Günümüzde artık uzay araştırmaları ABD ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu birçok devletin işbirliğiyle yürütülüyor. Oysa yarışın başladığı 50’li yıllardan Soğuk Savaş’ın bitimine kadar geçen dönemde, yakın uzayımız hiç de sakin bir yer değildi.
Uzay araştırmalarının öncüsü Sovyetler Birliği’dir. SSCB uzay çalışmalarında elde ettiği başarıları kendi sosyal sisteminin kapitalist sistem karşısındaki üstünlüğünün göstergesi kabul ediyor, girişimlerini sınırlı imkanlarını zorlayarak sürdürüyordu. ABD ise uzay teknolojisinde liderliğin kendisinde olduğuna inanıyor, Sovyetler Birliği’nden bu alanda geride kalmayı bir prestij sorunu olarak görüyordu. Ancak Sovyetler Birliği’nin 4 Ekim 1957’de Sputnik 1 uydusunu uzaya göndermesiyle ABD’nin kendine güveni sarsıldı. Amerika, çözümü uzay araştırmalarını hızlandırmakta buldu. Uzay yarışı başlamıştı.
Sputnik 1’in uzaya çıkışından bir ay sonra, 4 Kasım 1957’de SSCB Laika isminde bir köpeği Sputnik 2’yle uzaya yollandı. Laika canlı dönemedi ama onun uzay yolculuğu, daha sonraki insanlı seyahatler için bilgi ve cesaret kaynağı oldu.
Sputnik 2’nin gönderilmesindenden bir ay kadar sonra, 6 Aralık 1957’de ABD’nin deneme amaçlı Vanguard uydusu, ateşleme sırasında dünya basınının gözü önünde infilak etti. ABD, uzay yarışında geride kalıyordu.
12 Nisan 1961’de, kozmonot Yuri Gagarin, Vostok 1’le uzaya giden ilk insan oldu. Vostok 1, dünyanın etrafında sadece 1 saat 48 dakika süren bir tur attı fakat bu uçuş bilim ve teknoloji tarihinin en önemli dönüm noktalarındandı. Gagarin, bir anda dünyanın en ünlü insanı olmuştu.
Başkan Kennedy, Sovyetler Birliği’ne prestij kazandıran bu tarihsel olayın ardından ABD’nin on yıla kalmadan Ay’a insan göndereceğini açıkladı. Gagarin’in uzay yolculuğundan yalnızca 23 gün sonra, ABD’li astronot Alan Shepard 185 km yükseklikte 15 dakikalık bir uçuş gerçekleştirdi. Shepard, uzaya çıkan ikinci insan ve ABD’li ilk astronot olmuştu. ABD’li John Glenn ise, 10 Şubat 1962’de, dünya yörüngesine giren ilk Amerikalı olacaktı.
1963’te Sovyetler yarışı yeni bir kulvara taşıdı: Valentina Tereşkova, Vostok 6 ile, uzaya giden ilk kadın oldu. SSCB karşı hamlelerine devam etti: 1965’te kozmonot Aleksey Leonov, bir kabloya bağlı olarak uzay aracından 15 metre kadar uzaklaştı. Leonov, böylece uzayda yürüyen ilk insan ünvanını kazandı.
Sırada Amerikalıların ilk insanlı uydu projesi Gemini vardı. Gemini projesiyle Amerikalı astronotlar da uzay yürüyüşünü gerçekleştirdiler, Ay’a yolculuk için önemli deneyim kazandılar. Ancak 1967’de ABD uzay programı ilk trajedisiyle karşılaştı. Astronotlar Grissom, White ve Chafee; Apollo 1’in içinde çıkan yangında öldüler. Bu kaza Apollo Ay’a seyahat projesinin bir yıl gecikmesine neden oldu. Bu sırada Sovyet programı da rötar yapacaktı. Kozmonot Vladimir Komarov, Soyuz uzay aracıyla yaptığı seyahatten dönüşü sırasında aracın yüzeye çarpmasıyla hayatını kaybetti.
Bir yıl kadar sonra, ABD Ay’a insan göndererek tarihsel bir adım attı. Apollo 8, 9 ve 10 uzay araçlarının 1968 ve 1969’daki hazırlık uçuşlarından sonra nihayet 17 Temmuz 1969’da üç ABD’li astronot, Apollo 11 ile Ay’a doğru hareket etti. Üç gün sonra Apollo’nun kumanda modülü, Ay’ın etrafında dönmeye başlamıştı. Michael Collins bu modülde kalırken, Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay modülüyle dünyanın uydusuna indiler. 20 Temmuz’da Neil Armstrong, Ay yüzeyine ayak basan ilk insan olarak tarihe geçti.
Sovyetler Birliği Ay’a astronot gönderemedi. Fakat 1971’de, ilk uzay istasyonu Salyut 1’i uzaya yollamayı başardı. İzleyen yıllarda, Sovyet uzay aracı MİR, 1986-1999 arasında uzayda 13 yıldan fazla kaldı ve bu süre içinde dünya yörüngesinde 76 000’den fazla dönüş yaptı. Kozmonot Valery Polyakov, uzay aracında kesintisiz olarak 437 gün kaldı. ABD ise, 1973’te Skylab’i uzaya gönderdi.
ABD-SSCB arasındaki uzay yarışı, 1970’li yılların sonunda yavaşladı. Rekabet çok büyük servetlere mal oluyordu. Ölümlü kazalar da insanlı uzay yolculuklarını azalttı. İnsanlı uzay araçlarının dünyaya geri dönme zorunluluğu da mali ve teknolojik bakımdan büyük sorun yaratıyordu. Bu nedenle insansız uzay araçları tercih edilmeye başlandı. Ayrıca Soğuk Savaş’ın bitmesiyle, hem ABD ile Rusya, hem de Fransa, Japonya gibi yüksek teknolojiye sahip ülkeler ortak uzay projeleri geliştirmeye başladılar.
İLK UYDU SPUTNIK 1’İN UZAYA GÖNDERİLİŞİ – 60. YIL
FEZA FATİHLERİNİN AMANSIZ KAPIŞMASI
Uzay araştırmaları ve yolculukları, insanlığın 20. yüzyılın ikinci yarısındaki büyük atılımları ve başarıları arasındadır. Bu başarılar, birbiriyle her alanda kıyasıya mücadele eden iki süper devlet arasında sert bir rekabete konu olmuşsa da, sonuçta bu dönemde edinilen bilgiler ve kazanılan deneyimler, artık insanlığın ortak tarihsel mirası durumuna gelmiştir. ABD ve Sovyetler Birliği arasında Soğuk Savaş döneminde gerçekleştirilen “fezayı fetih” çalışmaları, bilimin ve teknolojinin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Yakın geçmişte yaşanan büyük kapışmanın “ilk”leri ve uzay yarışının kısa tarihi…