HAREM MİNYATÜRLERİ
Mahrem olanın tasviri
Osmanlı saray nakkaşları, mensup oldukları sarayın Harem dairesini gözleyip tasvir etmeyi akıllarından bile geçirmemiş gibidir. Burası “mahrem/korunan” bir alandı ve saraylı kadınların tasvirine dair günümüze çok az minyatür ulaştı. Levnî Abdülcelil Çelebi bunların kurgusal versiyonlarını çizmiş. Ancak sokak minyatürcüleri için Harem’i görmek hayal dahi değildi; içini düşlemek ise serbestti.
ERKEĞİN “KADIN” İMGESİNE TESADÜFÜ
Geçip giden kadınlar; durdurmaya çalışanlar
Baudelaire’den Apollinaire’e, oradan Breton ve Aragon’a –Necip Fazıl ve Ahmet Muhip Dıranas’ı atlamadan- Char ve Cocteau duraklarından geçerek değişen ama hiç durmayan, dursa da yine giden kadınlar... “... Aslında otomobili süren erkeğin gaz pedalındaki ayağına ayağıyla basarken elleriyle gözlerini kapatarak onu ‘mutlak aşk’a davet eden kadın...”a doğru bir yolculuk.
FRANSIZ AKADEMİSİ’NİN İLK KADIN ÜYESİ: MARGUERITE YOURCENAR
Tarihin küllerinden özgürleştirici bilgiye
Bir tarihî roman yazarı olarak tanınan Marguerite Yourcenar, geçmiş zamanda geçen her öykünün bir tarih olduğunu düşünür. Tarihi, okurları yaşadıkları ortamın cenderelerinden kurtaran, özgürleştirici bir bilgi kaynağı olarak romanlarının arkaplanına yerleştirir. Belçika’dan Fransa’ya, oradan Amerika’ya uzanan kişisel tarihi ve tarihîn romanlarındaki rolüyle, 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri.
HALET ÇAMBEL’DEN ‘FİLENİN SULTANLARI’NA
Femina Turca; Citius, fortius, altius: Olimpiyatta Türk kadını
Meclis’te, akademide, üst düzey yöneticilik pozisyonlarında temsil oranları tartışıladursun, kadınlar önce Türkiye’nin Olimpiyat kafilesinde erkek sayısını aştı. Aşmakla da kalmadılar, judodan tekvandoya, halter ve basketboldan voleybola elde ettikleri başarılarla “daha hızlı, daha güçlü, daha yüksek” (citius, fortius, altius) oldular. Olimpiyat tarihinde Türk kadınların muazzam çıkışı.
EFESLİ ARTEMİS
Roma’daki Anadolu kadını
İtalya’nın başkentindeki Capitoline Müzeleri, müstesna bir tarihsel kimliği, Artemis’i barındırıyor. Heykelin özelliği, İyonların Anadolu’ya getirdikleri inanç dünyaları ile Anadolu yerli halkının inançlarının bir sentezi olan Artemis kültünü yine Anadolulu betimlemelerle yansıtması.
YILDIRIM TÜRKER’İN SON KİTABINDAN...
‘Düşmanın kadını’ İsrailli Tali’nin hikayesi
Yazar-gazeteci Yıldırım Türker, son kitabı Bahçe’de “bu dünyayı yaşanılası kılan insanların serüvenlerini” okurlarıyla paylaşıyor. Türker’in daha önceki gazete yazılarından derlenen kitabında yer alan hayat öykülerinden biri de İsrail vatandaşı Tali Fahima’ya ait. İsrail’in katliam politikasına kafa tutan ve vatan haini ilan edilen aktivist Tali’nin hikayesi...
KARTVİZİTLERDEKİ “MADAM” VE “MATMAZEL”LER
Hanımlara mahsus ‘kart dö vizit’ adabı
1880’lerin ortalarında başlayan kartvizit kullanımı, Avrupai bir hayatın yansıması olarak, özellikle erkekler için düşünülmüştü. Kadınların da “kart dö vizit” kullanmaya başlamaları ise, beraberinde medeni durumlarını, bu kartvizitlerin ne zaman, kime, kimin aracılığıyla bırakılacağını düzenleyen bir dizi adab-ı muaşeret kuralını beraberinde getirdi.
Cadı diye avlanan, büyücü diye harcanan…
“Cadı avı” güçsüz, azınlık, marjinal olana karşı yürütülen bir av. Koca koca medya figürlerinin, politika esnafının falan günümüzde ikide bir “bana karşı bir cadı avı başlatılıyor” demeleri de bu yüzden her şeyden önce cadı avlarında hayatını yitiren 10 binlerce kadına terbiyesizlik. Hele hele, otorite figürlerinin, tarih boyunca cadı avlarının faili olduğu düşünülecek olursa.
ABD’Yİ FRANSIZ MUTFAĞIYLA TANIŞTIRAN KADIN: JULIA CHILD
Bir fiske şans, bir tutam destek, ama günde 16 saat çalışma
Fransız mutfağının inceliklerini ABD’ye taşıyan Julia Child (1912-2004), satışı milyonları geçen kitapları, seyircisi milyonları geçen TV programlarıyla erkek egemen mutfak alanına kendi imzasını bıraktı. Evet, varlıklı bir ailenin çocuğuydu; evet dengeli ve huzurlu bir hayatı ve kendisini destekleyen bir eşi vardı. Ancak 37 yaşında başladığı kariyerine 18 devasa kitap, yüzlerce bölüm program sığdıran bu kadın günde 16 saate varan çalışmasıyla fark yaratmıştı.
Gerçek kahraman annedir
Çinggis Han öz kardeşi Hasar’ı yakalar ve onu bağlayıp sorguya çekmeye hazırlanır. Anneleri yetişir ve iki memesini çıkarıp dizlerinin üzerine yayarak şunları söyler: “Görüyor musunuz? Bunları siz emdiniz; atalar sözünün dediği gibi siz ana rahmini ısıran ve kendi meşimenizi [plasenta] koparan adamlarsınız! Hasar ne yaptı ki?.. Düşmanları yendi diye mi onu kıskanıyorsun?” Çinggis çok korktuğunu ve utandığını söyler.