Kasım
sayımız çıktı

20. yüzyılın yeni cephesi:‘Özel kuvvet’ operasyonları

İSTİHBARAT, TEŞKİLAT, CASUSLUK VE SKANDALLAR

20.yüzyıla damgasını vuran askerî mücadeleler, özellikle 2. Dünya Savaşı’yla birlikte yeni bir boyut kazandı. Artık sıcak muharebeye giren askerî birliklerin sevk ve idaresi kadar, istihbarat örgütlerinin faaliyetleri, özel operasyonları ve propaganda da hayati bir önem taşıyordu. Kurtarılan-kaybedilen hayatlar ve uluslararası mücadelenin yeni alanı.

Geçen yüzyıl savaşların­da gördüğümüz birçok yeniliğin arasında, özel operasyonların giderek artması dikkati çeker. Bunlar esas olarak düşman hatlarının gerisinde veya çatışmalara taraf olmamış ülkelerdeki girişimlerdir ama; terör hadiseleri sözkonusu olun­ca ülkelerin kendi topraklarında da gerçekleşir. Resmen ilan edilmemiş savaşlarda, özel ope­rasyonlar daha bir ön plandadır. Bunlarda, sayı olarak az ama çok sıkı elemeler ve eğitimlerden geçmiş yetenekli özel birlikler kullanılır. Temel amaçlar, hasım liderlerin bertaraf edilmesi, rehinelerin kurtarılması, kritik sabotaj faaliyetleri, ulaştırma-i­letişim sistemlerinin çökertil­mesi, sindirme, istihbarat ve propagandadır. Özel birliklerde­ki personel içerisinde subay ve astsubaylar büyük ağırlık taşır; bazı timler sadece bu unsur­lardan oluşur. Bu faaliyetler, “düşman” tarafın büyük birlik­lerinin ve maddi imkanlarının koruma faaliyetlerine ayrılma­sını getirir.

Özel birlikler denilince ilk akla gelenler komandolardır. Bu terim 1899-1902 arasındaki Boer Savaşı’ndan miras kalmıştır. İn­gilizler ilk başta komando olarak anılan birkaç bin Boer süvarisiy­le başa çıkmak için 75 bin aske­rin yeterli olacağını düşündüler; ama sonuçta savaşı kazanmak için 450 bin kişi yığmak zorunda kaldılar ve bunların çoğu ikmal hatlarını korumak için ayrılmış­tı. Bu gelişmeler, onları bu tür özel operasyonlar üzerinde dü­şünmeye yönlendirdi. 1. Dünya Savaşı sırasında en başarılı özel operasyonlarından biri, Thomas Edward Lawrence’ın (1888-1935) başlattığı Arap isyanıdır. Bu faaliyet, Türk Ordusu’nun ikmal hatlarına büyük zarar verip birliklerin korumaya ayrılma­sına yolaçtığı gibi, baskınlarla da önemli kayıplar verdirmişti. 1. Dünya Savaşı’nda daha az popüler diğer bir özel harekat da, Alman General von Lettow-Vor­beck’in Doğu Afrika’da kendi­lerinden 10 kat daha kalabalık İngiliz kuvvetlerini bağlama­sıdır. Ancak özel operasyonlar konusunda büyük gelişmele­rin yaşandığı dönem 2. Dünya Savaşı’dır. Birçok ülke bu konuya hassasiyetle eğilecek, ama başı çeken İngiltere olacaktır. 1940 Mayıs’ından 1941 Haziran’a kadar Almanya karşısında tek başına kalan İngiltere, Avru­pa’ya çıkarak savaşı sürdürme olanaklarına sahip değildi. Bu nedenle Kuzey Afrika ve At­lantik konvoylarını korumanın haricinde, savaşı hava bombar­dımanı ve özel operasyonlarla devam ettirmekten başka çaresi yoktu. Bu tür operasyonlar için kısa sürede 8’i Donanma’ya bağlı, çoğu tabur büyüklüğünde 30 civarında birlik kuruldu. Ne var ki, tüm silahlı kuvvetlerden en güçlü askerlerin bu birim­lere seçilmesi belli bir tepki de oluşturmuştu. Winston Churc­hill, Dunkirk’teki çekilmenin (26 Mayıs-4 Haziran 1940) hemen ertesinde, Avrupa’yı ateşe verme talimatıyla SOE (Special Ope­rations Executive) adında bir başka örgütün kuruluş emrini verdi. Bu kuruluş, işgal altındaki tüm ülkelerde istihbarat ve sabotaj faaliyetleri yürütecekti. Kuzey Afrika’da David Stirling’in “Çöl Akıncıları “(Long Range Desert Group) ve Burma’da Orde Wingate’in “Chindits” adı verilen tugayı ile Japon hatlarının arka­sına yaptığı akınlar öne çıkar. Stirling’in grubu daha sonra SAS (Special Air Service) olarak örgütlenecek ve o tarihten (1941) itibaren dünyanın her tarafında operasyon gerçekleştiren İngiliz özel birliklerinin atası olacaktı. Hitler savaş sırasında bu ope­rasyonlara karşı büyük bir savaş suçu olan “Komando Emri”ni yayınladı; buna göre askerî kı­yafete bakılmadan paraşütçüler dahil yakalanan her komando teslim olsa dahi derhal öldürü­lecekti ve bu emrin uygulandığı durumlar oldu.

