Kasım
sayımız çıktı

Ataerkil zihniyetin tezahürü basmakalıp ve cinsiyetçi dil

İLETİŞİMDE AYRIMCI İFADELER

Kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılık anlamına gelen “cinsiyetçilik” örtük veya açık biçimde günlük hayatımızda var olmaya devam ediyor. Cinsiyete dayalı önyargılar dilimizi, kullandığımız ifadeleri şekillendiriyor. Şiddet dilde doğar, dilde son bulur. Atasözlerinden basın ve medyaya cinsiyetçi dil…

Türkçede baskın eril zih­niyeti yansıtan yüzlerce atasözü ve deyim vardır: “Kadının fendi erkeği yendi; Elinin hamuruyla erkek işine karışma; Kız beşikte, çeyiz sandıkta; Kızını dövmeyen di­zini döver; Atanın sanatı oğula mirastır; Oğlan atadan öğre­nir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi; Oğlan doğuran övünsün, kız doğu­ran dövünsün; Şimdi adama benzedin; Adamlık sende kalsın; Adam yerine koymak; Kadının yeri evidir; Dişi kuş yuvayı yapar; Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet; Kocanın vurduğu yerde gül biter; İyi ipek kendini kırdırmaz, iyi kadın kendini dövdürmez; Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin; Ka­dının saçı uzun, aklı kısadır” vb.

Cinsiyetçilik, kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılıktır. Dilimizdeki cin­siyet ayrımcılığı sözlük mad­delerindeki tanımlarla başlar. Kızlık, cinsel bir obje olarak “bekaret” diye tanımlanırken, erkeklik “erkekçe davranış, yi­ğitlik” ile bağdaştırılır. Yaygın olarak kullanılan “kız almak, kız vermek” fiillerinde, alınan ya da verilen kişinin kadın değil de “kız” olduğunun mesajı verilir. Evlenmemiş kadın için, “kız kurusu, evde kalmış, karta çıkmış” vb. aşağılayıcı sözler sarf edilirken, söz konusu bir erkek ise sıfatın sadece “bekar” olarak seçildiğini görürüz.

Ataerkil sistemin, kadın ve erkeğe dair basmakalıp cinsi­yetçi yargıları vardır. “Kadın”, duygusal, dedikoducu, itaatkar, fedakar, kırılgan, korkak, anla­yışlı, uysal, ağırbaşlı, yumuşak, nazik, pasif, iffetli, bakıma muhtaç olabilirken; “Erkek” ise güçlü, güvenilir, buyurgan, bencil, saldırgan, cesur, sert, başarılı, rekabetçi, kuvvetli, asla ağlamayan, yönetme ve liderlik özellikleri olan kişidir.

kadin_dosyasi_16
Medyada kullanılan dilin, cinsiyetçi ifadelerden arınması için atılan adımlardan biri olan Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi.

Kadın sözcüğünü kullanmak bile toplumda tartışma konu­su yapılabilmektedir. Resmî sözlükte “kadın” sözcüğüne birçok anlam yüklenmiştir, bu anlamlar arasında, “… bu cinsten olup evlenmiş veya bir erkekle beraber olmuş kimse; avrat” yazar. Anlamındaki bu cinsellik çağrışımı nedeniyle “kadın” sözcüğü, kimi çevre­lerce kullanılmak istenmeyen bir sözcüktür. Kadın sözcü­ğünden kaçınan bu çevrelerde, “bayan, hanımefendi, hanım, bacı, yenge, teyze, hanım teyze, abla” kullanılır. Öte yandan kendisini “çağdaş, ilerici” diye tanımlayan bazı yayın kuru­luşlarında bile kurum içindeki kıdemli gazetecileri yayın sırasında takdim ederken, “… abi” veya “… abla” seslenişlerine tanık oluyoruz. Oysa evrensel kamu yayıncılık ilkeleri gereği, spiker ya da sunucuların -ara­larında akrabalık veya dostluk ilişkisi olsa bile- muhataplarına yayın sırasında “abi, abla, yenge, teyze, amca, dayı, oğlum, kızım, canım, -ciğim veya -cığım” diye seslenmeleri kabul edilemez. Bu tür seslenişler, medyada cin­siyetçi dilin yeniden üretilmesi anlamına gelir.

