Şimdi Abone Olun

Bugünü anlamak için  küçük dev neşriyat: #tarih'te bugün

#tarih’in 13 yıllık arşivinden özel bir seçkiyle günün mühim gelişmeleri, dünyanın ve Türkiye’nin özet gündemi... hap bülten her sabah aynı vakitte e-posta kutunuza gelsin!

 

 

* You will receive the latest news and updates on your favorite celebrities!

Kategori: Genel

Genel

MİLLÎ BURJUVAZİNİN İLK MİMARİ ÖRNEKLERİNDEN

Tarihi Bulgur Palas yeniden kapılarını açıyor

 

İstanbul-Cerrahpaşa semtindeki Bulgur Palas, en az 100 yıllık geçmişiyle yakın mimari tarihimizin ve kent hafızamızın en önemli eserlerinden biri. Binayı yaptıran ilk sahibi, İttihat-Terakki Bolu milletvekili Mehmed Habib Bey. Tahıl ve bulgur ticaretinden servet edinen Habib Bey’in erken ölümü sonrası Osmanlı Bankası’na devredilen yapı, geçen ay İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alındı. Bilgi-belge merkezi, arşiv, kütüphane, sergi salonu ve kafe olarak hizmet verecek.

 
Genel

Gönüllü ittifaktan zorunlu ittifaka

Ortak düşmana karşı aynı saflarda

 

Türkiye-İsrail ilişkileri ne zaman gerilse, siyasetçilerimiz tarihsel bir minnet borcundan sözeder. Bu bir minnet borcu değil, ortak düşmana karşı bir ittifaktır. Önce Yahudi fobisi Müslüman nefretiyle yarışan Hıristiyan dünyasına, sonra da Avrupa’nın en antisemit ülkesi Rusya’ya karşı. Bu süreçte, sadece Osmanlı uyruğu Yahudiler değil, Avrupalı Yahudiler de sık sık Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldı, hatta “Osmanlı casusu” olmakla suçlandılar.

 
Genel

SARHOŞ KUSTURMA UYGULAMASI!

İçkiyle kendinden geçme validen iğneyi yeme!

 

50’li yılların İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, şehirde akşam-gece saatlerinde içki içen ve çevreye rahatsızlık veren kişilerle ilgili ilginç bir uygulama başlatmıştı. Bunlar gözaltına alındıktan sonra hastaneye götürülüyor, iğne vurularak kusturuluyor ve serbest bırakılıyordu. Hukuka aykırı bulunan uygulama, gazetelerde tartışma başlatmış ve ilginç haberler yayımlanmıştı.

 
Yakın Tarih

12 EYLÜL: 40 YILLIK TRAJEDİ

Türkiye’yi kötürüm bırakan darbe

 

Darbeler tarihi içinde 12 Eylül, dünyanın çok kritik bir döneminde gerçekleşen, ordunun emir komuta zinciri içinde toplumun kılcal damarlarına kadar müdahale ettiği tek darbedir. 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 700 bin kişi fişlenmiş, 210 bin dava açılmış, 230 bin kişi askerî mahkemelerde yargılanmış, 14 bin kişi yurttaşlıktan atılmış, 171 kişi işkencede ölmüş, 7 bin kişi için idam istenmiş, 500’ü aşkın kişiye idam cezası verilmiş, 50 kişi idam edilmiştir.

 
Albüm

SUNAY AKIN'LA İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ'NDE

Gündelik hayatın oyuncaklı tarihi

 

Oyuncak, hayatın bir izdüşümü. Modadan mimariye, savaşlardan uzayın fethine, görmesini bilen gözlerin oyuncaklar üzerinden okuyabileceği koca bir dünya tarihi var. Sunay Akın, 2005’te Göztepe’de ailesinden yadigar köşkte açtığı İstanbul Oyuncak Müzesi’nde tam da bu tarihi anlatıyor. Sonunda çocukların hayal dünyalarını geliştirmekle onları oyalamak arasında yapılan seçimin etkisi de açığa çıkıyor. Çocuk oyunları hemen her zaman yarına dair bir kehaneti içinde barındırıyor.

 
Yakın Tarih

İNGİLİZ ZEHİRİ, ÇİN İPEĞİNE KARŞI (1839-1860)

Afyon Savaşları: Uyuştur ve yönet, sınırsız kâr et

 

19. yüzyılda Britanya İmparatorluğu sömürgesi Hindistan'da ürettiği afyonu Çin'e satarak, bu ülkeye karşı çay, porselen ve ipek ithalatıyla verdiği dev dış ticaret açığını kapatmak istiyordu. Afyon alışverişini serbest bıraktırmak için çareyi önce tehditle yıldırma taktiklerinde arayan İngilizler sonunda silaha sarılacak, Uzak Asya 19. yüzyıl ortasında Afyon Savaşları'yla karışacaktı… Fransız yazar ve şair Victor Hugo "Bir gün iki eşkıya Yazlık Saray'a girdi. Biri yağmaladı, öbürü yaktı… Tarih önünde iki eşkıyadan birinin adı Fransa, diğerinin adı İngiltere'dir" diyecekti.

 
Genel

‘ASAR-I ATİKA’NIN İDEOLOJİK TARİHİ

Osmanlıların arkeoloji kavgası

 

Eski eserler (Âsâr-ı atîka) ile ilgili ilk nizamname 1869’da çıktı, aynı yıl Müze-i Hümayun resmen kuruldu. Osmanlı Devleti’nin, genel modernleşme projesinin bir parçası olarak eski eserlerin çıkarılması, korunması, sergilenmesi için attığı adımlar, Batılı bilim çevrelerinde rahatsızlığa yol açtı. Türkiye arkeoloji tarihinin bir yönü de, topraklarındaki eski uygarlıklara ait kalıntıların Türklerin “hakkı” olmadığını ileri sürenlerle yaşanan bu gerilimli ilişkilerdi.