Kasım
sayımız çıktı

20. yüzyılı tetikleyen 21. yüzyılı itekleyen filozof

Günümüzde felsefeyle ilgili olan-olmayan herkes tarafından en çok atıf yapılan filozoflardan Friedrich Wilhelm Nietzsche, yaşadığı dönemdeki değişimlere tepki gösterdiği eserleri, cümleleriyle özellikle post-modernist dönemin yolunu açmıştı. Ömrünün çoğunu sağlığından yoksun şekilde geçiren Nietzsche, 25 Ağustos 1900’de bir dizi hastalıktan sonra öldü. Gerçekler ve yakıştırmalar…

Kant sonrası dönemin en önemli filozoflarından Nietzsche (1844-1900), yaşadığı dönemde ve sonrasında çokça tartışılmış ve genellikle yanlış anlaşılmış bir düşünürdü. Basel Üniversitesi’nde klasik filoloji kürsüsüne atanmış en genç (24 yaşında) öğretim üyesi olduktan sonra, zamanının önde gelen kültür adamları ve entelektüelleriyle temas etmeye başladı. Özellikle Wagner’le dostluk (düşmanlık) ve düşünsel ilişkisi olacak, Schopenhauer’in eserlerinin etkisini hissedecekti. Katıldığı 1870-71 Fransa-Prusya Savaşı ise hem onun hayata bakışını değiştirecek hem de sağlık sorunlarının başlangıcı olacaktı. 1889’de başlayan zihinsel ve fiziksel çöküşünden sonra tedavi edilmeye çalışılsa da, 1900 yılına kadar yaşadığı süre içerisinde annesinin ve kız kardeşinin refakatinde hayatını geçirdi.

En büyük filozoflardan biriydi ama sistematik bir felsefesi yoktu

Nietzsche, moderniteyle ortaya çıkan/çıkmakta olan siyasi ve bireysel/sosyal kavramları irde­lerken din (Hıristiyanlık), Tanrı ve Sokrates/Platoncu felsefeye ağır eleştiriler yöneltti. Yeni or­taya çıkarttığı veya geliştirdiği kavram ve konseptler günümüz­de hâlâ felsefenin önemli tartış­ma alanlarından olmakla bera­ber, Nietzsche’nin eserlerinde sistematik bir yapı ve felsefe bu­lunmuyordu. Yazılarının çoğu, fragmanlar halinde metafor ve ironilerle dolu aforizmalardan oluşuyor; klasik kompozisyon bütünlüğü olmayan bir eserinde vurguladığı bir kavram, hemen sonraki eserinde hiç kullanılmı­yordu. Kimi zaman da hor görüp aşağıladığı bir düşünceyi ve o düşüncenin ete-kemiğe bürün­müş hâli olarak tasvir ettiği kişi­yi, başka bir yerde daha olumlu bir şekilde anıyordu.

Hitler’in bakışı Hitler, Nietzsche’yi nasyonal sosyalizmin ideologlarından biri olarak sunmaktaydı. Nietzsche Arşivi’ndeki büste bakarken…

“Tanrı öldü”

Nietzsche’nin en çok alıntılanan ifadelerin­den olan “Tanrı öldü”, onun Ne­şeli Bilim adlı eserinde, daha sonra da Zerdüşt Böyle Buyur­du’da geçer. Nietzsche burada bir gözlemini dile getirir. Doğa ve tarih bilimlerinde büyük atı­lımlar sonucu Hıristiyan kül­türü ve inancının değerlerinin çöktüğünü ve Aydınlanma’yla beraber başka bir dönemin baş­ladığını söyler: “Tanrı öldü”ğü­ne göre “tüm değerlerin yeni­den değerlendirilmesi” gerekir ve bunun yerine kendi değer­lerini oluşturan “üstinsan” gel­melidir.

Nihilist değildi. Ölümü/öteki dünyayı değil yaşamı olumladı

Rus romancı Turgenyev’in or­taya attığı Nihilizm (Hiççilik) o dönemde henüz ortaya çıkmış ve Nietzsche’nin dikkatini çekmiş­ti. Yahudi-Hıristiyan kültürünün çöktüğünü iddia eden Nietzsche, yaşamı/yaşamayı olumsuzlama­nın tam tersine yeni “üstinsan” hedefine ulaşmak için hayatı olumlamıştı. “Bengi dönüş” kav­ramıyla aynının tekrarını değil, olumlananın geri dönüşünü vur­guladı. Neredeyse tüm eserlerin­de, Yahudi-Hıristiyan ve Platon­cu düşünce yapısının öbür/öte­ki dünyayı olumlayan, yaşanılan hayatı ise küçük gören anlayışı­na karşı çıktı; ancak hiçbir za­man dünyayı anlamsız göre bir nihilist de olmadı. Hayatı, bir­birine bağlı “güç istenci”, “bengi dönüş” ve “üstinsan” konseptle­riyle yeniden anlamlandırmış ve olumlamıştır.

