Son Osmanlı ve Cumhuriyet devirlerinin önemli gazeteci kardeşleri Mehmet Asım Us ve Hakkı Tarık Us, başta Vakıt olmak üzere birçok kıymetli gazete ve yayıma imza attılar. Mustafa Kemal ve İstiklal Harbi’ni destekleyen Us kardeşler, basın özgürlüğünü de sonuna kadar sahip çıkmışlardı.
23 Teşrinievvel 1333/23 Ekim 1917 tarihinde Mehmet Asım Us ve Ahmet Emin Yalman’ın ortaklığı ile kurulan Vakıt gazetesi, yayın yaşamını yaklaşık 50 yıl sürdürmüş Türk basın tarihinin temel taşlarından biridir. Manisa (Saruhan) iline bağlı Gördes kasabası doğumlu Us kardeşlerin kurucusu olduğu bu gazete Bâbıâli’de bir ekol olmuş, gazete dışında kurdukları Vakıt Kütüphanesi isimli yayınevi aracılığı ile yayınladıkları kitaplar çok önemli bir boşluğu doldurmuştur.
Gazetenin dışında Vakıt Kütüphanesi’nin yayımladığı “Dün ve Yarın Külliyatı”, Engels, Tolstoy, Flaubert, A. Daudet, Virgile, Hegel, Plutarkhos, Aristo ve benzeri pek çok Batılı düşünür, yazar, biliminsanının eserlerini Türkçeye kazandırmıştır. Ahmet Emin Yalman ile Asım Us’un ortaklığı beş yıl kadar sürmüş, ortaklık 1923 Mart ayında sonlanmıştır.
Us’lar hakkında Gazeteci Bir Aile Us’lar künyeli çok kıymetli bir kitap yayınlayan Nuri Akbayar ve Orhan Koloğlu’nun tesbitine göre, 23 Ekim 1917’de ilk sayısında gazete amacını, “Adı eski fakat kendi yeni olan gazetemiz bugünkü sahiplerinin elinde bulundukça temiz ve lekesiz kalacak, memleket menfaatlerinin ve gazetecilik sevgisinin aydınlığı içinde saf ve samimi yayınlar yapacaktır” şeklinde açıklar. 1950’li yıllardan sonra İstanbul basınında söz sahibi olmaktan uzaklaşan Vakıt, 1966’da kapanmıştır. Us kardeşlerin kurdukları ve Vakıt Yurdu ismini verdikleri binada yer alan Vakıt Müessesesi, Haber-Akşam Postası (1931-1957), En Son Dakika (1939-1949) adlarıyla iki gazete daha çıkarmıştır.
Hakkı Tarık Us’un önderliğinde yayınlanan Kitap ve Kitapçılık / Le Livre et Librairie dergisi (1 Kanunisani 1936-15 Nisan 1937, 30 sayı) Türkiye’de çıkan en önemli kitabiyat dergilerinden biridir. İçindeki bilgiler, yayıncılar ve sahaflar ile söyleşiler, o yıllarda çıkan yeni yayınların sağlıklı künye bilgileri açısından bugün büyük bir başvuru kaynağı, araştırmacılar için elkitabı gibidir. Basın ve gazetecilik tarihi üzerine çalışacakların ilk elden bakmaları gerekli bu dergi koleksiyonu, çok nadir bulunur eserlerdendir.
Bâbıâli’de bir okul
Vakıt gazetesinin sahibi Asım Us Gördüklerim, Duyduklarım, Duygularım (İstanbul, 1964) ve Asım Us 1930-1950 Hatıra Notları (İstanbul, 1966) başlıklı iki önemli anı kitabı yayınlamıştır. Bâbıâli’de bir okul görevi gören Vakıt gazetesinin sahibinin bu anı kitapları, basın, gazetecilik, siyasi tarihimiz, devrin sosyal yaşantısı, yaşanmışlıklar açısından önemli kaynaklardandır. Hatıra notlarında Asım Us “Gazeteci hadiseleri göstermek için bir ayna, bir fotoğraf olamaz. Şu halde gazeteci bir ayna, bir fotoğraf gibi tesbit etmelidir demek imkansız bir şey istemektir. O halde gazeteciden istenecek şey, sadece duygularını samimi olarak ifadeden ibarettir. Hadiselere candan dikkat etmek ve samimi olmak; işte iyi bir gazeteci bu samimiyeti gösterebilendir. Samimi olan gazeteci deveyi pire yapmaz. Deveyi deve, pireyi pire olarak gösterir…” diye yazarak gazetecilik görüşünü açıklamaktadır.