Medyada hâkim olan dili in­celediğimizde, “siyaset adamı, halk adamı, bilim adamı, eylem adamı, iş adamı, devlet adamı, din adamı” nitelemelerinin bu derece yaygın kullanılması, cinsiyetçi ötekileştirmenin boyutunu sergiliyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayet haber­lerinde “gece eğlencesinden dönen kadın, mini etek giymiş genç kız, alkollü kadın” gibi suçu başka gerekçelere dayan­dıran cümlelerle sık karşılaşı­yoruz. Yıllar önce tanınmış bir TV sunucusu kadının, erkek arkadaşının evinde kalp krizi nedeniyle ölümünün ardından, bir köşe yazarının “su testisi, su yolunda kırıldı” yorumuna tanık olmuştuk. Kadın cinayet­lerinin ve tecavüz olaylarının peşi sıra, “dişi yalanmazsa, erkek dolanmaz” ve “dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez” atasöz­lerini de işittik. Mağdur konu­mundaki kadının suçlanması, eril dilin şiddeti meşrulaştır­ma yöntemidir. Oysa kadını görmezden gelen, ötekileştiren, değersizleştiren, aşağılayan cinsiyetçi dile karşı bir duruş benimsemek, her bireyin ortak hedefi olmalıdır.

Medyada kullanılan dilin cinsiyetçi özelliklerden arın­dırılması ve pornografiden kaçınılması, etken cümleler kurulması, dile yerleşmiş cin­siyetçi kalıpların doğru karşı­lıklarının verilmesi gerekir. Bu yönde atılan adımlardan biri, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP Türkiye’nin 3 yıl önce yayımladığı Toplum­sal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi’dir. Bu rehberde, iş adamı veya iş kadını yerine işinsanı; hostes ya da host yerine kabin görevlisi; satıcı adam, satıcı kadın yerine satış temsilcisi; kızlık soyadı yerine evlilik öncesi soyadı vb. öneri­ler sunuldu. Hepimizi kuşatan cinsiyetçi dile karşı, cinsiyetsiz bir başka dil üretmek bizim elimizde. Kadını aynılaştırarak cinsiyetçi kalıba hapsetmek yerine, biricikliğini vurgulayan bir alıntıyla, Tomris Uyar’ın, “Hangi Kadın, Kim?” başlıklı yazısından aktararak bitirelim: “Hemen her öyküsünü başka bir kadına, yani bir bireye adayan Jorge Luis Borges, ‘Kadınlar için ne düşünürsünüz?’ sorusunu şöyle yanıtlıyor: Hangi kadın için?”

kadin_dosyasi_15
Cinsiyetçi dil, basın ve medyada bugün hâlâ yaygın olarak kullanılıyor.

(Yönetici konuşurken)
Bu işi bizim kıza vereceğim. (Y)
Asistanımdan bu işi üstlenmesini rica edeceğim. (D)

(İşyerinde bir hitap olarak)
Kızlar, çocuklar (Y)
Arkadaşlar (D)
Kıvanç da Volkan da tam zamanlı işe sahipler ve Volkan eşine ev işlerinde yardım ediyor. (Y)
Kıvanç da Volkan da tam zamanlı işe sahipler ve ev işlerini paylaşıyorlar. (D)
Zeynep ofisteki kızlarla yemek yedi. (Y)
Zeynep ofisteki kadınlarla yemek yedi. (D)
Kadın şoför kaza yaptı. (Y)
Şoför kaza yaptı. (D)
Araştırmacılar genellikle karılarını ve çocuklarını ihmal ederler. (Y)
Araştırmacılar genellikle eşlerini ve çocuklarını ihmal ederler. (D)
Komitedeki bütün hanımlar alınan kararı destekledi. (Y)
Komitedeki bütün kadınlar alınan kararı destekledi. (D)
Hilal bir meslek kadını. (Y)
Hilal bir profesyonel meslek sahibi. (D)
Türkiye’den bir kadın hekim bir başarıya imza attı. (Y)
Türkiye’den bir hekim başarıya imza attı. (D)

(Kaynak: UNDP Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İletişim Rehberi)