Moğollar, Türkler, İslâmiyet
Çinggis Han’ın torunu Hülegü’nün 1258’de Bağdad’ı zaptedip halifeliği kaldırmasının etkileri, Türk ve İslâm âleminde yüzyıllar süren bir olumsuz algı ve değerlendirmeye yolaçtı. Konunun dinî olduğu kadar ekonomik uygulamalara bağlı tarafları da, bürokrasi-ticaret-vergi uygulamalarındaki farklılıklar da bakışaçılarını şekillendirmiştir.
BİZDEKİLERİ ÇOKTAN BİTİRDİK
Istakoz: Kibar sofraların şatafatlı alamet-i farikası
Kendine has tuhaf özelliklere sahip bir deniz kabuklusu olan ıstakoz, sofralara getirdiği nefasetle deniz biyolojisi kadar gastronominin de hep ilgi alanında kaldı. Yunanca “astakos” olan adı, Latincede astacus’a, güzel Türkçemizde ise ıstakoza dönüşen bu leziz deniz canlısı, tarih boyunca züğürt mutfaklara istisnalar hariç hiç uğramadı. Pişirildiğinde büründüğü parlak kırmızı renk nedeniyle Fransız yazar ve gastronom Montselet tarafından “denizlerin kardinali” ismiyle anıldı.
2 YÜZYIL ARAYLA, 2. KILIÇARSLAN’DAN FETRET DEVRİ’NE SELÇUKLULAR VE OSMANLILARDA KAN BAĞI
Eğer hanedan mensubuysa düşman da olsa dokunma!
Aralarında 214 yıl fark olan iki önemli dönem, Anadolu’daki siyasi iktidarların aile-kan bağına verdikleri önemi gösterir. Gerek 2. Kılıçarslan gerekse Yıldırım Bayezid sonrası devirde hanedan mensupları arasındaki acımasız mücadeleler, yenilen tarafların itibarsızlaşmasına veya sürülmesine yolaçmış; ancak yenik düşenlerin canına-malına kastedenler de en ağır şekilde cezalandırılmıştı.
10 SIRADIŞI ESER
İlk Türkçe kitap Ermeni harfleri ile basıldı
Ermeni harflerini okuyabilen, eğer Türkçe bilmiyorsa yazılanı anlayamaz; Ermeni alfabesini bilmeyen biri de, metin Türkçe olsa da okuyamaz. Bu nadir ve unutulmaya yüz tutmuş eserler, bir dönem aynı coğrafyada birlik-beraberlik içinde yaşayan iki milletin ortak kültürünü yansıtıyor. 1942’deki son örnek, tehcirden sonra ABD’ye giden Ermenilerin hâlâ Türkçeden vazgeçmediklerinin kanıtı.
İşgalin 500. yılında Meksika’dan İspanya’ya ‘tersine fetih’ hareketi
Meksika’nın İspanya Krallığı tarafından işgal edilmesinin 500. yılı olan 13 Ağustos’ta, Zapatistalar bir yelkenliyle İspanya kıyılarına çıkarak “isyan virüsü”nü Avrupa kıtasına yayacaklarını açıkladılar. “Karşı işgalciler” Avrupa kıtasının adını da “SLUMIL K’AJXEMK’OP” (İsyancı Toprak) olarak değiştirdiklerini duyurdu. Köylerden başlayarak dünyayı değiştirmeye uzanan Zapatist hareketin dünü-bugünü…
OSMANLI DÖNEMİNDE ÇİFTÇİLER
‘Ekende yok biçende yok yiyende ortak Osmanlı!’
Ekmek ne kadar aziz ise, buğdayı ekip biçen de o denli uluydu. Ancak onlar da padişahın kuluydu! İmparatorluk ekonomisini sırtlarında taşıyan bu insanlar, ağır ve çeşitli vergilerle başederek geçimlerini sağlamak zorundaydı. Osmanlı köylüsü genel olarak ürettiklerinin yüzde 50’sini vergi olarak ödüyordu.
SADECE 22 YAŞINDA, DÜNYA BİSİKLETİNİN ZİRVESİNDE TADEJ POGAČAR’IN BÜYÜK BAŞARISI
Fransa Bisiklet Turu: Dünyanın en zor yarışı
Bu yılki Fransa Bisiklet Turu’nda, en yakın rakibine 5 dakika 20 saniye gibi Tur tarihinde nadir görülen bir fark atan Sloven sporcu Pogacar; bu kadar genç yaşta bu denli büyük ve istikrarlı bir başarıya imza atan ilk bisikletçi. Pogacar, şimdiden “yaşarken efsane” olmaya adım atmış gibi duruyor. Dünden bugüne Tur’u “sallayan” büyük isimler ve başarıları...
‘YEDİ İKLİMİ CİHANIN, DURUYOR KARŞINDA...’ 1915: YENİ ZELANDALILARIN TRAJEDİSİ
Dünyanın öbür ucundan Çanakkale’ye gelenler…
1. Dünya Savaşı’nın doğu cephesinde görev yapan Yeni Zelandalılar, Çanakkale’deki Anzak birlikleri içindeki “nz”lerdi. Önemli oranda kayıp veren Yeni Zelandalılar hem Anzak hem Seddülbahir sektöründeki muharebelere katıldılar, kritik görevlerde rol aldılar. “Kiwi”lerin Çanakkale öyküsündeki kırılma noktaları ve ayrı bir millet olarak ortaya çıkışları.
CEZAYİR-İ BAHR-İ SEFİD SEYAHATİ - HAZİRAN 1850 PADİŞAHIN 24 GÜNLÜK İŞ-TATİL GEZİSİ
Sultan Abdülmecid’in Ege adalarına barış seferi
Osmanlı döneminde ordunun başında sefere (1699) çıkan son padişah 2. Mustafa’ydı. Savaş amacı dışında Saray’dan ilk ayrılan sultan ise 2. Mahmud oldu (1830). Sultan Abdülmecid’in bundan 171 sene önce çıktığı Akdeniz/Ege adaları seyahati ise Marmara çıkışından Rodos-Girit’e kadar birçok noktayı kapsıyor ve bölgede yaşanan siyasi gerilimleri azaltma, İstanbul’a olan bağlılığı artırma amacı taşıyordu.
SADECE 12 SENE ÖNCE, TUNÇ ÇAĞI’NDAN GÜNÜMÜZE
Şam: Yakın geçmişe bir zaman yolculuğu
2009’un Mart ayı. 2011’de başlayan ve hâlâ devam eden, o güzelim ülkeyi mahveden savaş henüz yok. Yıllar süren gerginlikten sonra Türkiye ve Suriye ilişkileri nihayet düzelmiş. Büyük bir merak ve heyecanla bu komşu ülkeye giden biz Türk gezginleri, her yerde sevgi ve güleryüzle karşılanıyorduk. İşte o günlerden, geçmiş zamana, ülkenin olağanüstü tarihî mirasına uzanan izlenimler...