Kasım
sayımız çıktı

Kleopatra: Siyahla beyaz melekle şeytan arasında

EFSANE MISIR KRALİÇESİ EKRANLARDA

Kleopatra’nın siyah bir oyuncu tarafından canlandırılmasıyla gündeme gelen Netflix belgesel draması “Afrika Kraliçeleri: Kleopatra”, özellikle Mısır’da daha büyük bir tartışmanın kapısını açtı. Belgesel, kraliçenin baştan çıkaran tehlikeli bir kadın ya da aşktan gözü kararmış bir kurban olarak çizilen portresini de yeniden yorumluyor.

Dört bölümden oluşan Netflix belgesel drama­sı “Afrika Kraliçeleri: Kleopatra”, daha fragmanının yüklenmesiyle Mısır’da kıya­meti koparttı. Başrolünü İngiliz oyuncu Adele James’in üstlen­diği mini dizide kraliçenin bir siyah tarafından canlandırıl­ması büyük tepki uyandırdı. Mı­sırlı bir avukat, bir başsavcıyla birlikte platformun kapatılması talebiyle dava açarken; 2011’de 3 ay boyunca Kültür İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak da görev yapan Mısır arkeolojisi uzmanı Zavi Havas, belgeseli “Kleopatra Yunandı, açık ten­liydi, siyah değildi” sözleriyle yalanladı.

Dizinin yönetmeni Tina Gha­ravi ise Variety’de yayımlanan yazısında “Neden bazı insanlar Kleopatra’nın beyaz olmasını istiyor? Belki de sorun yalnızca Kleopatra’nın dizide siyah bir oyuncu tarafından canlandı­rılmasında değil, Mısırlılara kendilerini Afrikalı olarak görüp görmediklerini sormamda. Bu yüzden bana öfkeliler” sözleriyle oyuncu seçimini savundu. Diğer yandan Netflix’in tarihi çarpıt­tığını ileri süren Mısırlılar buna cevap olarak kendi Kleopatra belgesellerini çekeceklerini duyurdular. Devlete bağlı United Media Services’in kanalı Al Wathaeqya “azami seviyede” araştırmaya dayanan yeni bir belgeselin yapımına başladığını açıkladı.

Kleopatra’nın kahverengi teni ve kıvırcık saçlarının yarattığı tartışma dışında dizi, MÖ 51-30 arasında hüküm sürmüş 7. Kle­opatra’nın yaşamını, stratejik zekasını ve mirasını konu alıyor. “African Queens” (Afrikalı Krali­çeler) serisinin ikinci sezonunda yayımlanan dizinin yapımcısı ve anlatıcısı Jada Pinkett Smith. Dizinin yine Netflix’te izlene­bilen birinci sezonu Ndongo ve Matamba kraliçesi Njinga’yı konu alıyor.

resim_2024-09-01_154637159
MÖ 30’da ölen Kleopatra, Mısır’ın son firavunuydu. Ölümünün ardından Mısır, Roma İmparatorluğu’nun bir parçası hâline geldi. Kraliçenin mezarının nerede olduğu bilinmiyor.

Tarihî olayların Adele James, Craig Russell, John Partridge ve Andira Crichlow tarafından canlandırıldığı “Queen Cleopat­ra”da Prof. Shelly P. Haley, Nübye Arkeolojisi ve Eski Mısır uzmanı Debora Heard, yazar Islam Issa ve Sally Ann Ashton, Eski Mısır Bilimcisi Colleen Parnell ve Antik Akdeniz arkeoloji uzma­nı Jacquelyn Williamson, ünlü hükümdarın hayatı hakkında bilgileri paylaşıyorlar.

Dizi, Kleopatra’nın babası 12. Batlamyus’un ölümüyle başlıyor. “Isis ve Osiris’in yeniden vücut bulmuş hâli” olan Kleopatra’nın, erkek kardeşi 13. Batlamyus ile evlenerek tahta çıkmasıy­la devam ediyor. Mısır çifte hükümdar ile yönetiliyor; bir tür eş başkanlık… Kardeşlerin evlenmesi ise normal kabul edi­liyor; iktidara tehdit oluşturan kardeşlerin icabına bakmak da öyle. Mısır’ın son firavununun hayatındaki tüm önemli hadise­ler; Jül Sezar (John Partridge) ile geçirdiği yıllar; Marcus Anto­nius (Craig Russell) ile ilişkisi; Aktium Muharebesi; Octavian’ın Roma İmparatoru olması da dizide işleniyor.