Amerikalılar da savaşa girdikten sonra CIA’in öncülü sayılan OSS (Office of Strategic Services) adlı kurumu oluştu­rarak benzer operasyonlara başladı. Bunlardan kimi doğru­dan Silahlı Kuvvetler bünyesin­de yapılırken kimi de OSS’nin denetimindeydi. General Frank Merrill’in komutasında kurulan “Merrill’s Marauders” adlı askerî birlik, tıpkı Wingate’in “Chin­dits”i gibi Burma’da akınlar yapmış ve onlar gibi büyük kayıp vermişti. Ancak bu ülkede ve Çin’de OSS yönetimindeki başka operasyon grupları, yerliler­den gerilla grupları kurmanın yanısıra istihbarat ve sabotaj faaliyetlerinde bulundu.

Askeri_Tarih_1
ABD’nin 1993’te Somali’deki özel operasyon fiyaskosu, Kara Şahin Düştü (Black Hawk Down) adıyla sinemaya aktarıldı. 2001 yapımı film savaş sinemasının seçkin örnekleri arasında sayılıyor.

Amerikalılar 2. Dünya Savaşı sırasındaki istihbarat çalışma­larını önce tarafsız ülkelerden yürüttüler ki, bunların başında sonradan CIA’in patronu olacak Allen W. Dulles’ın İsviçre’de yaptığı işler gelir. Onun en bü­yük başarısı, İtalya’daki Alman birliklerini resmî antlaşmadan 1 hafta önce teslime ikna ederek birçok hayat kurtarmış olması­dır. Bu arada İstanbul’da ‘Packy’ Macfarland yönetimindeki OSS grubu, Balkanlar ve Orta Avru­pa’ya yönelik faaliyetler için bir merkezdi. Buradan elde edilen istihbaratın, İtalya ve Kuzey Afrika’dan Avrupa’daki direniş gruplarına malzeme gönderilme­sine katkısı olmuştur. Fransa’nın kurtarılması sırasında ise işgal altındaki bölgelere paraşütle indirilen “Jedburgh” timleri­nin Normandiya ve sonrasında istilayı kolaylaştırması da, özel kuvvetler kapsamında önemli fa­aliyetler arasındadır. Bunlar yerel direnişçilerle bağlantı, istihbarat ve sabotaj faaliyetleri yürütmüş, Müttefik birlikleri bölgelerine ulaştıkça görevleri sona ermiştir (Soğuk Savaş yıllarında Ame­rikalılar çok sayıda özel birlik yetiştirdiler ki bunlar arasında Yeşil Bereliler, Delta Grubu, Navy Seals, Raiders, Rangers vs. daha çok bilinenlerdir).

