Aralık
sayımız çıktı

İstanbul’un sınırı: Tarihî Fatih semti

Beyazıt yangın kulesinden çekilen fotoğraf 19. yüzyıl sonları İstanbul’unun güzel bir görünümünü sunar. Yavuz Sultan Selim Camii’nin (7) arkasında sağda görülen küçük kubbe 1881 yılında inşa edilen Fener Rum Lisesine aittir. Yine caminin mihrap önünde ortada bulunan ve 1894 depreminde çöktüğü bilinen Hafsa Sultan Türbesi ayaktadır. Bu durumda fotoğraf 1881 yılından sonra 1894 depreminden önce çekilmiş olmalıdır. Sur dışında bomboş alanlar uzanmakta. Henüz kentin içinde kagir konutlar neredeyse hiç görülmüyor. Fotoğrafta görülen büyük konakların hiçbiri günümüze ulaşamamıştır. Onların etrafındaki ikinci derece yapılar da maalesef yok olmuştur. Konutların boyutları mütevazıdır. Bu nedenle kamusal yapılar, ibadethaneler, özellikle de minareler rahatlıkla görülür.

1- Fatih Camii: İstanbul’un ilk selatin camiidir. Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen ve 1468 dolaylarında tamamlanan yapı, meşhur Havariler Kilisesi’nin yerinde yapılmıştır. Fatih’in camii 1766 depreminde büyük hasar görmüştür. Tamir edilemez durumda olduğunun görülmesi üzerine, Sultan III. Mustafa tarafından avlusu korunmuş, cami yeniden inşa edilmiştir

2- Fatih Külliyesi: Karadeniz Medreseleri yapı topluluğunun kuzeyinde bulunan dört medrese ve dört tetimme medresesinden oluşmuştur. Yapılar ve isimleri Akdeniz’den Karadeniz’e Osmanlı coğrafyasını simgeler. Büyük kubbeli binalar medreselerin dershanesi olarak kullanılıyordu

3- Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii: Kanunî Sultan Süleyman’ın izniyle başlayan inşaat II. Selim devrinde, 1565’te tamamlanabilmiştir. Mihrimah Sultan tarafından inşa ettirilen cami hemen Edirnekapı’nın içindedir. Suriçinin en yüksek tepesi olan Edirnekapı’da bulunan cami de yüksek kubbesi ile dikkati çeker.

4- Çarşamba Mehmed Ağa Camii: Mihrimah Sultan Camii ile üstüste düşen bu yapı meşhur Darüssaade Ağası Mehmet Ağa’nın inşa ettirdiği camidir. Habeşiştan kökenli ilk ağalardan olan Mehmet Ağa, sanatçıları koruyan ve kollayan bir hayırsever olarak bilinir. Mimarı Davut Ağa olan cami 1585 yılında tamamlanmıştır.

5- Rami Kışlası: Kentin dışında eskiden beri çiftlik arazisi olan alan, 18. yüzyıl sonlarından itibaren askerî amaçlarla kullanılmıştır. 1828’de Sultan II. Mahmud tarafından bugünkü kışla inşa ettirilmiştir. Kışla geniş bir boşluk içerisinde görülmekte. Bitişiğinde, gelişen İstanbul’un ilk modern semtlerinden Rami’nin yapıları var. Semt ve kışlanın önemi Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından sonra artmıştır.

6- Darüşşafaka: Öksüz ve yetim Müslüman çocukların eğitim-öğretim ihtiyaçları için açılan okul, 1868-1873 arasında Yavuz Selim ve Fatih Camileri arasında inşa edilen binaya taşınmıştır. İstanbul’da Osmanlı döneminde inşa edilen en görkemli eğitim yapılarından olan bina, ahşap evlerden oluşan dokunun içinde oldukça anıtsal görülmektedir. Bugün çok katlı apartmanlar nedeniyle, yapı kent siluetinden adeta kaybolmuştur. Darüşşafaka 1994’te okul yönetiminin isteği ile Maslak semtine taşındı. Binası ise satıldı.

7- Yavuz Selim Camii ve Türbeleri: Haliç’e hakim bir tepe üzerinde Yavuz Sultan Selim’in inşasına karar verdiği cami, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1522 dolaylarında tamamlanmıştır. Caminin mihrap önünde Yavuz’un, şehzadelerinin, eşi Hafsa Sultan’ın ve Sultan Abdülmecid’in türbeleri de görülmektedir.

8- İmaret-i Atik (Eski İmaret) Camii: Muhtemelen 11. yüzyılda Anna Dalassena tarafından inşa edilen kilisenin etrafında büyük bir manastır bulunuyordu. Fetihten hemen sonra imaret-medrese olarak kullanılan yapı, Fatih külliyesinin inşasından sonra çevresindeki mahalleye hizmet veren bir cami haline getirilmiştir.

9- Zeyrekli Kilise / Molla Zeyrek Camii: 12. yüzyılda imparator İoannes Kommenos ve eşi İrini tarafından Pantokrator Manastırı’nın kiliseleri olarak inşa edilmiştir. Fetihten sonra medrese ve tekke olarak kullanılan yapı, daha sonra bulunduğu semte cami olarak hizmet vermeye başlamıştır. Osmanlı dönemindeki ismi, medresenin meşhur müderrislerinden Molla Zeyrek’ten gelir.

10- Vefa Kilise / Molla Gürani Camii: Muhtemelen Orta Bizans döneminde inşa edilen ve son Bizans devrinde eklerle genişletilen yapının o zamanlardaki ismi kesin olarak bilinmez. Fetihten kısa bir süre sonra Molla Gürani tarafından cami haline getirilen yapıya, İstanbul’un günümüze ulaşabilen tek yivli minaresi eklenmiştir.

11- Zeyrek Çinili Hamam: 16. yüzyılda Barbaros Hayreddin Paşa tarafından inşa ettirilen hamam, zengin çini süslemesi nedeniyle Çinili Hamam olarak bilinir. Büyük kubbelerinden biri erkeklere diğeri kadınlara ayrılmış bölümü gösterir.