15. yüzyılın sonunda Avrupa’dan çıkıp Afrika’yı dolaşarak Hindistan’a ulaşan “doğu rotası” Portekiz’in kontrolüne verilmişti. İspanya Kralı’nı ikna eden Fernão de Magalhães / Hernando de Magallanes (1480-1521), yani Macellan ise buna bir alternatif sundu: Batıya doğru giderek Baharat Adaları’na (Maluku Adaları) ulaşmak. 20 Eylül 1519’da yola çıkanlar, yine bir Eylül ayında 1522’de İspanya’ya döndüler. Pratik olarak dünyada ilk defa dünya turu yapılmış; ancak filodaki denizcilerin çoğu gibi Macellan da 1521’de öl(dürül)müştü.
1-Antik dönemden beri Dünya’nın yuvarlak-küre biçimde olduğu biliniyordu
Antik Çağ filozofu Aristo’nun ve yine aynı çağın astronomu Eratosthenes’in dünyanın küre şeklinde olduğu tespitleri -istisnalar olmakla beraber- Geç Orta Çağ’a kadar süren, genel olarak kabul edilmiş bir bilgiydi. Sadece Aristo’yu yorumlayan Arap-İslâm dünyasındaki biliminsanları değil, Ortaçağ Hıristiyan Avrupası’ndaki filozoflar, teologlar da Antik Çağ’daki bu bilgiyle hareket ediyor ve çalışıyorlardı. Macellan’ın Ortaçağ’dan beri süregelen dünyanın düz olduğu teorisine karşı bu sefere başladığı mitinin nereden türediği ise günümüz tarihçileri tarafından tespit edilmiştir. Tarihçi Jeffrey Burton Russell, bu mitin üretilmesini Aydınlanma’nın “Karanlık Ortaçağ”dan kopuş düşüncesiyle bağdaştırmaktadır; zira o dönemle ilgili oluşturulan genel kanı, insanlığın birçok anlamda geriye gittiği yönündedir. Bu mitin yayılmasında da ünlü Amerikalı yazar Washington Irving’in Kristof Kolomb’un Hayatı ve Seyahatleri (1828) eseri etkili olmuştur.
“Ortaçağ’da dünyanın düz olduğu kabul ediliyordu” düşüncesi bir efsaneyse de, dünyanın yuvarlak olduğunun fiziksel ispatı ilk defa Macellan ve Elcano’nun yaptığı sefer sayesinde ortaya konmuştur.
2-Macellan dünyanın etrafını dolaşma niyetiyle yola çıkmamıştı
15. yüzyıl başlarında Portekizli denizcilerin başlattığı Keşifler Çağı’nın temel motivasyonu, ticaretin hâkim ve değerli ürünü baharata, özellikle Hindistan’daki baharata ulaşmak ama bunu Akdeniz ve Ortadoğu’yu by-pass ederek yapmaktı. Macellan’ın seferini ünlü yapan, sefer sırasında ona sadık kalan az sayıdaki tayfadan biri olan İtalyan denizci Antonio Pigafetta’dır. Seyahatin kronikini yazan Pigafetta, Macellan’ın ölümünden sonra onu savunmak ve övmek için, dünyanın etrafını dolaşma amacıyla bu yolculuğa çıkıldığını iddia etse de, böyle olmadığı yazılı kaynaklarca sabittir. Dünyanın etrafını dolaşma hedefi ile yola çıkacak ilk kişi ise, 1580’de dünyanın çevresinde tam turu tamamlayan İngiliz Francis Drake değil; 1588’deki seferi gerçekleştiren, yine İngiliz denizci Thomas Cavendish olacaktır.
3-Macellan, Portekiz adına değil, İspanyol sponsorluğunda sefere çıktı
Macellan adı yazılı olarak ilk defa, Hindistan genel valisi Francisco de Almeida yönetimindeki Portekiz-Hint Armadası’nın 1505’teki tayfa listesinde geçmektedir. 1514’e kadar farklı denizaşırı görevlerde (özellikle Güneydoğu Asya’da) ve büyük deniz savaşlarında Portekiz Kralı 1. Manuel’e hizmet ettiği bilinmektedir. Kayıtlara göre kesin olmasa da, Macellan 1514’ten itibaren Avrupa’dan batıya doğru giderek Hindistan’a ulaşmak niyetindeydi. 1515’te başka bir görevi reddetmesi nedeniyle, Portekiz armadasından iyice uzaklaşmıştı. O sıralarda Portekizli kozmograf ve astronom Rui Faleiro ile beraber güncel haritaları incelemeye başladı. 1517’de ise Sevilla’ya yerleşti ve ismini İspanyolca yaparak genç İspanya Kralı 1. Carlos’un tâbiyetine geçti. Baharat Adaları’na yani bugünkü Endonezya’ya bağlı Maluku Adaları’na “batıya doğru giderek” ulaşmak için yapılacak seferi İspanya kralına kabul ettirdi. Tüm bu faaliyetleri nedeniyle Portekiz’de hain olarak adlandırıldı ve ülkeye girmesi yasaklandı.
4-Macellan dünya turunun sonuçlanmasından 1 sene önce öldürüldü
Her ne kadar dünyanın etrafını ilk defa dolaşan kişinin Macellan olduğu söylense de bu doğru değildir; zira kendisi, yolculuğun tamamlanmasından 1 sene önce (1521), bugünkü Filipinler’de yaşanan bir çatışmada öldürüldü.
Yolculuk 20 Eylül 1519’da Sanlucar’dan (de Barrameda) yola çıkan “Maluku Armadası” isimli 5 İspanyol gemisiyle başladı. Sefer boyunca türlü badireler atlatıldı. Güney Amerika’nın güney ucundan geçiş için bir boğaz bulmak amacıyla sığlıklar arasında yapılan seyrüsefer hayli yıpratıcı oldu. Santiago gemisi karaya oturdu; San Antonio gemisi “kaçak” olarak İspanya’ya döndü. Özellikle Macellan’a karşı tayfaların ayaklanması ve bunların ardından kurulan mahkemeler gemilerdeki huzursuzluğu arttırdı. Kendi adını verdiği boğazdan geçen Macellan, o zamana kadar Güney Denizi denilen okyanusun alışılmadık durgunluğundan ötürü burayı Pasifik olarak adlandırdı. Filipinler ve Guam’daki adalara ulaşan Macellan, yerel halkı Hıristiyanlığa davet etti veya zorladı. Bugün Filipinler’e ait olan Mactan Adası’ndaki Lapu-Lapu halkına da İspanyol tabiyetine geçip Hıristiyan olmaları için baskı yaptı. Ayaklanan Lapu-Lapu yerlileri mücadeleyi kazandı ve Macellan da öldürüldü.
Kaptanın ölümünü takip eden kaos sonrası, Juan Sebastian Elcano kumandayı eline aldı. İspanya’dan yola çıkan 277 kişiden 115 kişi kalmıştı. Kalan iki gemi, Elcano’nun kaptanlığında 6 Eylül 1522’de İspanya’ya ulaştı.