2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar’ın özel birliği olan Brandenburg komandolarını da unutmamak gerekir. Bu birlik 1939 sonunda ordu içerisinde, ancak istihbarat örgütü Abwehr gözetiminde kurulmuştu; düş­man cephesinin gerisinde her türlü istihbarat, sabotaj, yakın dövüş, silah, paraşüt eğitimi alan, yabancı dil bilen yetenekli askerlerden oluşuyordu. Daha sonra SS birlikleri kendi özel kuvvetlerini oluşturdu. Hitler’in “harika komandosu” olarak anı­lan Otto Skorzeny, 12 Eylül 1943 tarihinde Mussolini’yi, hapis tutulduğu Gran Sasso dağının tepesine planörle inip, inanıl­maz bir operasyonla kurtardı. Hitler’e bu başarısı üzerine Brandenburg birliklerinden 4 bin asker ve subay alması için izin verdi. Skorzeny’nin önem­li operasyonlarından biri de, savaşın sonu yaklaşırken taraf değiştiren Macaristan diktatörü Amiral Miklós Horty’yi ele ge­çirmesidir. Onun Müttefikler’le temasının izlenmesi üzerine Skorzeny, önce Horty’nin müza­kereleri yürüten oğlunu kaçırdı, sonra da 16 Ekim 1944 tarihinde başkanlık sarayını basıp Horty’yi esir aldı.

Rus özel operasyon birlikle­rine gelince… Bunlar 2. Dünya Savaşı öncesinde gizli servisler olan NKVD ve GRU içerisinde oluşturulmuştu. İstiladan sonra Alman hatlarının gerisinde operasyonlar geliştirmeye çalıştılar ve 1943’te bunlara, karşı-istihbaratta uzmanlaşan SMERSH de katıldı (Savaştan sonra ise düşman hatları geri­sinde harekat yapacak Spetnatz özel bölükleri kurulacak (daha sonra tabur seviyesine çıka­rıldı); bunları KGB tarafından oluşturulan Vitnaz, Vega ve Alfa birlikleri izleyecekti).

2.DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA BAŞLICA ÖZEL OPERASYONLAR

DÜŞMANI ALDATMAK İÇİN…

Avrupa’da başlayan savaşın küresel bir nitelik kazanmasından önce görülen istihbarat savaşları ve operasyonlar, ABD’nin savaşa girmesiyle hız kazanacaktı. Yine de özellikle İngiliz MI5’ın (Military Intelligence, section 5) Almanlar’a karşı operasyonları tayin edici olacak, savaşın kaderine etki edecek sonuçlar doğuracaktı.

VENLO HADİSESİ (9 KASIM 1939)

İngilizler’e ağır darbe

Askeri_Tarih_2
2 İngiliz ajanının kaçırıldığı Hollanda- Almanya sınırındaki Café Backus.

2. Dünya Savaşı’nın ilk günlerinde meydana gelen, önemsiz görünen ama ciddi sonuçlara yolaçmış bir operasyon. SS tarafından Naziler’i kışkırtmak üzere sözde İngilizler’in marifetiyle Hitler’e düzenlenen sahte bir suikast girişimi sonrasında; buna misilleme olarak sözde muhalif Naziler ile tarafsız Hollanda’nın sınırdaki Venlo kentinde buluşmaya giden iki İngiliz ajanı kaçırıldı. İngiliz ajanlar, sınırdan hızla dalan ve aynı hızla kaçan araba­ya itildiler; ajanların yıllardır kurdukları istihbarat şebekesi çökertildi; aynı zamanda Almanya’daki Nazi muhalif­lerine de gözdağı verilmiş oldu.

İSKENDERİYE BASKINI (19 ARALIK 1941)

Askeri_Tarih_3
HMS Queen Elizabeth.

İtalyan tim su altından vurdu

Müttefik güçlerle Mihver arasında Akde­niz’de askerî rekabetin sürdüğü 1941’in Aralık ayında, İtalyan dalgıç komandoların gerçekleştirdiği operasyon. İtalyan tim, üzerlerine binilerek yönlendirilebilen özel yapım torpilleriyle gizlice İskenderiye limanına girdi; bunları Valiant ve Queen Elizabeth ana muharebe gemilerinin altın­da patlattı. Kuma oturan gemiler çok uzun süre harekatdışı kaldı ve kritik aylarda İngilizler Akdeniz’deki üstünlüklerini yitirdi.

