Kasım
sayımız çıktı

Fransa Bisiklet Turu: Dünyanın en zor yarışı

SADECE 22 YAŞINDA, DÜNYA BİSİKLETİNİN ZİRVESİNDE: TADEJ POGAČAR’IN BÜYÜK BAŞARISI

Bu yılki Fransa Bisiklet Turu’nda, en yakın rakibine 5 dakika 20 saniye gibi Tur tarihinde nadir görülen bir fark atan Sloven sporcu Pogačar; bu kadar genç yaşta bu denli büyük ve istikrarlı bir başarıya imza atan ilk bisikletçi. Pogačar, şimdiden “yaşarken efsane” olmaya adım atmış gibi duruyor. Dünden bugüne Tur’u “sallayan” büyük isimler ve başarıları…

Bisiklet, kocaman bir çember. Sınırsız, son­suz bir girdap. Büyük turlar ise, hayatında pedal çevirmemişlerin bile yer yer tutkuyla takip ettiği bir deli­lik. İşte onların şahikâsı için vakti zamanında bir dağ eta­bında açılan pankart her şe­yi anlatıyor: “Bizim virüsü­müz, Fransa Bisiklet Turu”.

Milyonları saatlerce ek­ran başına mıhlayan, 10 bin­lerce kişinin yerinde takip ettiği bir çılgınlık Fransa Bisiklet Turu; nâm-ı diğer “Tur”. 23 günde 21 etap, ka­tedilen kilometreler… Şüp­hesiz her yarış birçok öykü barındırıyor. Ancak geçen ayki, belki de tarihteki en unutulmaz yarıştı.

Bu yılki Fransa Bisiklet Turu’nu, geçen yıl olduğu gi­bi 22 yaşındaki Sloven bisik­letçi Tadej Pogačar kazan­dı. Ancak bu öyle sıradan bir başarı değil. Bu kadar genç yaşta bir sporcunun, ustalık seviyesi 30’lu yaşlarda olan bu spor dalında bu denli bir istikrarlı bir başarı göster­mesi; üstelik genel klasman­da ikinci olan en yakın ta­kipçisi Danimarkalı Jonas Vingegaard’a attığı 5 dakika 20 saniyelik fark, Fransa Bi­siklet Turu için olağanüstü bir fark.

22 yaşında, şimdiden efsane


Bu yılın Fransa Bisiklet Turu’nu geçen yıl olduğu gibi 22 yaşındaki Sloven bisikletçi Tadej Pogačar kazandı. En yakın rakibine attığı 5 dakika 20 saniyelik fark, Tur için olağanüstü bir fark.

Pogačar ayrıca “Dağların kralı” adı verilen tırmanma klasmanında ve 26 yaş altı için oluşturulan “En iyi genç bisikletçi” klasmanında da birinci oldu.

Mucize bisikletçi Tadej Pogačar, müthiş bir zama­na karşı etaba imzasını atıp vatandaşı Primož Roglič’i geçerek zafere ulaştığında henüz 21’indeydi. 1904’te 20 yaşını doldurmadan birinci olan Henri Cornet’den sonra tarihin en genç ikinci şam­piyonu olan Sloven sporcu, bir değil üç ayrı klasmanda zirvede yer almıştı. “Genel klasman”, “Dağların kra­lı” ve “En iyi genç bisiklet­çi” olarak taçlanan delikan­lı, güle oynaya mutlu sona ulaşmıştı.

Geçen sene olduğu gi­bi bu sene de üç klasman­da bileği bükülmeyen “Pogi” lakaplı Pogačar için atılan “Klasman dışı” (Hors caté­gorie) manşeti birçok şeyi özetliyor. Tarihte üç haftalık bu zorlu maratonu beşer de­fa kazanan tam 4 bisikletçi bulunuyor: Jacques Anqu­etil, Eddy Merckx, Bernard Hinault ve Miguel Indurain. “Yamyam” lakaplı Belçikalı efsane Merckx (76 yaşında), bisikletin yeni “yamyam”ını bulduğunu ve Pogačar’a bir şey olmazsa, Tur’u en çok onun kazanacağını söylüyor.

2021 Fransa Bisiklet Tu­ru’nun diğer unutulmazları­na gelince… 1969’da tarihin en etkileyici performansını göstererek en yakın rakibine neredeyse 18 dakika fark atan Merckx’in bir rekoru, yarım yüzyıl sonra egale edilebil­di. 36 yaşındaki İngiliz Mark Cavendish, dört etap kazana­rak kariyerindeki toplam 34. etap zaferine ulaştı. Sene­ye rekorun tek başına sahibi olabilir mi bilinmez; fakat 27 yaşındaki başka bir Belçikalı akıllara durgunluk verdi. Bi­sikletin en zorlu dağ etapla­rından Mont Ventoux’yu ka­zanan Wout van Aert, ayrıca hem son “zamana karşı” eta­bını, hem de Paris’in göbeğin­de biten son etabı aldı. Ayrı fiziksel özelliklerin de be­lirlediği, ayrı uzmanlıkların keskinleştiği modern zaman­larda böyle bir şey imkansız gibi görünüyordu. Merckx ve Hinault’dan yıllar sonra bunu tekrarlayan van Aert da gelecek için umutlandırıyor.

