2000’lerin başında kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik kanunlarda değişiklikler yapıldı ve kadın hareketi önemli kazanımlar elde etti. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ne de ilk imza atan ülkeydi. Fakat ne yazık ki bu imzalar ve değişiklikler kadınların hayatına yansımadığı gibi, yaşanan şiddet ve ayrımcılığın bahanesi olarak kullanılmaya da başlandı.