Kleopatra hem Tanrı hem de hükümdar konumunda. Çok iyi eğitimli bir diplomat ve strate­jist. Halıya sarılarak gizlice Se­zar’ın sarayına girmesini dizide de görüyoruz ama, bu Elizabeth Taylor’ınki gibi bir sahne değil. Kleopatra’nın gönül ilişkileri Roma’yla kurduğu politik ve stratejik ittifakların bir uzantısı aslında. Doğurduğu çocuklar da (Sezar’dan Ceaserian ve Marcus Antonius’tan üç çocuk) geleceğini garanti altına almak istemesinin sonuçları.

Mısır çifte liderle yönetilen bir ülkeyken Roma erkekler tarafından yönetilen bir cum­huriyet. Kleopatra hem yabancı hem de kadın bir hükümdar sıfatıyla Romalıların alışık ol­duğundan çok farklı bir portre çiziyor. Sezar’ın da danışmak­tan, konuşmaktan hoşlandığı bir insan. Roma’nın ilk kütüp­hanesini yaptırmaya ve Jülyen Takvimi’ni kullanmaya karar vermesi hep bu karşılıklı fikir alışverişlerinden kaynakla­nıyor. Ancak Kleopatra, başta Cicero olmak üzere bol miktar­da düşman da ediniyor.

resim_2024-09-01_154641385
Belgeselden daha çok drama kategorisinde değerlendirilen dizi, seyircilerden yüksek puan alamadı.

General Antonius ile arasın­da gelişen ve “büyük aşk” olarak anlatılan hikayeye gelince… Aslında ortada o denli romantik bir ilişki yok. Daha çok askerî ve ekonomik bir ortaklık sözkonu­su. Ancak koşullar denk gelince biraraya geliyorlar. Hatta Anto­nius, Kleopatra’nın ikizlerinin doğumu ardından Octavian’ın kızkardeşi ile evleniyor ve 3 yıl ortalarda görünmüyor! Bunun üzerine Kleopatra ne yapıyor? Diplomatik evliliklerin ne demek olduğunu bildiğinden, oturup Marcus’un arkasından ağlamıyor tabii. İhracatı, eko­nomiyi güçlendiriyor; ülkesini zenginleştiriyor. Marcus ise ne zaman onun servetine ihtiya­cı olduğunu anlıyor, o zaman kraliçeyle tekrar görüşmek için elinden geleni yapıyor; bunun sonucunda yeniden Antakya’da buluşuyorlar. Yaklaşık 1 yıl bu­rada kalan ikili, sadece birlikte çok iyi vakit geçirmiyor aynı zamanda sıkı bir pazarlık da yapıyor. Kleopatra için çocuk­larının resmen kabul edilmesi, komutanlarına bazı bölgelerin verilmesi, böylece Mısır toprak­larının gelişmesi elzem. Ve işte tüm bunlar hep müzakereyle yürüyor.

resim_2024-09-01_154645430
Tartışmaların göbeğinde dizinin başrolünü üstlenen Adele James var.

“Queen Cleopatra” bir otu­ruşta izleniyor. Ayrıca bugüne kadar pek üzerinde konuşulma­yan konulara da değiniyor. Kra­liçenin kız kardeşi ve düşmanı Arsinoe (Andira Crichlow) ile ilişkisi veya Kleopatra’nın kızı 2. Selene’nin annesinin anısını yaşatmaya çalışarak Numidya (bugünkü Cezayir), Moritanya ve Sirenayka kraliçesi olması gibi…

Büyük tartışma yaratan ten rengi meselesine gelince… Batlamyus Hanedanı’nın men­subu, Makedon-Yunan kökenli kraliçenin annesinin kim oldu­ğu bilinmeden, onun mutlaka beyaz olması gerektiğinde ısrar etmek biraz tuhaf.