Askeri_Tarih_4
Alman General Erwin Rommel.

FLIPPER OPERASYONU (10-18 KASIM 1942)

Rommel’i ele geçirememek

“Flipper” koduyla anılan bu başarısız operasyonda İngilizler, Alman General Erwin Rommel’i hedef almışlardı. Kuzey Afrika’da (bugün Libya) Rommel’in kaldığı ve kimi zaman karargah olarak kullandığı evi basıldı ama, İngiliz istihbaratı onun sözkonusu günlerde cephede olduğunu tespit edememişti. 11. İskoç Komandoları tarafından yapılan baskın ateşle karşılık gördü ve 2 ölü verdikten sonra kaçan gruptan 28 asker esir düştü. Sadece 3 ko­mando, çölde haftalarca süren yürüyüş­ten sonra İngiliz hatlarına dönebildi.

BRUNEVAL BASKINI (27-28 ŞUBAT 1942)

Askeri_Tarih_5
Bruneval’nın 1941’de çekilmiş bir fotoğrafı. Sol
tarafta Würzburg radarı görünüyor.

Hedef radar ele geçirildi

Bombardıman akınlarında büyük kayıp veren İngilizler, Almanlar’ın Fransa kıyılarına yerleştirdiği bir radarı ele geçirmek üzere paraşütle yakın bir bölgeye inip başarılı bir baskın yaptı. 1942 başlarındaki bu operasyonda önemli parçaları ülkelerine götürüp değerli bilgiler edindiler.

GUNNERSIDE OPERASYONU (ŞUBAT 1943)

İngilizler’in ‘ağır su’ sabotajı

Askeri_Tarih_6
Norveç’in Telemark bölgesindeki Norsk
Hidroelektrik Santrali.

İngilizler, Naziler’in atom bombası yapımında kullanabilecekleri “ağır su” tesisini ortadan kaldırmak üzere SOE (Special Operations Executive) tarafın­dan yetiştirilen bir özel grubu harekete geçirdi. 1940’da başlayan planlama ve eylemler, Norveç’teki bir hidroe­lektrik santralindeki tesisinin imhasına uzanacak ve 1943 Şubat’ında yapılan eylem “Gunnerside” adıyla anılacaktı. Tesisin imhasından sonra elde kalan su, bir feribotla Almanya’ya taşınırken ikinci bir sabotajla bu gemi de batırıldı. Gerçi Almanlar atom bombası yapımından çok uzaklardı ama, bu o dönemde kesin olarak bilinmiyordu.

MINCEMEAT OPERASYONU (NİSAN 1943)

Müttefikler Sicilya’ya, Almanlar Sardunya’ya

Askeri_Tarih_7
Cesedin üzerine konulan Binbaşı Martin’in kimlik kartı.

İngilizler 1943 başında, kıta Avrupa’sına yapılması planla­nan çıkarmaların yeri konusunda Almanlar’ı aldatmak için bu operasyonu planladı. Böylece onları, harekatın Sicilya yerine Sardinya’ya veya Yunanistan’a yapılacağına inandırabilirlerdi. Tıp uzmanlarının yardımıyla kim­sesiz bir cesedi Binbaşı Martin adıyla hazırlayıp 30 Nisan gecesi kaza geçirmiş gibi İspanya kıyı­larında denize bıraktılar. İspan­yollar, cesedin koluna zincirlen­miş çantadaki belgeleri derhal Almanlar’a gösterdiler. Burada tiyatro biletinden nişanlıya yazıl­mış mektuba kadar her şey dü­şünülmüştü. Bilgiler, Almanlar’ın Sardinya ve Yunanistan’a güç kaydırmasına yolaçacaktı. MI5’ın (Military Intelligence, section 5), 2. Dünya Savaşı sırasındaki en başarılı istihbarat operasyon­larından sayılır. 2021’de sinema filmi olarak dramatize edildi.