Gazete 1917’de İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidarında, ortakların 250 lira sermaye koyması sonucu Matbuat Müdürlüğüne verilen bir dilekçe kuruldu. İlk tesbit edilen isim “Haber” iken Matbuat Müdürü Hikmet Bey’in (Şair Nazım Hikmet’in babası), eski dönemde çıkan ve kapanan Filip isimli gazetecinin çıkardığı “Vakit” ismini önermesiyle isim tescillendi. Ahmet Emin Yalman’ın 10 Mart’ta tutuklanıp Kütahya’ya sürgün edilmesindan sonra gazeteye tamamen sahip çıkacak olan Asım Us, 12 Mart 1919’da “Tevkifden Sonra Muhakeme” başlıklı yazıyı kaleme alıyordu. Bu yazıda yazar, “bir insanı 24 saat bile sebepsiz tutuklamanın suç olduğunu, mahkemelerin aleni yapılması gerektiğini, davaların kin ve intikam duygularıyla yapılamayacağını savunuyor, yeni bir baskı döneminin baçladığını vurguluyordu” (Akbayar/Koloğlu sayfa: 30). Çok rahatlıkla 2017 yılına da uyan bu yazı gibi pek çok yazının yayınlandığı Vakıt, Ankara’nın İstanbul’daki sözcüsü gibiydi. 18 Kasım 1918’de gazetede yapılan bir mülakatta, “Ordumuzun en büyük kumandanlarından” diye tanıtılan Mustafa Kemal Paşa’ya yakın bir gazete oldu Vakıt.
23.871 sayı
Gazete Vakıt adından başka, çeşitli nedenlerle kapatılmasından sonra Arapça kökenli “vakıt” isminin türevleri olan Muvakkit, Evkat, Mütevakkıt gibi isimlerle yayımlanmıştır. Kanunevvel (Aralık) 1928 yılına kadar 3.944 sayı eski harflerle ve 1966’ya kadar yeni harflerle 19.927 sayı yayınlanmıştır. Vakıt gazetesinin ikinci büyük ismi de Hakkı Tarık Us’tur. Büyük bir kütüphane ve süreli yayın koleksiyonu sahibi ve bağışçısı Hakkı Tarık Us, gazetecilikte çok önemli başarılar elde etmiş bir meslek mensubudur. Çerkes Ethem’le ilk röportajı yapan Hakkı Tarık Bey, işgal yıllarında Millî Mücadele için çalışanlar safında yer almıştır. Tek parti döneminde pek çok konuda karşı çıkışlarda bulunan Hakkı Tarık Us’a o dönemde arkadaşları “mûteriz”(itiraz eden) lakabını vermişlerdir.
Hakkı Tarık Us, 25 Temmuz 1931’de kabul edilen ve hükümete “saltanat, hilafet, anarşizm, komünizm” propagandası yapan yayınlara kapatma yetkisi tanıyan basın yasasına da tek parti döneminde tek karşı çıkan milletvekili olmuştu. Sahaflar Çarşısı’nın 6 Ocak 1950 tarihinde kısa bir sürede yanmasından sonra yeniden yapılması, eski Sahaflar Çarşısı’nın yeniden modern bir tarzda ihyası için en büyük çabayı sarf edenlerden biri de yine Hakkı Tarık Bey’dir. Hiç evlenmeyen Hakkı Tarık, gelirinin büyük bir bölümünü kurmak istediği kütüphaneye harcamıştır. Kütüphane ile ilgili ayrıntıları da içeren 22 maddelik vasiyetnamesi, ölüm tarihi olan 21 Ekim 1956 pazar gününden itibaren geçerli olmuş, ancak bu isteği ölümünün 9. yılında, yani 1965 senesinde yerine getirilebilmiştir.
İrili ufaklı 15 esere imza atan Hakkı Tarık Us, Türk basın-yayın dünyasının vazgeçilmez isimlerinden biridir. Eserleri halen başvuru kaynağı olarak kullanılmakta, biraraya getirdiği süreli yayınlardan dünyadaki bütün araştırmacılar yararlanmaktadır.