Şüphesiz bu yıl yapılan 108. or­ganizasyonun en büyük güzel­liklerinden biri, genel klasman­da ilk sırada bulunan sporcu­nun giydiği sarı mayoyu 6 etap boyunca taşıyan Mathieu van der Poel’du. 26 yaşındaki Hol­landalı sporcu, “dededen bisik­letçi”. Babası Adri, Fransa’da iki etap kazansa da, dedesi bisikle­tin efsanelerinden biri, görkem­li kaybedenlerin en görkemlisi. Kariyerinin başında Anquetil, ortalarında da Merckx ile çe­kiştiğinden hiç zafere ulaşama­yan efsane bisikletçi Raymond Poulidor, 1 gün bile sarı mayo giyemediği kariyerinde genel klasmanda 3 kez ikinci, 5 defa da üçüncü olmuştu. Tarihte en fazla kürsüye çıkan oydu. Bir dönem Brigitte Bardot’dan da­ha fazla mektup alan Poulidor, 2019’un sonunda hayata veda etti. İşte onun torunu, bu sene katıldığı ilk Tur’da 6 gün boyun­ca sarı mayoyu taşıdı!

21 günde devr-i Fransa Fransa Bisiklet Turu’nu izlemenin şüphesiz en hoş taraflarından biri Fransa’nın doğal ve tarihî güzelliklerine şahitlik etmek. 2021’in son etabında mucize bisikletçi Tadej Pogacar, Paris’teki Arc de Triomphe’un önünden geçiyor (üstte).

19. yüzyıldan bugüne

Fransa’da bisiklet, 19. yüzyılda büyük bir tutku halini almış­tı. 28 Nisan 1893’te getirilen 10 Franklık bisiklet vergisini ödeyen 138 bin kişi vardı. Kısa süre sonra bu vergi 6 Frank’a düşürülüyor, kayıtlı bisiklet sayısı 1900’de 1 milyona ula­şıyordu.

Fransa Bisiklet Turu’n­da pedallar ilk defa 1 Temmuz 1903’te dönmüştü. Katılan 60 sporcunun çoğu yarışı tamam­layamazken, toplam 2.428 ki­lometreden oluşan 6 etabın sonunda 19 Temmuz’da gülen Maurice Garin tarihe geçmiş­ti. Selede 94 saatten fazla ge­çiren bisikletçi, o günün para­sıyla yaklaşık 6 bin Frank ka­zanmıştı.

Yarışın en içaçıcı karelerinden biri ise ayçiçeği tarlalarının arasından geçen bisikletçilerdi.

Tarihçilere göre ülkede ve dünyada birçok insan, Fran­sa’nın coğrafyasını düzenli yapılan bu yarış haberleriyle öğrenecekti. Dünya Savaşları haricinde sürekli yapılan Tur, zamanla modern hâlini aldı. 1905’te etaplar gün içinde ya­pılmaya başlanmış, tırmanış­lar eklenmişti. Günümüzün ikonik dağ etaplarına evsa­hipliği yapan Pireneler 1910, Alpler ise 1911’te yarışa dahil edildi. Mesafeler kısaltılıyor, mekanik problemlerde yar­dım almaya izin veriliyordu.

Tur’un emekleme yılları, “kahramanlar çağı”ydı. Gü­nümüzde gördüğümüz süper yıldızlar, güçlü sponsorlar ve takımlar, çuval dolusu paralar o zamanlar yoktu. Bisikletçile­rin çektiği azap, usta yazarla­rın satırları sayesinde 10 bin­lerce insanla buluşuyordu.

İkonik tırmanış Bisiklet tarihinin önemli isimlerinden Raphael Geminiani, 1952 Fransa Turu’nda Col du Tourmalet’den geçiyor.

1919’da L’Auto dergisinin sarı sayfaları, yarışın liderinin taşıyacağı mayoyu belirlemiş­ti. Böylece uğruna acılar çeki­len bir mitin rengi doğmuştu.

Bugün, bir zamanlar gö­nüllerin şampiyonu Pouli­dor’la Anquetil’in sönmüş volkanik tepelerdeki düel­losu; Amerikalı Greg Le­Mond’un son etapta Fransız Laurent Fignon’u 50 saniye geriden gelerek devirmesi; dopingin bisikletin üstünde kara bir bulut olarak dolaş­ması; Lance Armstrong’un önce efsane olup sonra do­ping yaptığını itiraf etmesi, Fransa Bisiklet Turu’nun ya­kın tarihinden sadece birkaç dönüm noktası.

Bisikletin ‘yamyam’ı 1969’da tarihin en etkileyici performansını göstererek en yakın rakibine neredeyse 18 dakika fark atan Eddy Merckx, “yamyam” lakabıyla anılıyor.

Pogačar, şimdiden “yaşar­ken efsane” olmaya adım at­mış gibi duruyor. Bugünden tarihin en iyisi olabilecek mi bilinmez ama, o ve genç ku­şağın biraz rutinleşen bu spo­ra başka bir heyecan getirdiği kesin.