2.DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA BAŞLICA ÖZEL OPERASYONLAR

SINIRÖTESİNDE YENİ SINIRLAR…

Çok sıkı eğitim ve hazırlığa rağmen, özellikle yakın tarihte özel kuvvetler tarafından yapılan uluslararası operasyonların önemli bir kısmı başarısız oldu. Bunun nedeni, operasyon hedefi olan tarafın çok daha tedbirli olması ve senaryoların çeşitliliği idi. Yine de 1976’daki Entebbe Baskını gibi, amacına ulaşan operasyonlar kaydedildi.

Askeri_Tarih_8
Fidel Castro, Domuzlar Körfezi çıkarması sonrası çıkan çatışmayı izliyor.

ENTEBBE BASKINI (3-4 TEMMUZ 1976)

İsrail komandoları Uganda’da

Askeri_Tarih_9
Operasyondan dönen “Sayeret Matkal”
komandoları, 4 Temmuz 1976.

Paris-Tel-Aviv seferini yapan bir yolcu uçağı Atina’da kaçırılarak Uganda’ya gö­türülmüş, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında İsrail’in çok sayıda Filistinli tutukluyu serbest bırakması istenmişti. Görüşmeler sonuç vermeyince 3-4 Tem­muz 1976 tarihinde İsrail’in “Sayeret Mat­kal” adlı özel operasyon birimi uçaklarla havadan ikmal yaparak 4 bin kilometrelik bir uçuşla gece vakti Entebbe Havali­manı’na inmiş; 1 saat süren operasyonla rehinelerin hepsini kurtarıp gene uçakla İsrail’e dönmüştü. Filistinliler ve onlarla birlikte olan 2 Alman ve bazı silahlı Ugan­dalılar öldürülmüş; İsrailliler’in tek kaybı, bugünkü İsrail başbakanının ağabeyi olan komutanları Yonatan Netanyahu olmuştu.

DOMUZLAR KÖRFEZİ ÇIKARMASI (17-20 NİSAN 1961)

Askeri_Tarih_10
Domuzlar Körfezi çıkarmasında Kübalı sürgün askerler büyük rol oynadı.

CIA’in suya düşen planları

2. Dünya Savaşı sonrası en başarısız büyük operasyonların önde geleni. Küba’da Castro rejimine karşı CIA ta­rafından eğitilen 1.500 kadar Kübalı, 19 Nisan 1961 tarihinde Domuzlar Körfezi adı verilen kıyıya çıktı ama tam bir ye­nilgiye uğradı. Hayatta kalanlar büyük bir mahkemede yargılanarak siyasi propaganda vesilesi oldular.

MÜNİH OLİMPİYAT KATLİAMI (5-6 EYLÜL 1972)

Askeri_Tarih_11
Keskin nişancıyla öldürmesi planlanan eylemciler, rehinelerin bulunduğu helikopteri havaya uçurmuştu.

Spora sürülen ‘Kara’ leke

İsrailli 11 sporcu, olimpiyat köyünde Kara Eylül adlı Filistinli örgüt tarafın­dan korumasız bir şekilde rehin alındı. Pazarlık sonunda eylemcilerin rehine­lerle birlikte helikopterle havalimanı­na götürülmesi için anlaşıldı. Ne var ki bu sırada Alman polisine bağlı PSG9 anti terör grubu son derece kötü bir operasyona girişince bütün rehi­neler (11 İsrailli sporcu ve 1 antrenör) öldü. Ekibin bu operasyonu yapacak yetenekte olmadığı ortaya çıktı ama, Alman Silahlı Kuvvetleri’nin bu ope­rasyon için zaten yetkisi de yoktu.

İRAN / REHİNE KURTARMA OPERASYONU (NİSAN 1980)

Iran Hostages Operation Eagle Claw
Tahliye esnasında helikopterlerde arıza meydana geldi. Amerikan ordusu operasyonu sürdüremedi.

