Bugün birçok Batılı demokraside yükselişte olan popülist, sığ milliyetçi, “palyaçovari” siyasetçilerin rol modeli eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi 86 yaşında hayata veda etti; arkasında 86 dava ve 4 bini aşkın duruşma bıraktı. Gaflarıyla meşhur politikacı, medya ve siyasetteki gücü sayesinde bu davalardan hiçbirinden hapis cezası almamayı başarmıştı.
Bugün Batılı ülkelerde Viktor Orbán, Donald Trump gibi birçok politikacı, siyasi tarzlarının ilhamını büyük oranda bir kişiden alıyorlar: İtalya’nın eski başbakanı ve işinsanı Silvio Berlusconi. Geçen ay lösemi nedeniyle 86 yaşında ölen Berlusconi, siyasi zaferlerle olduğu kadar gaflar, davalar ve skandallarla dolu hayatıyla da hepsinin öncülü olmuştu.
Orta hâlli bir ailenin en büyük çocuğu olan Berlusconi, iyi bir eğitim almış, hukuk okumuştu. Üniversitedeyken başladığı emlak danışmanlığı işi ve ardından babasının çalıştığı banka, ona inşaat sektörünün kapılarını açmıştı. Milano’daki dev inşaat projesi “Milano 2”, basının dikkatini çeken ilk işlerindendi. Medya sektörüne ise ilk defa 1972’de, 2 km. çapında bir alana yayın yapan, İtalya’nın ilk özel kanalı Telemilano’yla girdi; 3-4 yıl içinde tüm Lombardiya bölgesine yayın yapmaya başladı. 80’lerde ise başka yerli kanalları da şirketi Mediaset’in bünyesine katarak İtalya’nın görsel medyadaki en büyük oyuncularından oldu. 1986’da futbol kulübü AC Milan’ı satın alarak takımı batmaktan kurtardı ve sonra da onu ligin en büyüklerinden birine dönüştürdü. Medyadaki güçlü konumunun yanında, İtalya’da adı skandallarla anılan Propaganda Due Mason Locası’na üyeliği de ona hem Sağ’dan hem Sol’dan siyasetçilerle içli-dışlı olma imkanı vermişti.
Kaderini tamamen değiştiren hadise ise 1992’deki “Temiz Eller” operasyonu olacaktı. Bu operasyon 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan siyasi partileri silip süpürmüş, kimilerinin “İkinci Cumhuriyet” adını verdiği 1994 seçimleri sonrası dönemde Berlusconi böylece yeni ve güçlü bir aktör olarak öne çıkabilmişti.
Berlusconi’nin siyasete girişi bugün bile tartışmalı bir konu. Medyadaki konumu ona zaten ülke siyasetinde etkili olma imkanı tanımışken, bu adımı atmasını, şirketleri hakkında başlatılan soruşturmaların önüne geçme veya “dokunulmazlık alma” amaçlarına bağlayanlar da var. Hangi amaçla olursa olsun, Berlusconi’nin seçimlerden 4 ay önce kurduğu Forza Italia partisi, medya gücü ve kurduğu ittifaklar sayesinde İtalyan siyasi tarihinde bir partinin aldığı en yüksek oyu almıştı (%21). Seçimlere girmeden önce verdiği medya patronluğundan çekilme sözünü ise açılan davalara rağmen ölene kadar yerine getirmeyecekti.
Berlusconi, 2011’de güvenoyu alamaması üzerine istifa edişine kadar sürdürdüğü üç dönemlik başbakanlığında, gafları, lakayt demeçleriyle popülist “palyaçovari” siyasetçilerin öncüllerinden oldu. Yolsuzluk, cinsel taciz suçlamalarıyla açılan sayısız davadan hapse girmeden sıyrılmayı başardı.
2011 sonrasında başbakanlık koltuğuna bir daha oturamadı belki ama İtalyan siyasetinde ölene kadar söz sahibi olmaya devam etti. Bugünkü İtalyan başbakanı sağ popülist Giorgia Meloni’yi de bulunduğu yere taşıyan onun desteğiydi. Öldüğünde hâlâ şirketlerinin çoğunluk hissesinin sahibi ve İtalya’nın en zengin iş insanlarından biriydi.
Berlusconi ve unutulmaz gafları
2002 AB’nin gayriresmî bir toplantısında fotoğraf çekilirken İspanya Dışişleri Bakanı’nın arkasından “boynuzlanmış” anlamına gelen el hareketini yaptı.
2003 Bir röportajında Mussolini’yi savunmak üzere “Mussolini asla kimseyi öldürmedi. Tatil için insanları sürgüne gönderdi” dedi.
2006 Taraftarlarına seslenirken “Sadece Napolyon benim yaptığımdan daha fazlasını yaptı, ama ben kesinlikle ondan daha uzunum” dedi.
2008 ABD’nin ilk siyah başkanı Barack Obama seçildiğinde onu “yakışıklı, genç ve yanık tenli” diye övdü.
2009 Abruzzo depremi sonrası, çadırlarda yaşayan afetzedelere “Buna bir haftasonu kampı gözüyle bakın” tavsiyesinde bulundu.
2009 “Bunga-bunga” telefon tapesi skandalından sonra “Dün yatak odamın önünde bir sıra vardı. 11 kişi bekliyordu. 8 tanesini yaptım çünkü daha fazlasını yapamazdım; herkese yetişemezsiniz” dedi.
2010 “2. Dünya Savaşı’nda bir Yahudi başka bir Yahudiyi yüksek bir kira karşılığında saklıyormuş ve ona savaşın bittiğini söylememiş” diye fıkra anlattı.