Ölümden 1 yıl önce Nietzsche Karl Bauer tarafından yapılan 1899 tarihli bu taşbaskıda Nietzsche ölümünden 1 yıl önce görülüyor. O dönemde ölüm nedeni için ilerlemiş frengi dense de bugün doktorlar beyin kanserinden ölmüş olabileceğini söylüyor.

Nasyonal sosyalizmin kurucu ideologlarından biri olmadı

Nietzsche insanları eşit gören, refah toplumunu/halkın ra­hatlığını hedefleyen ve zayı­fı kollayan demokrasi-sosya­lizm kavramlarına karşı çıktı. Ona göre yüceltilmesi gereken karakterler, “üstinsan”a örnek olarak gördüğü Alkibiades, Ce­sare Borgia ve Napoléon gibi fi­gürlerdi. “Güç istenci”, “efendi/ köle ahlakı” ve “üstinsan”, nas­yonal sosyalizme ilham veren konseptler olarak gözükse de Nietzsche ırksal bir üstünlük ve hatta Alman ırkının üstünlüğü ile ilgili bir vurgu yapmadı. Öje­nizmi ise bir ırk özelinde değil genel insanlık için daha sağlıklı, zeki bir soy için gerekli gördü. Onun nasyonal sosyalizmin fikir babası veya ilham kaynağı ola­rak gösterilmesi, ablası Elisa­beth Nietzsche’nin anti-semit bir Alman ırkçısı olan Bernhard Förster ile evlenmesiyle doğru­dan ilgilidir. Zira Nietzsche’nin zihinsel olarak çöktüğü dönem­de ve özellikle ölümünden son­ra onun eserleri ve elyazmala­rı, bir Alman ırkçısına dönüşen ablasının kontrolündeydi. Ünlü Nietzsche Arşivi’ni kontrol eden Elisabeth Förster-Nietzsche, onun eserlerine çeşitli ekleme­ler yaparak, uydurduğu fikirle­ri ağabeyine atfederek Nietzsc­he’yi Hitler Almanya’sına ilham veren ideologlardan biri olarak gösterdi. Halbuki Nietzsche, ablası ve eniştesi 1887’de Para­guay’da “Nueva Germania”yı Aryan ırk için kurmak için gitti­ğinde onlarla hayli alay etmişti. 2. Dünya Savaşı sonrası, özellik­le Doğu Bloku ülkelerinde onun Nazilere ilham verdiği yakıştır­ması yapılsa da, filozof Walter Kaufman bunun haksız olduğu konusunda birçok çalışma yap­mış ve eser yayımlamıştır.

1869’da henüz gençlik
yıllarındaki Nietzsche…

Nietzsche ve kadın düşmanlığı

Nietzsche özel haya­tında Lou Andreas-Sa­lomé gibi özel kadınlarla yakın­lık kurdu. Yine Wagner’in genç eşi Cosima, sık görüşüp mek­tuplaştığı bir arkadaşıydı. Felse­fi görüşlerinde dönemin erkek egemen bakışına sahip olsa da aforzimalarında kimi zaman ka­dınları küçük görüyor kimi za­man ise onları yüceltiyordu.

Frengiden ölmedi

1889’da kaldırıldığı İsviçre’deki klinikte, Nietzsche’ye ilerlemiş frengi teş­hisi konuldu. Gençken gittiği ge­nelevlerden kaptığı zannedilen frenginin sağlığına ciddi dere­cede zarar verdiği düşünülse de bugün çok büyük olasılıkla beyin kanserinden öldüğü düşünülü­yor. Zira yazım şekli, yüz ifadele­ri ve konuşmasıyla ilgili hatıralar frengi ile ilgili belirtiler göster­mediği gibi; o dönemde ilerlemiş frengi teşhisi konmuş birinin 11 yıl yaşamış olması neredey­se imkansızdı. Bugün hekimler, Nietzsche’deki bu çöküşün ve ardından gelen felçlerle ölümün bir beyin kanseri sonucu olabile­ceği görüşünde.