Yıllar sonra 2021 Fransa Bisiklet Turu, yepyeni bir dö­nemin başlangıcı olarak göste­rilecek büyük ihtimalle. Yüz­yıllık bir kod, baştan yazılacak sanki…

En zorlu etaplardan 2013’te sarı mayonun sahibi Chris Froome, Tur’un en zorlu etaplarından Mont Ventoux’ya muhteşem bir tırmanış gerçekleştirmiş ve etabı kazanmayı başarmıştı.

PARA ÖDÜLLERİ

Kazanana 450 bin Euro

2009’dan bu yana yarış sonunda Sarı Mayo’yu kazananlara 450 bin, genel klasmanın ikincisine 200 bin, üçüncüsüne de 100 bin Euro veriliyor. Yarış sonunda Yeşil ve Benekli Mayo’nun sahiplerine 25 bin, Beyaz Mayo’ya ise 20 bin Euro veriliyor.

Etap galipleri 8 bin Euro alırken, Pireneler ve Alpler’in en yüksek noktalarını ilk geçenlerin ödülü 5 bin Euro. Bu ödüllerle Desgrange ve God­det’nin adları yaşatılıyor. Sarı Mayo’yu 1 gün taşıyan 350, diğer mayoların sahipleri ise 300 Euro alıyor. Her etap sonu dağıtılan “en savaşçı bisiklet­çi” ödülü 2 bin, yarış sonunda verilen “süper savaşçı” ödülü ise 20 bin Euro.

YARIŞ İÇİNDE YARIŞ

Sarı, Yeşil, Beyaz ve Benekli: Tur’un sembolü mayolar…

Amerikalı Greg LeMond’un son etapta Fransız Laurent Fignon’u 50 saniye geriden gelerek devirmesi…

SARI MAYO: Tur’un “müseccel marka”sı olan Sarı Mayo’yu genel klasmanda en iyi zamana sahip bisikletçi giyiyor. 1 gün taşımanın bile büyük bir onur olarak görüldüğü mayo, ilk defa 1919’da kullanılmış; rengini yarışın ilk organizatörü L’Auto gazetesinin basıldığı sarı renkli kağıtlardan almıştı. Rekor, tam 96 etapta Sarı Mayo’yu taşıyan Belçikalı efsane Merckx’te.

YEŞIL MAYO: Sprinterlerin kazandığı puan mayosu. Puanlar bitiş çizgisindeki ve etabın belirli noktalarında bulunan kapılar­daki sıralamaya göre dağıtılıyor. En çok puanı toplayan Yeşil Ma­yo’yu sırtına geçiriyor. 1953’ten beri kullanılan mayonun rengi, Tur’un ilk sponsoru olan mağaza­lar zinciri La Belle Jardinière’den geliyor. Tarihte, yarış sonunda en çok yeşil mayoyu kazanan sporcu ise Peter Sagan. Slovak sprinter tam 7 defa bu klasmanı lider tamamlamıştı.

KIRMIZI BENEKLI MAYO: Aynı zamanda “Dağların Kralı” mayosu olarak da biliniyor. Kategorilendirilmiş zirveleri ve dağ geçişlerini ilk geride bırakan bisikletçilerin, kazandıkları puanların toplanması sonucu bu mayonun sahibi ortaya çıkıyor. Bu kategoriler en kolay tırmanış olan 4. dereceden başlıyor; 3, 2, 1 diye yükselerek en zor kategori olan “kategori dışı” tırmanışlara uzanıyor. Bu formanın tasarımı, bir dönemin sponsoru Chocolat Poulain’in çikolata paketlerinin tasarımından geliyor. Tarihte “Dağların Kralı” olarak en çok taçlanan bisikletçiyse Richard Virenque. Fransız sporcu tam 7 defa yarış sonunda bu unvana ulaşmıştı.

BEYAZ MAYO: 1975’ten beri, genel klasmanın 26 yaş altındaki en başarılı bisikletçisi giyiyor. Tarihte bu mayonun sahibi olan ve aynı zamanda Tur’u kazanan 7 sporcu var: Laurent Fignon (1983), Jan Ullrich (1997), Alber­to Contador (2007), Andy Sch­leck (2010), Egan Bernal (2019), Tadej Pogacar (2020-2021).

Birden fazla mayo giymeye hak kazanan bisikletçiler, yarış sırasında sadece birini giyiyor. Birisi birkaç klasmanda liderliğini sürdürüyorsa, kendisi için daha prestijli olan mayoyu taşıyor; o klasmanın ikincisi ilgili mayoyu giyiyor.

Ayrıca her gün en çok atak yapan, en çok efor sarfeden veya en çok çabalayan bisikletçiye “En Savaşçı Bisikletçi” (Combati­vité) ödülü veriliyor. Ödül, puan sistemi yerine bir jüri tarafından değerlendiriliyor. Bu unvanı alan bisikletçi, ertesi gün kırmızı yarış numarası kullanıyor.