Büyükelçilikte büyük fiyasko

İran Şahı’nın devrilmesini takiben, ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’nde re­hin alınan Amerikalılar’ın kurtarılma­sı için bir operasyon planlandı. 1980 Nisan’ında Basra Körfezi’nden kal­kan helikopterler Tahran yakınların­da toplanıp ikinci kez havalanacaktı. Ne var ki indikleri yerde karşılaştık­ları bir yolcu otobüsünün yanısıra, mekanik arızalar ve kum fırtınası 8 helikopterden 3’ünü devredışı bıra­kınca operasyona devam edilemedi. Burada da hazırlık ve planlamada büyük eksiklikler ortaya çıktı.

MOGADİŞU MUHAREBESİ (3-4 EKİM 1993)

Askeri_Tarih_13
ABD güçlerinin saldırılarında Mogadişu’daki sivillerden de yüzlerce ölü olduğu belirtildi.

3 Kara Şahin düştü

Somali’nin başkenti Mogadişu’da bir savaş lordunu ele geçirmek üzere havalanan ABD özel birliklerine ait 3 Black Hawk helikopteri düştü; bunlardan ikisi şehir için­de öfkeli kalabalıkların saldırısına uğradı. Saatler süren çatışmalardan sonra Amerikalılar 18 ölü ve 73 yaralı vererek üslerine çekildi. Hadise, meşhur “Black Hawk Down” filmiyle (2001) sinemaya aktarılacaktı.

(FILE) FILE FRANCE JUSTICE TERRORISM CARLOS
Birçok terör eyleminde yeralan Sanchez, hâlen Fransa Fleury Merogis Cezaevi’nde tutuklu.

CARLOS OPERASYONU (14 AĞUSTOS 1994)

Çakal takip edildi, Sudan’da yakalandı

Uzun yıllar boyunca dünyanın her tarafında aranan Çakal Carlos lakaplı Ilich Ramirez San­chez’in yeri, 1994 Şubat’ında CIA tarafından tespit edildi. Fransız istihbaratı tarafından 4 ay boyunca takip edilen Carlos, 14 Ağustos 1994’te Sudan’da ya­pılan bir operasyonla kaçırıldı. Paris’e götürülerek, mahkeme sonrası müebbet hapse mah­kum edildi. Sudan hükümetine ise kimi ekonomik avantajlar sağlandı; Sudanlılar’ın izinsiz operasyon dolayısıyla şikayet­lerinden vazgeçmeleri sağlandı.

PKK LİDERİNİN YAKALANMASI (16 ŞUBAT 1999)

Sayın Öcalan! Memlekete hoşgeldin

Askeri_Tarih_15
“Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçuyla 29 Haziran 1999’da idama mahkum edildi, cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.

Baskılar nedeniyle 1999 Ocak’ında Suriye’den Yunanis­tan’a giden PKK lideri Abdullah Öcalan, iltica izni verilme­yince oradan Rusya, sonra İtalya’ya sığınmaya çalıştı. Bu süreçte MİT tarafından takibe alındı ve sonunda bir süre kalacağı Kenya’ya gitti. Buradan Hollanda’ya gideceği öğrenilince, ABD’nin de bilgisi dahilinde Türk Özel Kuv­vetleri olan Bordo Bereliler’den bir ekip Nairobi Havali­manı’nda Öcalan’ı yakaladı. Türkiye’ye getirilen Öca­lan’ın yakalandığı, 16 Şubat günü kamuoyuna açıklandı.

NEPTUNE SPEAR (2 MAYIS 2011)

Askeri_Tarih_16
Usame Bin Ladin’in Pakistan’ın Abbottabad şehrinde öldürüldüğü yer.

Usame Bin Ladin’e mızrak operasyonu

ABD, 11 Eylül saldırılarından sorumlu tuttuğu Usame Bin Ladin’i ele geçirmek için geniş çapta bir faaliyete girişti. Ladin hiçbir elektronik haberleşmeyi kullanmadığı halde, kuryelerinden biri izlenerek kendisinin Pakistan’da saklandığı yer bulundu. 2 Mayıs 2011 tarihinde Afganistan’dan kalkan helikopterlerde bulunan özel birlikler, baskın yaparak (Neptün Mızrağı Operasyonu) Bin Ladin’i evdekilerle birlikte öldürdü.