDEN TARİHE
Çin Seddi
Çinggis Han zamanında bugün bildiğimiz Çin Seddi yoktu. Set ve duvarlar arasında dağlar-tepeler bulunuyor ve geçit verilen yerlerden geçiliyordu. Yani duvar ve setler Çinlilerin yabancılara karşı bir korunma mekanizması halini almamıştı. Çin Seddi’nin oluşması 1368-1644 arasında hüküm sürmüş olan Ming devrine rastlar ve dönemin başlangıcından 16. yüzyıl içlerine değin devamlı bir duvar yapımı ile karşılaşırız.
BİR ZAMANLAR POPÜLER KÜLTÜR
Merhaba 70’ler, merhaba kaos!
60’larda özgürlüğe doğru salınan sarkaç 70’lerde aksi yöne ivmelenmiş, hürriyetten hızla uzaklaşarak kaosa meyletmişti. 70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük…
İleri görüşlü ekonomi tarihçisi
Andre Gunder Frank’la 1990’daki “İpek Yolu seferi”nde tanışmıştım. Orta Asya tarihinin hep çevre halklar çerçevesinde değerlendirildiğini ve bu bölgeye dünyanın kara deliği muamelesi yapıldığını vurguluyordu. Ekonominin ancak tarih çerçevesinde anlaşılacağıni savunan bir düşünürün bakışaçısı.
ANADOLU COĞRAFYASI'NDA DİRİLİŞ YORTUSU
Lezzet, renk ve adetleriyle: Paskalya
Mart ve Nisan ayları Hıristiyanlar için İsa peygamberin çarmıha gerilişinden üç gün sonraki dirilişinin kutlandığı Paskalya’dır. Ama bu ‘renkli’ bayramı, öncesindeki 40 günlük perhizden ayrı düşünemeyiz. Mezhepten mezhebe farklılıklar gösterse de büyük perhiz ile Paskalya yortusu envai türlü adetleri, çeşit çeşit lezzetleriyle bir bütün oluştururlar. İşte yortudan Anadolu’ya has uygulamalar, tatlar, kutlamalar…
SİNEMA
Türk İşi Dondurma ve “sempatik teröristler”
Yeni Zelanda’da Müslümanlara karşı gerçekleştirilen terör saldırısının yaşandığı gün vizyona giren “Türk İşi Dondurma (Turkish Ice Cream)” filmi, 104 yıl önce Avustralya’nın Broken Hill kasabasında yaşanan acı bir hadiseden yola çıkılarak yapılmış. O tarihte sivillerin olduğu trene saldıran iki Afgan (Gül Muhammed ve Molla Abdullah) 4 kişiyi öldürmüş, 7 kişiyi yaralamıştı. Film maddi hataların ötesinde, saldırganları Türk- Osmanlı kimliğiyle ve “sempatik kişilikleriyle” ele alıyor.